Kabule göre de; Haksız inşaattan (TMK mad. 724) kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad. 725) savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. Bilindiği üzere; taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla yasa koyucu 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 722, 723, 724 ncü maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duymuş bu nedenle 725. madde hükmü getirilmiştir. Söz konusu maddeye göre “ Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur.”...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki davanın elatmanın önlenmesi ve kal davası olduğunu, davacı tarafın davaya konu 1095 parsel numaralı taşınmazda pay sahibi olduğunu, davalıların haklı bir sebep olmaksızın söz konusu taşınmaz üzerine yapı yaptıklarını belirterek elatmanın önlenmesi ve kal talebinde bulunduğunu, davalıların ise davaya konu yeri Yusuf oğlu Bahattin Tüfenkçi ve Mehmet oğlu Hasan Tüfekçi'den haricen satın aldıklarını belirterek davanın reddine ve temliken tescil talebine yönelik talepte bulunduklarını, TMK'nin 725. maddesi uyarınca taşkın inşaat halinde savunma yoluyla temliken tescil istenebilir ise de, TMK'nin 724. maddesi uyarınca haksız inşaat durumunda açılacak dava ile temliken tescil istenmesinin zorunlu olduğunu, somut olayda, temliken tescil konusunda davalı tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gibi verilen sürelere rağmen ayrı dava açıp birleştirme talebinde bulunmadıklarını, bu...
Davacı, 8876 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 8875 sayılı parsel maliki davalının ruhsatsız iki katlı taşkın inşaat yaparak taşınmazının bir kısmına tecavüz ettiğini, yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığını ileri sürüp elatmanın önlenmesini, tecavüzlü kısmın yıkılması ile yıkım masraflarının davalıdan tahsili ve komşu sınırın tespiti ile 2.400,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, maliki olduğu 8875 parsel sayılı taşınmaza 1997 yılında 2 katlı bina yaptığını, dava konusu taşınmazın önceki malikinin aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda işgal edilen kısımdan 1.000 TL karşılığında herhangi bir hak ve talepte bulunmayacağını noterde düzenlenen belge ile taahhüt ettiğini, davacının bu durumu bilerek taşınmazı satın aldığını, ecrimisil koşullarının oluşmadığını bildirip davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında temliken tescil istemiştir....
Nizalı taşınmazın malikleri olan ... ile ... yönünden tapu iptal ve tescil isteği reddedildiğinden ve davalı ...'nın tapu maliki olmamasından dolayı bu davalı aleyhine açılan tapu iptal ve tescil isteğininde reddine karar verilmiştir. Yukarıdada açıklandığı üzere, nizalı taşınmazın, inşaat sözleşmesine göre yüklenici olan davacıya düşen taşınmazlardan olduğu tartışmasızdır. Davacının, sözleşmeye bağlı edimini.../... e-imza e-imza .../...tamamen yerine getirdiği, karşı tarafın edimini yerine getirmesini isteyebileceği anlaşılmakla, davalı ...'...
Müvekkiline de taşınmazı satın alırken sınırların buralar olduğunun söylendiğini, müvekkilinin Maliye arazisine tecavüz etmek gibi bir kastının olmadığını, yerel mahkeme tarafından tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin sera yapımına başladığında Harita Mühendisini götürerek taşınmazı ölçtürdüğünü, Haritacı tarafından ölçüm hatası yapıldığını, ufak bir kısmının davacı T1 ait olduğunu keşif esnasında öğrendiğini ve bunun ürerine de söz konusu taşkın inşaat yapılan kısmın bedelini ödeyerek satın alabilmek için gerekli müracaatları hem idareye hem de Mahkemeye taşkın inşaat hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğini, davaya konu taşınmazın üzerindeki seranın ve içerisindeki ağaçların değeri, çıplak arzın dava konusu edilen alanın değerinden çok fazla olduğunu, davacı Hazineye ait taşınmaz üzerine yapılan seraya ilişkin olarak taşkın inşaat hükümleri uygulanmasının daha hakkaniyetli olup, yerel mahkeme tarafından bu şekilde karar verilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından yapılan...
TBK’ nun 50. maddesi uyarınca ve aynı zamanda sebepsiz zenginleşmeyi önleyecek biçimde dava tarihine ve objektif esaslara göre tespit ve takdir edilmelidir. (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. madde hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış 4721 s. TMK’nun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle çekişmeli taşınmazın paylı mülkiyet üzere davanın tarafları ve dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, davacının çekişmesiz olarak kullandığı bir bölümün bulunduğu saptanmak suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının (birleşen davanın davacısının) temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan ....08.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici olarak müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirerek, davalıya isabet eden zemin kattaki daireyi teslim ettiği halde, davalının inşaatın yapıldığı taşınmazın 80/100 oranında hissesini müvekkiline tapuda devretmediğini, gönderilen ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan taşınmazın tapusunun iptali ile sözleşmede belirtilen oranda hissesinin davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamından sonra tapu iptal ve tescil davası açılamayacağını, temliken tescil davasının mahiyeti gereği bir karşı dava olduğunu, karşı davanın ilk hüküm verilene kadar açılabileceği, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, belirlenen tazminatın düşük olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl dava men'i müdahale ve kal, birleştirilen dava temliken tescil istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 725 inci maddesi. 3. Değerlendirme Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....