WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 129 ada 13 parsel sayılı taşınmaza, komşu 129 ada 7 parsel maliki davalının taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile taşkın kısmın bedelinin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, aşamada verdiği dilekçe ile öncelikle elatmanın önlenmesini, olmazsa taşkın arsa bedeli yanında geri kalan kısmın uğradığı değer kaybı ile taşınmazında yaptırdığı binanın her katında meydana gelen daralmadan doğan zararın tazminini istemiştir. Davalı, taşkın olduğu iddia edilen binanın ruhsatlı olduğunu, fenni mesul denetiminde belediyece onaylanmış projeye uygun olarak inşa edildiğini, yapının başkasının arsasına taştığını bilmediğini veya bilebilecek durumda olmadığını, iyiniyetli olduğunu, taşkınlığın tespit edilmesi halinde temliken tescil isteğinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.07.2008 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi, birleşen dava ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; müdahalenin men'i isteminin reddine, birleşen tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 11.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı/birleşen davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır. 4 sayılı parselin maliki olan davalılar davanın reddini savunmuş, karşı davalarında ise Türk Medeni Kanununun 725.maddesine dayanarak temliken tescil, olmadığı takdirde irtifak hakkı tesisi talebinde bulunmuşlardır....

      Medeni Kanunu'nun 725. maddesine dayanılarak savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunulabilirse de somut olayda, davalının, kadastral parsele taşkın olacak şekilde yapılandığı, inşaata başlamadan önce iyiniyetli olduğunu gösterir bir delil veya resmi aplikasyonunun bulunmadığı gözetildiğinde, yazılı olduğu üzere elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 153.75.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 28.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece " dosya içeriğinden , toplanan delillerden davacının 26 parselin ifrazı ile oluşan 1 ve 2 parsellerde paydaşı bulunduğu, davalıların paydaş bulunduğu 89 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın ise 1 parsele taşkın olduğunun keşfen belirlendiği, davalılarında ayrı bir dava ile yada savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmadığı gözetilerek ... Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünden kaynaklanan mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, bir kısım davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...

          ın taşkın bina; davalı belediyenin de taşkın kaldırım yapmak suretiyle müdahale ettiğiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalılar Hasan, Zehra ve Belediye, davanın reddini savunmuşlar:diğer davalılar ise cevap vermemişlerdir. Mahkemece, 31 parsel malikleri Cemal ve Hüseyin hakkındaki davanın müdahalenin saptanamadığı gerekçesi ile reddine, davalı Belediye yönünden 8,27 m2 lik tecavüzünün keşfen saptandığı gerekçesi ile davanın kabulüne;diğer davalılar Zehra,Sami ve Hasan yönünden 8 parseldeki taşkın bina dışındaki 5,74 m2 lik muhtesatların yıkımına ;8 parsel sayılı taşınmazdaki binanın taşkın olan 1.01 m2'lik kısmı ile 6 parseldeki binanın 0,30 m2'lik bölümünün muhik tazminat karşılığında temliken tesciline ilişkin olarak verilen karar Dairece "......

            Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

              Davalının, eldeki davada savunmaları dışında Türk Medeni Kanununun 725. maddesi gereğince temliken tescil istekli Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/305 esas sırasını alan dava açtığı, anılan davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin açılan elatmanın önlenmesi davasında savunma yoluyla ileri sürülmesi mümkün olduğu gibi, ayrı bir davaya konu yapılması da olanaklıdır. Aynı dava içerisinde isteğin ileri sürülmesi halinde bu talebin dava da incelenip sonuca bağlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Ancak, ayrı bir davaya konu edilmesi halinde açılan bu davanın, elatmanın önlenmesi - kal davası bakımından bekletici sorun sayılması zorunludur. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2004/12016- K. 2004/12676, T. 8.11.2004) Hal böyle olunca; dava da yıkım istemi de bulunduğu gözetilerek davalının açtığı temliken tescil davasının sonucunun bekletici mesele yapılması sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....

              (Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır. Bu iki koşulun varlığı halinde taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısmın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarıda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi,ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağı da kuşkusuzdur....

                Kısacası taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteminde aranan iyi niyet koşulu olayda gerçekleşmiştir. Bu tür davalarda üzerinde önemle durulması gereken diğer bir koşulda halin icabından taşkın inşaatın yıkılması gerekip gerekmediğinin saptanmasıdır. Uygulama ve doktrinde “durum ve koşulların haklı kılması” şeklinde ifade edilen bu koşuldan inşaatın yıkılması ile inşaat sahibinin uğrayacağı zarar veya yıkılmaması halinde arsa malikinin arsasının uğrayacağı değer kaybının mukayese edilmesi anlaşılmalıdır. Bu koşulun içinde taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının davacı adına tescili için, taşkın kısmın ana taşınmazdan ayrılarak müstakil parsel oluşacak veya davacıya ait taşınmazla birleştirilecek şekilde ifrazının mümkün olması da aranmalıdır. Ancak; mahkemece bu konuda alınan bilirkişi raporlarında yeterli araştırma ve inceleme yoktur....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olup 06.06.2014 tarihli dilekçeyle de taşkın yapı nedeniyle TMK’nin 724, 725 vd. madde gereğince temliken tescil olmadığı takdirde irtifak hakkı tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 126 ada 34 parsel sayılı taşınmaza Fen bilirkişinin 03.09.2010 havale tarihli krokisinde A harfi ile gösterilen 11.03 m2 kısmına davalı tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine ve bu alanda bulunan beton ile kaplı binanın Kal'ine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal isteklerine ilişkindir. Somut olayda; davalı vekilinin maktu harcı yatırmak suretiyle savunma yolu ile temliken tescil olmadığı takdirde irtifak hakkı tesisini talep ettiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, mahkemece bu yönde olumlu olumsuz bir karar verilmiş değildir....

                    UYAP Entegrasyonu