Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe göre, davacının asıl amacının borçlu hakkında yaptığı ve sonuçsuz kalmış takip nedeniyle alacağını tahsil etme imkanına kavuşmak olduğu bu nedenle davanın niteliği itibarıyla BK'nun 19 dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de değerlendirmenin bir kısmı bu şekilde yapılmıştır. Ancak bu davanın görülebilmesi için dava konusu yapılan tüm bağımsız bölümlerin tapu maliklerinin davalı olarak yer alması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasından devam ettiğini, bu yargılama devam ederken mal kaçırma amacı ile muvazaalı olarak ...’nun dava konusu taşınmazı davalı kardeşi ... adına tescil ettirdiğini belirterek, muvazaalı işlemin iptali ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davacının alacağının dayanağı olacak İstanbul (Anadolu) 32. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/486 Esas sayılı dosyasının yargılamasının devam ettiğini, ortada kesinleşmiş bir alacak ve takibin olmadığını, dava dışı ...’nun davada taraf gösterilmediğini, taşınmazın gerçek malikine husumetin yöneltilmesi gerektiğini ayrıca dava konusu taşınmazı ...’dan... isimli şahsın aldığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Hukuk Dairesi’nin 18.11.2019 tarih, 2017/2488 Esas ve 2019/10763 Karar sayılı bozma ilamında; "Davanın, terditli olarak açılan, İİK.nun 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali, olmadığı takdirde BK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulmuş İİK'nin 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliği taşıyan haciz tutanağı dosya içerisinde bulunmadığından tasarrufun iptali davası yönünden ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi, BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda ise işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerektiği, davalı 4.kişi ...’nin kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesinin söz konusu olmadığı dikkate alınarak, mahkemece davanın reddine karar...
Davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile açıklanan nedenden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19 dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Öte yandan, bu davanın görülebilmesi içinde davacıların borçlu kooperatiften alacaklarını tahsil etmemiş olmaları gerekir....
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. 1-HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu res’en uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonucunda: Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Davacı; eldeki davada davalıların muvazaalı alacak yaratarak davalı ...'in diğer davalı hakkında icra takibi yapıp başka bir haciz yapmadan maaş haczi yaptığını, kendi hacizlerinin önüne geçtiğini ileri sürüp muvazaalı takibin iptalini ve maaş haczi ile tahsil edilen miktarın davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesini istemiştir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Bu tür davalar hak düşürücü süreye tabi olmaksızın, davacı tarafından her zaman açılması mümkün olan davalardır. Mahkemece dava doğru olarak BK’nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali davası olarak nitelendirildikten sonra, sanki yalın tapu iptali tescil davası gibi değerlendirilerek davanın hak dürücü süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Ancak, BK'nun 19.maddesine göre dava açılabilmesi için de davacının İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir takibin varlığı ön koşul olmamakla birlikte bu davayı açmakta hukuki yararının olması için somut olayda bir alacağının olması gereklidir. Dosya içerisindeki ve UYAP taki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ... arasında Erdemli 2....
e devrettiğini, devir işleminin muvazaalı olduğunu iddia ederek mal tasfiyesine ilişkin dava sonucunda katkı payının alınmasının engellenmek istendiğini, bu nedenle TBK.nun 19.maddesi gereğince ve İİK.nun 283.maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle hisse devir sözleşmesinin iptali istemli iş bu davayı açmıştır. Davada davacı ile davalılar arasında herhangi bir ticari alım satım ilişkisi bulunmadığı gibi davacının tacir olmadığı açıktır. Davaya konu edilen taraflar arasındaki bir ilişkiden kaynaklı uyuşmazlık değil, davalı ... ile diğer davalı ... arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı ve iptali istenen bir işlemdir. Ne tasarrufun iptali davasında ne de TBK.nun 19.maddesi gereğince İİK.nun 283. maddesinin kıyasen uygulanmasının istendiği muvazaa davası TTK.nun 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğinde olmadığından 6100 sayılı HMK.nun 2.maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alanında kalmaktadır(Gaziantep BAM 17....
e satışına ilişkin muvazaalı olduğu kabul olunan işlemin davacı açısından iptaline ve davacı yönünden dava konusu taşınmaz üzerine cebri icra yapma yetkisi tanınmasına” ibaresinin çıkarılarak yerine “davacının dava konusu Bursa 19. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11283, Bursa 19. İcra Müdürlüğü'nün 2013/10875 ve Bursa 19. İcra Müdürlüğü'nün 2013/11677 sayılı dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 9.pafta 1381 parselde kayıtlı, 3163m2 miktarlı, zeytinlik vasıflı, tapuda davalılardan ... adına kayıtlı iken Gemlik Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 06/05/2015 tarih ve ... yevmiye numaralı işlemi ile diğer davalı ...'...