Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 27/02/2020 NUMARASI : 2019/60 ESAS 2020/192 KARAR DAVA KONUSU : Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat KARAR : Taraflar arasındaki şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul Ataköy'de sahibi olduğu gayrimenkulünü sattıktan sonra birikimini değerlendirmek üzere borsadan Koza hissesinden 07/10/2015 tarihinde 200.000 adet 2.05 fiyatından 410.000 TL tutarında aldığını, hisseyi aldıktan sonra 26/10/2015 tarihinde Koza Anadolu Madencilik A.Ş.'...
SAVUNMA: Davalı------------ vekili cevap dilekçesinde özetle; -------- TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurlarının kusurundan dolayı ---- sorumluluğu bulunmadığından bahisle müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tasfiye memuruna usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görüldü. İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK.547.maddesi uyarınca, ek tasfiye için şirketin sicil kaydının ihyası isteğine ilişkindir.TTK 547.Madde uyarınca Tasfiye Halinde -------- sayılı dosyası için ihyası talebidir.TTK'nın 547....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket etmediğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/621 Esas KARAR NO : 2021/1045 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan) DAVA TARİHİ : 24/09/2021 KARAR TARİHİ : 16/12/2021 Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonrasında; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının %50 oranında hisse ile dava dışı ... Ltd. Şti.'...
Şti.’nin 23.05.2011 tarihinde tasfiyesine karar verilerek, tasfiye işlemlerinin 30.11.2012 tarihinde sona erdiğini, şirketin tasfiye sürecindeyken açılmış davalar bulunduğunu, davaların tasfiye kararı alındığı tarihte reddedildiğini, daha sonra Yargıtay bozması üzerine tasfiye kararından sonra şirket yönünden de davaların kabulüne karar verildiğini, verilen bu kararlardan sonra tasfiye memuru ve şirket ortaklarının şahsi sorumluluğundan kaynaklı davalar açıldığını, bu davalarda alınan bilirkişi raporunda tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığına ilişkin görüş bildirildiğini, TTK'nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin usulsüz şekilde yapılması halinde mahkemece atanacak tasfiye memuru ile ek tasfiye yapılacağının ön görüldüğünü, birleşen dava davalısının tasfiye memuru ve yasal hasım olduğunu ileri sürerek, şirketin ihyası ile ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını talep etmiştir....
Şti.’nin 23.05.2011 tarihinde tasfiyesine karar verilerek, tasfiye işlemlerinin 30.11.2012 tarihinde sona erdiğini, şirketin tasfiye sürecindeyken açılmış davalar bulunduğunu, davaların tasfiye kararı alındığı tarihte reddedildiğini, daha sonra Yargıtay bozması üzerine tasfiye kararından sonra şirket yönünden de davaların kabulüne karar verildiğini, verilen bu kararlardan sonra tasfiye memuru ve şirket ortaklarının şahsi sorumluluğundan kaynaklı davalar açıldığını, bu davalarda alınan bilirkişi raporunda tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığına ilişkin görüş bildirildiğini, TTK'nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin usulsüz şekilde yapılması halinde mahkemece atanacak tasfiye memuru ile ek tasfiye yapılacağının ön görüldüğünü, birleşen dava davalısının tasfiye memuru ve yasal hasım olduğunu ileri sürerek, şirketin ihyası ile ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/43 KARAR NO : 2023/678 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/10/2014 KARAR TARİHİ : 28/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan tazminat (şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan) davasının yine mahkememiz ------esas sayılı dosyasından verilen 12/02/2020 tarihli ara kararı ile davacılar yönünden tefrik edildiği ve yukarıdaki esası aldığı anlaşılmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde ---- hakim ortak----- tahsisli sermaye artışını ana sözleşmenin 7. Maddesine aykırı olarak itibari değerinin altında gerçekleştirdiğini, müvekkillerinin haklarını ana sözleşmeye aykırı olarak olarak kısıtladığını ve hakim ortağa birleşme öncesi avantaj sağladığını, şirket ana sözleşme değişikliklerinin ancak TK 460 md....
Tur'un tüm alacaklarını ve borçlarını TTK'nın amir hükümlerine uygun olarak tasfiye etme görevini üstlendiğini, davalının şirket alacaklarından adresi bilinenlere bizzat yazılı tebligat ile, adresi bilinmeyenlere gazete ilanı ile şirketin tasfiyesini haber vermek olduğunu ancak bu görevini yerine getirmediğini, davalıya muhtıra çıkarıldığını, davalının muhtıraya cevap olarak, "adı geçen şirketin tasfiye bilançosunun henüz hazırlanmadığını, hazırlanmama sebebinin ise, devlete olan sigorta ve vergi borçları olduğunu, bu borçlar henüz kapatılmadığından ve şirketin herhangi bir geliri ve malı bulunmadığından bu işlemlerin tamamlanamadığını, daha önce şirketin mevcut mal varlıklarının ise haciz yoluyla el konulduğunu ve satıldığı" şeklinde beyanda bulunduğunu, tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça, hem şirkete hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu...
Maddesinde düzenlendiği gibi tasfiye halindeki şirketlerin ehliyeti tasfiye amacı ile sınırlı olarak devam edeceğini, bu durumda şirket ortaklar genel kurulunda tasfiyenin kapamasma ilişkin karar alırken tasfiye memurlarının ve ortakların yasanın öngördüğü yükümlülük ve görevleri gereği gibi yerine getirmedikleri, tasfiyenin kapanması ve kaydın silinmesine ilişkin raporu kabul ederek sorumluların ibrasına karar verdiklerinin anlaşıldığını, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında belirtildiği gibi şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işleminin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, eğer tasfiye işlemleri gerçek olarak tamamlanmamış vc tasfiye gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilden terkin edilse bile şirket tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemeyeceğini, bu nedenle tasfiyenin kapatılması işlemini iptali ile şirketin yeniden ihyasını isteme zorunluluğu doğduğunu belirtmiş, tasfiyenin kapatılmasına ilişkin kararın...