WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2019/196 Esas KARAR NO : 2021/189 DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/04/2019 KARAR TARİHİ : 17/03/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının dava dışı ... Sağlık Hizmetleri Eğitim ve Tedavi Merkezi A.Ş.'nin tasfiye memuru olduğunu, davacının dava dışı şirketten ... Mahkemesinin ... esas sayılı dava sonucu nedeni ile toplam 21.794,32 TL alacaklı olduğunu, davalı tasfiye memurunun bu hususu bilmesine rağmen tasfiye işlemlerini tamamlandığını ve tasfiye işlemlerini de usule uygun yapmadığından bilerek davacıyı zarara uğrattığından davalıdan ...ATM'nin .......

    Davalı T3 07/12/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müdürlüğün TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurlarının tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı T3 sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine, mahkeme aksi kanaate ise müvekkili aleyhe yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

    b)Tasfiye memurlarınca hazırlanan bilançoya göre şirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazla olması hâlinde tasfiye memurları durumu derhal alacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasına karar verilmesi için mahkemeye başvuruda bulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde kaydın silineceği ihtar olunur. Alacaklıların başvurusu üzerine mahkeme iflasın açılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde şirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiye memurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veya kooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir....

      Müdürlüğü vekilinin 25/01/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket etmediğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirkettasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun...

        Bu durumda; 1) İlgili Ticaret Sicilinden Tasfiye Halinde ...Limited Şirketi'nin tasfiye işleminin tamamlanıp tamamlanmadığının sorulması, tasfiyesi tamamlanmamışsa, tasfiye memurlarının kimlik ve adres bilgilerinin bildirilmesinin istenmesi ve gerekçeli kararın tespit edilen tasfiye memurlarına yöntemince tebliğ edilmesi, 2) Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa davalı Tasfiye Halinde ...Limited Şirketi'nin ihyasının sağlanması için davacıya uygun süre verilmesi, 3) İhya olunduktan sonra gerekçeli kararın yöntemince tebliğ edilerek temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. (HMK 366.) maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı, açılan davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve alacak davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması gerekmez....

            Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü 07/12/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müdürlüğün TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurlarının tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine, mahkeme aksi kanaate ise müvekkili aleyhe yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....

              BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; "...davacı tarafından yapılan 3.523.000,00 TL alacağı bulunduğunu bu nedenle ihtiyati haciz talep ettiğini, ilk derece mahkemesi de ihtiyati haciz kararı verdiğini, fakat bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı devlet dahil tüm alacaklılarının haklarının korunabilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerini sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve devam eden davalarla ilgili olarak borçları güvence altına almak amacıyla tasfiye memurluğu kontrolündeki bir banka hesabında bloke edilmesi gerektiğini ancak verilen ihtiyati haciz kararı ile tasfiye memurluğunun tüm işlemleri durduğunu, tasfiyenin gerçekleştirilemediğini..." ifadelerini içeren gerekçelerle ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF İSTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava taşınmaza yapılan zorunlu ve faydalı masraflardan kaynaklanan itirazın iptali davasıdır....

              İlk derece mahkemesince, mahkemenin tasfiye memuru ataması veya görevden almasının sınırlı haller ve sebeplere dayalı olduğu, bu hallerden biri de gerçekleşmediğinden davacının başvurusunda hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. 6102 sayılı Kanunda tasfiye halindeki anonim şirketlerde şirket genel kurulu tarafından seçilen ve görev süreleri sona eren tasfiye memurlarının yerine Mahkemece atama yapılacağına ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte 536/3 ve 537/3 maddeleri uyarınca gerekli hallerde Mahkemece de tasfiye memuru atanabileceğine ilişkin düzenlemeler karşısında, görev süreleri sona eren ve genel kurulca yerlerine yenileri seçilmeyen tasfiye memurlarının yerine tasfiye işlemlerini yürütmek üzere talep halinde mahkemece de tasfiye memuru atanabileceğinin kabulü gerekir. (Yrd. Doç....

                İlgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin ünvanı, faal olup olmadığı, tasfiye hali varsa tasfiye memurlarının isim ve adresleri, şirketin adresi ve şirketi temsile yetkili olanlarla ilgili sicil kaydı sorularak, bildirilecek adresin, gerekçeli kararın tebliğ yapıldığı adres olması halinde, herhangi bir işlem yapılmadan; farklı bir adres ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak davalı şirkete, tasfiye halinde ise şirket adına tasfiye memurlarına gerekçeli kararın tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ve temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin davacılar vekiline tebliğ edilerek, temyize cevap süresi beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu