"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali istemine ilişkin davada İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesi ve 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Asliye Ticaret mahkemesince; davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali davası olduğu, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen muvazaa ve hile iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olup TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvaza temeline dayalı olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/321 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK. 19. madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; dava dışı Adnan hakkında icra takibi yaptıklarını, dava dışı Adnan'ın annesi Kamile Cezairli'nin Adnan'ın borcu nedeniyle kendi üzerine olan mal varlığını davalılara muvazaalı olarak geçirdiğini ileri sürerek tasarrufun iptali ve ihtiyati hacze yönelik karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,davanın tasarrufun iptali bu mümkün olmadığı takdirde BK'nin 18.maddesi gereğince muvazaa nedeni ile tapu iptali tescil davası olduğu, BK'nin 18.maddesine dayalı talep yönünden; davacı ve eşinin muvazaa nedeniyle iptalini istediği tasarrufun tarafı olduğu, davacının kendi muvazaasına dayandığı, 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca böyle bir iddianın belge ile ispatının zorunlu olduğu, ayrıca bu belgenin akte mukaddem, en geç akit tarihinde düzenlenmiş olması gerektiği, davacı tarafından dosyaya böyle bir belge sunulmadığı gerekçesiyle BK'nun 18.maddesi gereğince açılan muvazaa nedeni ile tapu iptali tescil talebinin kanıtlanamaması nedeniyle reddine, tasarrufun iptali davası yönünden ise aciz belgesi sunulmadığı, icra dosyasındaki haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olmadığı, aksinin kabulü halinde de davacı ve eşinin muvazaa nedeniyle iptalini istediği tasarrufun tarafı olduğu, davacının kendi...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2020/220 ESAS DAVA KONUSU : Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil, olmazsa Tasarrufun İptali ve Cebri İcra Yetkisi Tanınması KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan Oktay'dan alacaklı olduğunu, davalı Oktay'ın, hakkındaki icra takibini sonuçsuz bırakmak amacıyla dava konusu taşınmazı üzerine almadığını ve diğer davalılar arasında muvazaalı olarak taşınmazın el değiştirdiğini ileri sürerek yoksuz muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescile, bu talepleri yerinde görülmezse tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi verilmesine ve tedbire yönelik karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlunun mal varlığını azaltmak (mal kaçırmak) amacıyla yaptığı muvazaalı işlemlerden zarar gördüğünü ileri süren alacaklı dilerse özel hüküm niteliğindeki İİK 277 ve izleyen maddelerine göre iptal davası, dilerse genel hüküm niteliğindeki TBK'nın 19'uncu maddesine göre muvazaa davası açabilir. Davacı alacaklı vekili yapılan işlemlerin muvazaa nedeniyle TBK 19'uncu maddesine göre iptalini olmadığı takdirde İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerine göre iptalini istemektedir. Davacının amacı alacağına kavuşmak olduğundan TBK'nın 19'uncu maddesine göre açılan iptal davalarında İİK'nın 283 maddesinin kıyasen uygulanacağı kayıt tashihine mahal olmaksızın tasarrufun iptal edilebileceği gözetildiğinde her iki istem yönüyle de ihtiyati tedbir talep edilen taşınmazlar uyuşmazlığın konusu değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK'nun 277 ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, davalılar arasındaki temlik sözleşmesinin davacının alacağı olan 24.600,00 YTL'lik kısmının muvazaa nedeniyle iptali ile bu miktarın davacıya ödenmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görev alanı dışında kalıp, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili, davacının husumet ehliyetinin bulunmadığını, kardeşler arasında yapılan tasarrufun tek başına muvazaa sebebi oluşturmayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davacı tarafın talebinin yerinde olmadığı, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, davacının, tapusunun iptalini talep ettiği taşınmazların maliki, mirasçısı ve alanı/satanı olmadığı, bu itibarla aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin muvazaalı yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur....
Davalı borçlu ...vekili, davacı tarafından açılan tazminat davası derdest olduğundan henüz kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olup dava koşullarının bulunmadığını, taşınmazların borç nedeniyle satıldığını ve kira ile anılan taşınmazları kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olup dava koşullarının bulunmadığını, satışların gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Ancak; Her ne kadar dava dilekçesinin talep sonucunda İİK'nin 277. ve devamı maddelerine dayanılmış ise de; davanın konusu olarak, "muvazaa nedeniyle TBK 19. maddesi ile İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali " gösterildiği gibi, dava dilekçesi içeriğinde satış işlemlerinin danışıklı olduğu iddiasının da ileri sürüldüğü anlaşıldığından davanın terditli, yani kademeli olarak açıldığı kabul edilmelidir. İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların yalnızca icra takibine konu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. TBK'nın 19. maddesine göre, 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....
İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takibinin TBK 19 maddesi uyarınca muvazaalı bir takip olduğu, davacı alacağının tahsilini imkansızlaştırmak amacıyla muzavaalı bir alacağa dayalı muvazaalı bir takip başlatıldığı belirtilerek, bu muvazaanın tespiti, muvazaalı takibin iptali, muvazaa nedeniyle oluşan zararın tespiti ile davalılardan tahsili talep edilmiştir. Buna göre davacı talebi, davalı şirketin davalıdan alacaklı bulunmadığını, bu alacağı oluşturduğu iddia edilen tasarrufun ve bu alacağa dayalı başlatılan icra takibinin TBK'nun 19 maddesi kapsamında muvazaalı olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir. Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde; davanın konusu itibariyle mutlak ticari dava olmadığı açıktır....