Dairemizce yapılan inceleme sonunda 11/06/2019 tarih ve 2019/653 Esas 2019/668 Karar sayılı ilamıyla; "İlk derece mahkemesince "Davacı tarafça açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından Karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmiş ise de, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiği, taşkın inşaat nedeniyle açılan temliken tescil talebi cevap süresi içinde ileri sürülmemiş ise aynı dosyada dinlenme olanağı yoktur. Sonradan beyan dilekçesi ile bu hususun ileri sürüldüğü, bu ayrı bir dava olarak kabul edilerek tefrik kararı verilip 2018/398 Es. sırasına kaydın yapıldığı, başvuru harcı ve peşin harcın ikmal edilerek harç eksikliğinin giderildiği, tefrik ve ayrı bir esasa kayıt ile de ayrı bir dava olma şartının gerçekleşmiş olduğu, temliken tescil talebi ile ilgili olarak inceleme, araştırma ve değerlendirme yapmak gerekirken karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi doğru olmamıştır....
Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde düzenlenen taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur. Tüm bu açıklamalar ışığında, mahkemenin işin esasını inceleyerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09.06.2011 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir....
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre taşınmazın davacının temliken tescil hakkını ortadan kaldırmak amacıyla davalı tarafından edinildiği kanıtlanamamıştır. Dolayısıyla davacı, davalının taşınmazı edinmeden önce yapıldığı anlaşılan fen bilirkişinin raporuna ekli krokide 2 numaralı olarak gösterilen bina ile ilgili davalıdan bir talepte bulunamaz. Öte yandan, taşınmaza yapılacak binanın sürekli, esaslı ve mütemmim cüz (tamamlayıcı parçası) niteliğini taşıması gerekir. "Taşınır yapılar" başlıklı TMK'nın 728. Maddesinde kulübe, büfe, çardak, baraka ve benzeri yapılar taşınır yapı kapsamında bulunduğu belirtilmektedir. Fen bilirkişinin raporuna ekli krokide 4 numaralı olarak gösterilen yapının "sundurma" vasfında olduğunun saptanması nedeniyle taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliği taşımadığından temliken tescil istemine konu oluşturamaz. Bu nedenle, davacının kalıcı nitelikte olmayan bu yapı nedeniyle tescil isteminin kabulü mümkün değildir....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kayden davacının malik olduğu taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın garaj yapmak suretiyle müdahalesi saptanmak ve Türk Medeni Kanunu'nun 725.maddesinde düzenlenen taşkın inşaat halinde savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunulabileceği, TMK'nun 724.maddesinde düzenlenen haksız inşaat durumunda ise temliken tescil isteğinin açılacak ayrı bir dava ya da karşılık dava ile istenebileceği gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 351.25.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,YIKIM,ECRİMİSİL,TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 520 parsel sayılı taşınmazına komşu 5 parsel maliki davalıların taşkın inşaat nedeniyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ya da davalılar adına temliken tescil ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, binanın belediyeden ruhsat alınarak inşaa edildiğini, oturma iznininde bulunduğunu, kötüniyetli olmadıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların iyiniyetli oldukları gerekçesi ile temliken tescil isteğinin kabulüne, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....
Her iki dava arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan Dairemizin 2019/1114 esas 2019/1102 karar sayılı kararı ile temliken tescil davasının bekletici mesele yapılması gerektiğinden kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de elatmanın önlenmesi ve temliken tescil istemleri birbirinin sonucunu etkileyeceğinden her iki talebin birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir. Bu durumda mahkemece, 6100 Sayılı HMK'nın 166. maddesi gereğince, temliken tescil ve elatmanın önlenmesi istemli davaların birlikte görülüp sonuçlandırılmaları bakımından eski tarihli dosya üzerinden davaların birleştirilerek karara bağlanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın kaldırılması gerekmiştir....
d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda; davacının harici satış sözleşmesine dayanarak davalılar aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/104 Esas, 2013/175 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleşmesi üzerine davacı temliken tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan dava konusu taşınmaz üzerinde 89 m2 inşaat temeli bulunduğu, binanın tamamlanmadığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 724....
Karar Dairemizce; "Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde düzenlenen taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur..." gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulup yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, 26.12.2011 tarihli keşif krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 104,74 m2'lik kısmın 552 sayılı parselden ifraz edilerek davacılar adına tesciline, depo edilen bedelin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine göre taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu 552 parsel sayılı taşınmazın tapulama ile 17.04.1982 tarihinde davacı ... ...'...
Davada iki ayrı talep mevcut olup, ilki harici satış istemine dayalı tapu iptali ve tescil, ikincisi haksız inşaat nedeniyle temliken tescil istemine ilişkindir. 1. Asli müdahiller ...İşin mirasçıları ile ... İşin mirasçılarının temyiz itirazlarına yönelik yapılan incelemede; ...İşin'in 23.08.1988 ve 20.05.1989, ... İşin'in 15.05.1989 tarihli harici senetler ile dava konusu taşınmazdan yer satın aldıkları, ...İşin mirasçılarının 31.10.2014, ... İşin mirasçılarının 20.10.2014 havale tarihli dilekçeler ile eldeki davaya asli müdahil sıfatıyla dahil olarak kadastro öncesi sebebe dayalı olarak ve 10 yıllık hak düşürücü süre (Kadastro Kanunu mad. 12/3) geçtikten sonra talepte bulundukları, bilirkişi raporuna göre bu kişilerin hak iddia ettikleri yerlerde temliken tescil talebine konu olabilecek yapı bulunmadığının bildirildiği anlaşıldığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 2....