İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin babasından intikal eden Amasya İli, Merzifon İlçesi, Ortaova Köyü, Barajaltı mevkii, 840 parsel no lu taşınmaz üzerindeki miras hak ve hisselerinin tamamını, Merzifon Noterliği’nin 9264 yevmiye numaralı, 13/10/2005 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satmayı vaad ettiğini, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesi geçersiz olduğunu, gayrimenkul satış vaadinin yapıldığı sırada taşınmaz üzerinde iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğunu, miras ortaklığından kaynaklanan iştirak halinde mülkiyette mirasçılardan biri ileriye dönük kendi payına düşen hisseyi satmayı vaad ederse işbu sözleşmeye dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunulamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, tapulu taşınmazların satışının resmi şekle tabi olduğunu, adi yazılı sözleşmenin geçerli olmadığını bu nedenle tapu iptal ve tescil istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosya davacısı ... tarafından 07.09.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 03.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen dosya davacısı/asli müdahil ..., asli müdahil ... vekili ile temlik alan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir....
Noterliği 14/03/2006 tarih ve 10614 yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesiyle 30.000 TL edel ile söz konusu yerin davalıya devredildiğinin öğrenildiğini, murisin yaklaşık 65 yıl boyunca söz konusu taşınmazı kullandığını, murisin oğlu ve davalı olan gelininin çocuklarıyla birlikte bu dairelerden birinde oturduğunu, davalının; murisin ikinci eşi olan Nazire Pektaş'ın öz yeğeni olduğunu, davalı ile dava dışı Nazire Pektaş'ın murisi kendi çocuklarına karşı kışkırtarak mirasçılara hiçbir şey kalamaması için tüm mal ve paraları kendi adlarına geçirdiğini, davalının murisi satış vaadi sözleşmesi yapması için iradesini ortadan kaldırdığını, asıl amacın mirasçılardan mal iken satış gibi gösterildiğini, satış vaadi sözleşmesinin 14/03/2006 tarihli olduğunu, bu tarihtensonra 80 yaşında olup murisin bu yaşta 65 yıldır kullandığı taşınmaz için satış vaadi sözleşmesi yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin 30.000 TL değer üzerinden yapılmasının taşınmazın değerine...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.11.2015 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, 10 parsel sayılı taşınmazın muris ... adına kayıtlı olduğunu, davalı ...'in ve diğer davalıların murisi ....'nun bu taşınmazdaki hisselerini satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı ....'...
Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK'nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde TMK'nın 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....
Noterliğinin 08.05.2001 tarihli ve 3995 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı olarak ... iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; ... iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Davada dayanılan 08.05.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesi 10.05.2001 tarihinde tapuya şerh edilmiştir. ... amaç, ilişkin bulunduğu hukuki durumu kayda sonradan malik olanlara da ileri sürebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Denilebilir ki, bu yönüyle şerh taşınmazın şerhten sonraki malikleri üzerinde de bir bakıma ayni etki gösterir. Dolayısıyla, şerhten sonra taşınmazı kazanan malikler şerh sahibi vaat alacaklısına karşı iyiniyet savunmasında bulunamazlar. Gerçekten, ... Kanunu m. 26’da “şerhten itibaren 5 yıl içinde satış yapılamaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, iş bu şerh ......
SAVUNMA: Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle; İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, taşınmaz satış vaadine dayalı tapu iptal ve tescil ve terditli olarak TMK 712. Maddesi gereği tapu iptal ve tescil bunun da mümkü olmaması halinde TMK 713/2 maddesi gereği tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacının taşınmaz satış vaadine dayalı olarak açmış olduğu tapu iptal ve tescil talebinin incelenmesinde; Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK'nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
Somut olayda; Davacı noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını, satışın muvazaalı olduğunu iddia ederek ... iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı davalı ...'in kötüniyetli olduğunu satışın muvazalı olduğunu ispat edemediğinden mahkemece ... iptal ve tescil davasının ve davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüştür. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacı ve davalı ...'ın yaptıkları biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacı tarafça nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediğinin; ancak, aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve ifanın artık imkansız hale geldiği tartışmasızdır....