Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/212 Esas 2022/125 Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; " Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafın İİK 277 ve devamı maddeleri doğrultusunda tasarrufun iptali istemi ile Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 19. maddesine dayalı iptal isteminde bulunduğu sabit olmakla muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına dahi gerek olmadığı, muvazaa nedenine dayalı talepte bulunulması nedeniyle hak düşürücü ve zaman aşımı süresinin söz konusu olmadığı, dava konusu Düzce ili, Merkez ilçesi, Dokuzpınar mahallesi, 147 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı borçlu T7 tarafından 01/12/2015 tarihinde 5.300,00 TL bedelle kardeşi olan davalı T5 sattığı ve mezkur taşınmazın devredildiği, taşınmazın daha sonrasında davalı Sadık tarafından kızı olan diğer davalı T4'ya 27/06/2019 tarihinde 29.569,60 TL bedelle satılıp, devredildiği, dosya kapsamında talimat mahkemesi tarafından gerçekleştirilen keşif neticesinde düzenlenen...
Celsede alınan beyanında ilgili taşınmazın muvazaalı bir şekilde kendisinin aldığını ikrar etmesini de dikkate alarak davanın TBK 19 maddesi gereği açılan muvazaaya dayalı iptali davası olarak nitelendirilip İİK 277. ve devamı maddeleri gereği açılan tasarrufun iptali davasında istenen aciz vesikası sunulması ara kararından vazgeçerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Eldeki davacı tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile talebin TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak davanın görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya tasarrufun iptali davası olarak bakılması gerekir. İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası olmasından dolayı bu tür davaları, elinde geçici (İİK.m.105) veya kat'i (İİK.m.143) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilmektedir....
Şu halde tasarrufun iptali davalarında davacının gerçekten alacaklı olmadığına ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın bu davalarda tartışılamayacağına ilişkin düşüncenin kabulüne olanak bulunmayıp, bu düşünce hukukun temel ilkelerinden olan iki kişinin 3. kişi aleyhine açık veya zımni biçimde anlaşmasının 3. kişiyi bağlamayacağı prensibine de aykırıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 19/06/2002 gün 2002/15- 495- 528) Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil imkanı sağlanırken, alacaklının alacağının şeklen varlığı değil gerçekliğinin de amaçlandığını göz ardı edilmemesi gerekmektedir." Kabule göre de, davacı tarafça ilk kaldırma kararımıza konu aciz vesikası halen sunulmamış olup, ivazlar arasındaki misli fark tek başına muvazaa nedeniyle iptal sebebi değildir....
Ltd.Şti. dışında yedi adet şirketinin daha mevcut olduğunu, 900'ün üzerinde işçi çalıştırdığını, dünyanın 34 ülkesine mal ihraç ettiğini, 12.000 USD tutarındaki bir alacak için muvazaa yaptığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığını belirterek ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; toplanan deliller, dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek davanın kabulü ile ... 8. ... Müdürlüğü'nün 2013/4066 sayılı dosyasında takibe konulmuş bulunan davacı alacağının TBK'nun 202. maddesi gereğince davalılardan ... Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Ltd.Şti.'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Sağlık Hizm ve Tic. Ltd. Şti vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemi ile BK 202 uyarınca davalı ...'den alacağın tahsili istemine ilişkindir....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2017/1201 Esas sayılı dosyasındaki savunmasında tahsil ettiği parayı kayın pederi olan diğer davalının hesabına yatırarak bu para ile borçlarını ödediği savunmasında bulunduğu, diğer davalının davalı borçlu tarafından hesabına yatırılan ve bilahare çekilen para üzerinde tasarrufta bulunmadığı, dava tarihi itibarı ile tasarrufun iptali talep edilen hesapta tahsil edilebilecek miktar kalmadığı ve bu hali ile tasarrufun iptali koşullarının oluşmadığının kabulü ile davacının davasının reddine yönelik karar verilmiştir....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
T2 :1- T3 2- T4 DAVA KONUSU :Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR TARİHİ :23/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/06/2021 Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen ara karara yönelik süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında yaptıkları takiplerin kesinleştiğini, maaşının haczi yazısına borçlunun maaşında başka hacizler bulunduğu belirtilerek sıraya alındığının bildirildiğini, davalı üçüncü kişi T4 tarafından borçlu hakkında Yozgat İcra Dairesinin 2019/5976 esasında yapılan bonoya dayalı yapılan takibin muvazaalı olduğunu belirterek İİK'nun 277 ve davamı maddeleri olmadığı takdirde TBK 19. maddesi uyarında muvazaa nedeniyle iptaline karar verilmesini, gerçekleştirilen tasarruf ve maaş haczi nedeniyle Kayseri Genel İcra Dairesinin 95664 esas sayılı dosyasına ihtiyati haciz...
Maddesine Dayalı Tasarrufun İptali KARAR : İzmir 3....
nun 277 ve devamı maddelerine göre geçersiz olduğunu belirterek, dava konusu tasarrufun iptalini, satış için yetki verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Oto Kiralama Ltd. Şirketi vekili; tasarrufun 10/06/2010 tarihinde yapıldığını, ancak davanın 18/08/2016 tarihinde açıldığını, beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili; müvekkilinin davaya konu taşınmazı 10.06.2010 tarihinde 52.500-TL bedelle diğer davalıdan satın aldığını ve halen anılan taşınmazın müvekkili tarafından kullanıldığını, devir işleminde muvazaa bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2020 NUMARASI : 2019/156 ESAS, 2020/755 KARAR DAVA KONUSU : MUVAZAA- TASARRUFUN İPTALİ KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Süleyman ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi gereğince davalı Süleyman'ın müvekkili bankadan kredi kullandığını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında Zonguldak 2....