Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava; niteliği itibarıyla İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı İİK.nun 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olarak nitelemesi gerekirken, yazılı şekilde nitelemesi ve buna bağlı olarak icra takibi yapılması ve aciz belgesi alınmasına gerek olmadığı yönündeki gerekçesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarında; alacaklı tarafından geçici (İİK.nun 105.madde) veya kesin (İİK.nun 143. madde) aciz belgesi sunulması dava ön şartı olup hakim tarafından re'sen göz önünde bulundurulması gerekir. Aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasından ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından veya bozulmasından sonra bile sunulma olanağı vardır....
İlk derece mahkemesi tarafından; davacıların borçlu şirket aleyhine haciz işlemlerini başlattıkları, dava başlangıcında aciz vesikası ibraz edilmediği, hacze kabil malı olmadığına tutanağın borçlu şirketin adresi olmayan ve taşındığı tespit edilen iş yerinde tanzim edilmiş tutanak olduğu, hacze kabil malı yoktur tutanaklarının borçlu şirketin adresinde düzenlenmemiş olduğu, bu haliyle İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası açılabilmesinin ön şartı olan aciz vesikası ya da aciz vesikası niteliğinde bir belge bulunmadığından İİK 227 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali isteminin reddine karar verildiği, davalı tarafın tanıklarının T5'ın savunmalarını doğrular mahiyette beyanlarda bulunduğu, davacının TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebi ispatlanamadığının anlaşıldığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, öncelikle İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak, olmadığı takdirde TBK 19. maddesine istinaden muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davasıdır HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf; temlik aldığı alacağa istinaden başlatılan icra takibinde, takibin kesinleştiğini ve alacağın tahsil edilemediğini ileri sürerek davalı/borçlu T3 adına kayıtlı Giresun İli Espiye İlçesi Espiye Mahallesi 211 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3/20 hissesini kızkardeşi davalı T4 satışına yönelik 05.11.2015 tarihli tasarrufun Samsun 9....
Mahkemece, davanın İİK’nun 277.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı dava dilekçesiyle, davalı borçlu ...'ın alacaklısından mal kaçırmak amacıyla Çatalca Karacaköy 537 parselde kayıtlı taşınmazını 30.6.2004 tarihinde davalı ...'a sattığını belirterek tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı ... borcun tasarruftan sonra doğduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre davacının davasını ıspatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2021 NUMARASI : 2020/42 ESAS, 2021/274 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı,TBK 19 ) KARAR : Tokat 1....
Davalı ... vekili, müvekkiline ait işletmenin hak ve borçları ile birlikte...Ltd.Şti. devredildiğini taraf sıfatı kalmadığını, feragat ve kabulün tasarrufun iptali davasının konusu olamayacağını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davadan feragat ve kabul işlemlerinin İİK'nnu 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasının konusu olamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davadan amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının İİK’nun 97/17 ve 277-280 maddesine dayalı karşılık dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1.İstihkak davası açılması halinde satış isteme sürelerinin işlemeyeceği dikkate alınmadan haczin düştüğüne karar verilmesi hatalı olmakla birlikte taraflarca bu husus temyiz edilmediği ve davacı 3.kişinin temyizinde ise bu konuda onama kararı verilmesi istendiğinden aleyhe bozma yasağı gereği bu hususda karar verilmemiştir. 2.Alacaklı İİK’nin 97/17 fıkrasına dayalı ve karşı dava olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Bu davanın açılması ve yargılamanın devamı iskihkak davasının varlığına bağlıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/08/2022 NUMARASI : 2022/211 ESAS DAVA KONUSU : Muvazaaya Dayalı Tasarrufun İptali (TBK. 19. Madde) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan Feray'dan kredi sözleşmeleri nedeniyle alacaklı olduğunu, davalıların alacağı sonuçsuz bırakmak amacıyla aralarında muvazaalı işlem yaparak icra takibi başlattıklarını ileri sürerek davalılar arasında yapılan icra takibinde dosyaya giren paranın ödenmemesine yönelik tedbire ve ihtiyati hacze karar verilmesini, yargılama sonucunda ise tasarrufun iptaline yönelik karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2016/32346 sayılı dosyası ile davalı Kazim hakkında icra takibi başlattığı, takip dayanağının 18/08/2016 tarihli senet olduğu ve takibin kesinleştiği, borçlunun dava konusu taşınmazını 07/06/2016 tarihinde diğer davalı T1 tapu kayıtlarına göre 124.500,00 TL bedelle sattığı, davacı ile davalı borçlu arasında gerçek bir borç ilişkisinin bulunduğu, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapıldığı, aciz belgesi ile davanın ön şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı, davalıların kayınbirader-enişte olduğu, davalılar arasında ikinci dereceden sıhri hısımlık olması nedeniyle yapılan tasarrufun İİK 278/3- 1,1 bendi kapsamında bağışlama olarak kabul edilmesi gerektiği, davalılar arasındaki akrabalık ilişkisi ve davalıların beyanları dikkate alındığında yapılan tasarrufun İİK 280. madde ve TBK 19. hükmü kapsamında muvazaalı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....