No'lu sözleşme ceza faturasından kaynaklı), .... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyası (... No'lu ve ... No'lu tüketim faturasından kaynaklı), ... 22. İcra Müdürlüğünün ...E sayılı dosyası (... No'lu tüketim faturasından kaynaklı) ile icra takibine geçildiğini, davalının hukuki dayanaktan yoksun itirazları nedeni ile icra takiplerinin durduğunu, davalıdan kullanıma ilişkin ödenmeyen fatura bedellerinden ve sözleşme feshinden kaynaklı ceza faturasından ötürü alacaklı olduklarını beyan ile davalının icra takiplerine itirazlarının iptaline ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalıya usulune uygun şekilde tebliğ edilmiş, ancak her hangi bir savunmada bulunmadığı görülmüştür. Dava, taraflar arasındaki elektrik enerjisi satış sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura alacağı ve cezai şart alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemene ilişkindir. Dava konusu ... 22....
Bu durumda, mahkemece, dairenin eksik ve ayıplı hali ile düşük bedelle satışı nedeniyle uğranılan zarar istendiğinden uzman bilirkişi refakatiyle keşif ve inceleme yapılarak, dairenin satış tarihi olan ....02.2005 tarihinde eksik ve ayıplı haliyle değeri ve tamamlanmış değeri belirlenip, buna göre davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğradı ise miktarı tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, davacı tarafça iskan alınması gereken 01.....2003 tarihi ile satış tarihi olan ....02.2005 tarihleri arasındaki kira kaybı talep edilmiş olup, davalı tarafça cevap süresi içerisinde zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Mahkemece, davalının gecikme tazminatı istemi yönünden de zamanaşımı def''inin diğer isteme ilişkin aynı yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiştir....
edilmediğini, ifanın bu denli gecikmesinde gayrimenkul alacaklısı olan şirketin kusurlu olmadıklarının ispatının kendilerine düştüğünü, kusurlu olunmadığının ispatı da ancak mücbir bir sebebin gerçekleştiğinin ortaya konulması ile gerçekleşeceğini, davalıya edimin ifası için süre verilmesinin TBK madde 124/a çerçevesinde etkisiz olacağını, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu ilgili maddesince tanınmış olan seçimlik haklardan; aynen ifa ve gecikme tazminatı, derhal iladan vazgeçme ve müspet zararın tazmini, sözleşmeden dönme ve menfi zararın giderilmesini borçluya süre verilmeksizin talep etme haklarının bulunduğunu, müvekkilinin kendisine tanınmış seçimlik haklardan öncelikle aynen ifa ve gecikme tazminatı talep ettiğini, gecikme tazminatı ternerrüde düşülen vade tarihi ile müvekkiline sahip olacağı vaat edilen dairelerin teslimine kadar geçecek olan dönemi kapsaması gerektiğini, yapılacak yargılama sonucu aynen ifanın mümkün olmayacağı anlaşılır ise bu takdirde diğer seçimlik hakları kullanma...
HD 2016/1580 esas 2016/3466 karar sayılı kararı), resmi şekilde yapılan satış senedinde ise gecikmeden kaynaklı bir cezai şart hükmü belirlenmiş olmayıp tapu da satış ve devrin yapıldığı tarihte yapı kullanım izin belgesinin bulunmadığı bilinerek devir işlemi yapılmış olduğundan davacının geçersiz sözleşmeye dayalı cezai şart niteliğinde kira kaybı talep edemeyeceğinden ve tapuda satış ve devrin yapıldığı tarih itibari ile taşınmazı bu hali ile yapı kullanım izin belgesi olmaksızın almaya kabul ettiğinden ve ayrıca bir ihtirazi kaydı bulunmadığından sonradan çekmiş olduğu ihtarname ile gecikmeden kaynaklı cezai şart talep etmesinin yerinde olmadığı dava tarihinden önce de yapı kullanma izin belgesinin alındığı anlaşılmakla davanın yerinde görülmediğinden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur....
Davacı ve davalı tarafından sunulan ticari defterlerde davacının takibe konu 176.443 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, dava dışı ... ticari defterlerinde ve davalı kayıtlarında davacıdan kaynaklı kesinti, gecikme vb. kayıt belge bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 16/09/2011 tarihinde ... ... ... .... ... İşleri Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede belirtilen binaların mutfak ve banyo dolaplarının imalat ve montaj işleri davacı tarafından üstlenilmiştir. Sözleşmede işin bedeli 1.395.635,00 TL (KDV hariç) olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 10....
Davacı ve davalı tarafından sunulan ticari defterlerde davacının takibe konu 176.443 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, dava dışı ... ticari defterlerinde ve davalı kayıtlarında davacıdan kaynaklı kesinti, gecikme vb. kayıt belge bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 16/09/2011 tarihinde ... ... ... .... ... İşleri Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede belirtilen binaların mutfak ve banyo dolaplarının imalat ve montaj işleri davacı tarafından üstlenilmiştir. Sözleşmede işin bedeli 1.395.635,00 TL (KDV hariç) olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin 10....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebileceklerini, sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle sözleşmedeki cezai şart alacağının da geçersiz olacağını, kira tazminatı talebinin mesnetsiz olup, bu talebin reddi nedeniyle davalı yararına vekalete hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir. Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı teslim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hukuksal nedenine dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve kira alacağına ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, "...davalının hem arsa sahibi, hem de yapının yüklenicisi olduğu görülmektedir....
Sözleşmenin temelini oluşturan hukuki ilişki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanmaktadır. Kural olarak Türk Borçlar Kanunu sözleşmelerde şekil serbestisi benimsenmiştir. Ancak taşınmaz mülkiyete devir borcu doğuran sözleşmeler konusunda Medeni Kanun ile TBK 243.maddesinde taşınmaz satımının geçerli olması için getirilen resmi senede bağlanma şartı satış vaadi sözleşmeleri için de öngörülmüştür. 2644 sayılı Yasa 26. madde ile 1512 sayılı Yasa 60/3 ve 89. maddeleri taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin noterlerce düzenleme şeklinde yapılacağı kuralını koymuştur. Buradaki şekil bir geçerlilik şartı olarak düzenlendiğinden hakim tarafından taraflarca ileri sürülmese dahi her aşamada re'sen dikkate alınması gereken bir şarttır. Dolayısı ile satış vaadi sözleşmeleri geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak doğuran sözleşmelerdir....
Davalı teslimde geciktiği için davacılar BK’nın 96 ve 106/II. maddesi hükümleri uyarınca gecikme tazminatı istemekte haklı olduklarının kabulü gerekir. Bu durumda davacı ... satım akdi, .... protokol gereğince eksik kusurlu işler bedeli ve gecikme tazminatını istemekte haklı olduklarından dosyadaki delillere uygun ve denetime elverişli bulunan 22.05.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporunda hesaplanan 1.638,40 YTL eksik ve kusurlu işler bedeli ile 4.250,00 YTL gecikme tazminatı alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, mahkemece davalı tarafça geminin satış ve sicilden terkininden sonraki dönem için gecikme tazminatı istenmesi mümkün olmayacağından, gecikme süresi 07.07.2006'dan 21.08.2006 satış tarihine kadar 41 gün karşılığı mahsup edebileceği ceza 41 X 2.500,00 = 112.500 $ olup, davacının bakiye 115.402 $ alacağından sözleşmenin 16.2 maddesine göre hesaplanan 112.500 $ gecikme cezası mahsup edildikten sonra kalan 2.902 $ üzerinden davanın kısmen kabülüne karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak davanın tümden reddi doğru olmamıştır. Mahkeme kararının bu sebeplerle bozulması gerekirken onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, karar düzeltme talebinin kabulü uygun bulunmuştur....