Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Buna göre, davacının ayrı yaşamada haklı olup olmadığının araştırılması ve "ayrı yaşamada haklılık" olgusunun kanıtlanması gerekir....
Aile Mahkemesi'nin 2010/51 E. sayılı dosyasında 06.04.2010 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakası için ilamların icrası yolu ile takip başlatılmayacağı ve icra emri gönderilemeyeceği gibi, hükmedilen tedbir nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen anne ... olup, reşit olan müşterek çocuk ... birikmiş tedbir nafakası alacağını takibe koyma hakkına ve sıfatına sahip değildir. Bu durumda, mahkemece, takibin dayanağı olan ilama göre alacaklı sıfatını haiz olmayan tarafından yapılan takibin, re’sen iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın sürekli alkol aldığı, alkolün etkisi ile küfürler ettiği, evin camlarını kırdığı, eşine çocuğuna saldırdığının anlaşılmış bulunmasına, davacı kadın için hükmedilen aylık 1000 TL. nafaka ile ortak çocuk Göksun için hükmedilen aylık 500 TL. nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar tedbir nafakası (TMK. md. 169); kesinleşme tarihinden sonrada ortak çocuk için iştirak nafakası (TMK. md. 182/2, 330); davacı kadın için ise yoksulluk nafakası (TMK. md. 175) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın ve velayeti kendisine verilen müşterek çocuk yararına hükmolunan nafakanın dava tarihinden boşanma kararının kesinleşmesine kadar tedbir nafakası (TMK md. 169), kararın kesinleşmesinden sonra ise kadın için yoksulluk nafakası (TMK md. 175) ve müşterek çocuk için iştirak nafakası (TMK md. 182/2) olarak hükmedildiğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakası (Boşanma) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm mal varlığı ve gelir yönünden yeterli araştırma yapılmadan davalı kadının yoksulluk nafakası (TMK m. 175) isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuş, tedbir nafakası dahil olmak üzere bozma kapsamı dışında kalan bölümler yönünden hüküm kesinleşmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların Türk Medeni Kanununun 174/1 maddesi kapsamında maddi tazminat isteklerinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava 02.12.2014 tarihinde, birleşen dava ise 05.01.2015 tarihinde açılmış, mahkemece davalı- karşı davacı kadın yararına ilk kez dava tarihinden geçerli olmak üzere 09.06.2016 tarihli karar duruşmasında tedbir nafakasına (TMK m. 169) hükmolunmuştur. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı erkek ile davalı-karşı davacı kadının sürekli gelir getiren bir işte çalıştıkları ve gelirlerinin denk miktarda olduğu, kadın yararına tedbir nafakası (TMK m. 169) koşullarının oluşmadığı anlaşılmaktadır....
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, mahkemece, 20.02.2014 tarihli ara kararla hükmedildiği halde, davalı kadının kendisi ve ortak çocuklar için süresinde tedbir nafakası istemediği gerekçesiyle hüküm fıkrasında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Mahkemece, müşterek çocuklar için istenilen iştirak nafakası talebi süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Davalı kadın ön inceleme duruşmasından önce sunduğu dilekçe ile iştirak nafakası talep ettiğine göre, talebinin süresinde olduğunun kabulü gerekir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK. m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK. m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının talep ettiği nafakanın boşanma davası sebebiyle alınması gereken tedbirler kapsamında kalan tedbir nafakası (TMK m. 169) niteliğinde olduğunun ve davacının Türk Medeni Kanununun 197. maddesi uyarınca harcı verilerek açılmış ayrı müstakil bir tedbir nafakası davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın reddine, tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına" karar verilmiştir. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece davalı ve müşterek çocuk için belirlenen tedbir nafakası miktarlarının az olduğunu belirterek talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince davacının tam kusurlu, davalının kusursuz olduğu belirlenmek suretiyle davanın reddine, tedbir nafakalarının karar kesinleşene kadar devamına karar verilmiştir....