Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 170 ada, 6 parsel sayılı taşınmazın halen davalı adına tapuda kayıtlı olduğu bağımsız bölüm tapusunun oluşmadığı, kat mülkiyeti ve kat irtifakı bulunmadığı, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinde arsa payının özgülenmediği, davacının açıkça "11 no.lu dairenin" tapusunun iptali ve tescilinin istediği, bu dairenin arsa payının iptal ve tescil isteğinde bulunmadığı, davacının talebinden farklı olarak arsa payının iptal ve tesciline karar verilemeyeceği, bu durumda bağımsız bölüm tapusu, kat mülkiyeti ve kat irtifakı oluşmamış bu daire ile ilgili olarak iptal ve tescil hükmünün kurulamayacağı, davacının talebi nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bu aşamada bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re'sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın ba...
Mahkemece bilirkişi raporu gözetilerek 8239 parsel hakkındaki davanın kabulüne, elatma saptanmadığından 9805 parsel hakkında açılan davanın reddine, karşı davanın da kabulü ile krokide kırmızı ile işaretlenen 8253 parseldeki A harfli bölüme ait davacı kaydının iptali ile karşı davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü 8253 parsel maliki davacı Mülazım Yılmaz temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Karşı davadaki istem taşkın inşaat nedeniyle kayıt iptali ve tescile ilişkindir. Gerçekten karşı davacıların maliki olduğu 8252 parsel üzerindeki yapının bir bölümü davacıya ait 8253 parsel üzerindedir. Bu haliyle karşı davacıların arsasındaki esas inşaat ile davacıya ait 8253 parsel üzerindeki taşan kısım fizik ve ekonomik olarak birbirine bağlanmıştır. Taşkın yapı sebebiyle karşı davacıların bir zaruret içersinde bulundukları da gerçektir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....
DELİLLER : Tapu kayıtları, keşif, bilirkişi raporu, ek rapor, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nun 725.maddesine dayalı taşkın yapı sebebiyle temliken tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacının maliki olduğu 104 ada 22 parsel sayılı taşınmaz 13/04/2010 tarihinde kadastro edinme sebebine istinaden dava dışı Maliye Hazinesi adına tapuya tescil edilmiş ve 28/11/2013 tarihinde de davacı adına satış suretiyle devir ve tescil edilmiştir....
Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir....
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re'sen araştırılmalıdır. Ne var ki 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.05.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 47 ada 110 parsel sayılı taşınmazda müvekkili ile davalıların paydaş olduklarını, komşu 47 ada 192 parsel üzerinde bulunan ve 110 parsele taşkın olan binada kat mülkiyetine geçmek istediklerini ancak taşkın inşaat nedeniyle mümkün görülmediğini ileri sürerek dava konusu 47 ada 110 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalı ...'in hisselerinden 50'şer m2'den toplam 100 m2'lik kısmının ifrazına, 192 parsel sayılı taşınmaz ile tevhidine karar verilmesini istemiştir....
(Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d) Bu üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.(Bknz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/5954 Esas, 2018/6343 Karar sayılı ilamı) Bilindiği üzere, haksız inşaat (TMK mad.724) ve taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad.725) müstakil dava yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. (Yargıtay 8....