Öte yandan Anayasa Mahkemesi'nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 15.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 25.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı Hazine vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz imar planında "I....
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şöyle ki; mahallinde 09.05.2016 tarihinde yapılan keşifte hazır bulunan tespit bilirkişiler ... ve ... ile mahalli bilirkişiler ... ve ..., çekişmeli taşınmaz her ne kadar kadastro sırasında davalı ... adına tespit edilmiş ise de aslında dava dış.....ait olduğunu, 20-25 yıldır adı geçen tarafından arpa buğday ekilmek suretiyle kullanıldığını, daha evvelinde ......babası tarafından 40-50 yıl aynı şekilde tasarruf edilerek kullanıldığını beyan etmişler, bu haliyle mahkemenin hangi gerekçeyle taşınmaz üzerinde davalının zilyetliğinin bulunduğu hususunda kanıya vardığı anlaşılamamış ve davalının kazanıma elverişli zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususunda tereddüt meydana gelmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 17.04.2012 gün ve 78/143 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, davacı dava dilekçesinde taşınmaz üzerindeki binasını 1988 yılının 5. ayında yaptırdığını açıkladığına, dosya arasında bulunan 913 nolu parselin tapu kaydına göre davacının binasının üzerinde bulunduğu parselin 11.12.1990 tarihinden itibaren ... adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşıldığına, öncesi tapusuz olsa bile davacının en erken zilyetliğinin başladığı 1988 yılında ... adına tapu kaydının oluştuğu 11.12.1990 tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık zilyetliğinin dolmadığı belirlendiğine, öte yandan sadece bina yapmanın ekonomik amaca uygun zilyetlik sayılmayacağına, taşınmaz üzerindeki ağaçlarında yaşları itibarıyla...
Taşınmazın davacının kayınpederi ... tarafından kullanıldığı bildirilmesine karşın, zilyetliğinin kendi adına mı yoksa davacıya teb-an mı olduğu açıklanmadığı gibi taşınmazın tümünün veya belirli bir bölümünün zilyet edilip edilmediği ve bu zilyetliğinin de taşınmazın ekonomik amacına uygun olup olmadığı yönlerinde de yeterli bir araştırma yapılmamıştır. Ayrıca tesbit bilirkişilerinden ...’nun dinlenilmesiyle yetinilmiş, diğer bilirkişiler dinlenilmemişlerdir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez....
in çekişmeli taşınmazı kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kime izafeten kullandığı, davalının malik sıfatıyla zilyetliğinin devam edip etmediği, taşınmazı kullanmamasının zilyetliği terk iradesine mi dayanmakta olduğu ve davacının zilyetliğinin başlangıç tarihi hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, alınan beyanlar ile önceki keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılması, kadastro tespitine kadar davacı tarafın taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla 20 yıla ulaşıp ulaşmadığının tespit edilmesi, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek çelişkinin giderilmesi, idari men kararının niza olarak kabul edilemeyeceği hususu da göz önüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki muhdesatın şerh verilmesi isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyedliğe dayanılmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (14.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....