Bilindiği üzere, TMK'nin 725. maddesi uyarınca taşkın inşaat halinde savunma yoluyla temliken tescil istenebilir ise de, TMK'nin 724. maddesi uyarınca haksız inşaat durumunda açılacak dava ile temliken tescil istenmesi zorunludur. Somut olayda, temliken tescil konusunda davalı tarafından açılmış bir dava bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davalının taşınmazı muvafakate dayalı olarak kullandığı, dava açılmakla muvafakatin geri alındığı gözetilerek elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir " gerekçesiyle hükmün bozulmasına dair karar verilmiştir. Bozma kararından sonra davalı vekili ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/29 Esas sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazda müvekkili tarafından yapılan yapının bulunduğu kısım ile ilgili temliken tescil isteminde bulunmuş, 06.05.2014 gün ve 2014/253 Karar sayılı ilam ile iş bu dosyanın asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki temliken tescil, 2. kademede tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22/01/2019 gün ve 2016/10180 Esas, 2019/668 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK’nin 724. maddesi uyarınca temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden kabulüne karar verilmesi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 23.01.2017 tarihli 2015/7330 Esas ve 2017/442 Karar sayılı ilamı ile "...davacıların yapılandıkları bölümlerin ana taşınmazdan ifrazı mümkün olmadığından Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca temliken tescil koşullarının oluştuğundan sözedilemeyeceği, davacıların temliken tescil taleplerinin reddi ile ikinci kademedeki tazminat istemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile, davacıların temliken tescil taleplerinin reddine; tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Davacı, komşu ... parsel maliki davalıların, yaptıkları taşkın inşaat nedeniyle kayden maliki bulunduğu ... parsel sayılı taşınmaza müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalılar, belediyeden aldıkları ruhsata göre inşaat yaptıklarını, aplikasyon krokisinde tecavüzün olmadığının saptandığını belirtip, davanın reddini savunmuşlar; savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuşlardır. El atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne ilişkin kararın Dairece bozulmasından sonra yapılan yargılamada verilen temliken tescil isteğinin kabulüne yönelik karar da araştırma eksikliğinden ve bozma gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle iki kez bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonucunda temliken tescil isteğinin kabulüne ve depo edilen bedelin davacıya ödenmesine karar verilmiştir....
Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir.Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır.Buna karşılık,üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir (Prof.Dr.Kemal T.Gürsoy, Fikret Eren,Erol Cansel.Türk Eşya Hukuku.... 1978.sh.610).Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve taktiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek taktir edilir.Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder.Bu değer inşaat nedeniyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş taktir yetkisi bulunmaktadır (TMK.m.4)....
Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir.Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık,üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir (Prof.Dr.Kemal T.Gürsoy, Fikret Eren,Erol Cansel.Türk Eşya Hukuku.... 1978.sh.610).Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve taktiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek taktir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder.Bu değer inşaat nedeniyle taşınmazda meydana gelen objektif değer artışı oranı olmayacağından burada da olayın özelliğine göre hakimin geniş taktir yetkisi bulunmaktadır (TMK.m.4)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2015 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın temliken tescil yönünden reddine, tazminat yönünden kabulüne dair verilen 20.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davalı ...’ın, 18.2.2016 tarihli ve usulüne uygun kimlik tespiti yapılmış dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşılmakla, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere feragat nedeniyle davalı ...’ın temyiz dilekçesinin REDDİNE, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine, 22.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar veridi....
(Objektif koşul) c)Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; birleştirilen davada temliken tescil isteyen davacı, taşınmazı 1993 yılında satın aldığını, komşu taşınmaza taşkınlık yapacak bir değişiklik yapılmadığını, asıl davada elatmanın önlenmesini isteyen davacının bu zamana kadar hiçbir itirazı olmadığını, iyiniyetli olduğunu ileri sürmüş ise de elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmediğini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen bilebilecek durumda olmadığını ispatlayamamıştır. Bu durumda iyiniyetin varlığı kabul edilemeyeceğinden TMK'nın 725. maddesindeki temliken tescil koşulları gerçekleşmemiştir....
Mahkemece davacının davasının kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, davalı tarafın temliken tescil isteği hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi ve davacı tarafın davalı tarafa keşide etmiş olduğu ihtar ile rızasını geri aldığı anlaşıldığından, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren ecrimisile hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 4.11.2014 tarihli ve 2013/13906 Esas, 2014/16774Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine, Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının davasının kısmen kabulüne, davacı adına kayıtlı 1483 parsel sayılı taşınmazın bilirkişiler ... tarafından düzenlenen 16.11.2012 tarihli rapor eki krokide A harfi ile gösterilen toplam 769,14 m2’ lik kısmının davalının temliken tescil talebinin de kabulü ile 692.226,00 TL tazminat karşılığı ifrazen tapusunun iptali ile davalı adına kayıtlı 218 ada 2 parsele tevhidi suretiyle tesciline, davalı tarafından depo edilen 692.226,00 TL’nin karar kesinleştiğinde bütün nemaları ile birlikte...
Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 26.02.2007 gününde verilen dilekçe ile asıl davada Türk Medeni Kanununun 724.maddesince temliken tescil; birleşen davada davacı ... tarafından 07.02.2007 günlü dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal veya inşaat bedelinin verilmesini; birleşen ikinci davada davacı ... tarafından 14.04.2009 tarihli dilekçe ile davalı ... aleyhine tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davada temliken tescil isteminin reddine, birleşen birinci davada müdahalenin meni talebinin kabulüne, birleşen ikinci davada toplam 115.183,23 TL tazminat isteminin kabulüne dair verilen 24.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve birleşen birinci dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl davada davacı ..., davalıdan 1931 parsel numaralı taşınmazının 1500 m2'lik kısmını harici satış...