WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, açılan davayla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını isteme hakkına haiz olup tasfiye nedeni ile sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararı da mevcuttur. TTK 547. maddeye göre açılan ihya davalarında süre söz konusu değildir. İhya kararı verilebilmesi için tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerinde kusurlarının bulunması ve iş akdinden kaynaklanan alacak davasının tasfiye işlemleri tamamlanmadan önce açılması da gerekmez....

    Davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile; Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket etmediğini, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının, memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan ve tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandırdığı iddia edilen tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, TTK m. 547/2'ye göre, mahkemece istemin yerinde olduğuna kanaat getirilmesi durumunda şirketin ek tasfiye amacıyla ticaret siciline yeniden tescili ile birlikte bu işlemlerin yapılması için son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması gerektiğini, zira Kanun'un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, önceki tasfiye memurlarının görevinin terkin işlemiyle birlikte son...

      Davacı tarafça, alacaklısı olduğu borçlu şirketin tasfiye memuru olan davalının, borçlu şirket hakkında başlatılan icra ve haciz işlemlerinde yükümlülüklerini yerine getirmediği, sürekli adres değiştirdiği, alacağa kavuşulmasına engel olduğu gibi, tasfiye sürecini usulsüz olarak kapattığından, davacının alacağından şahsen sorumluluğu bulunduğu iddia edilerek 6102 sayılı TTK'nun 644.maddesi uyarınca, limited şirketlerde de uygulanması gereken TTK'nun 553.maddesindeki kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu kapsamında eldeki tazminat davası açılmış, davalı ise, davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanında, davanın reddini savunmuştur....

        SAVUNMA / Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye süresinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu olduğunu, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, Bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerinin, Müvekkil Sicil Müdürlüğü’nce tespit edilmesinin mümkün olmadığının, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü...

          Her ne kadar davacı tarafça tasfiyenin kapatılması talebiyle dava açılmamış ve dosya tevzi sonucunda mahkememize gönderilmiş ise de,------karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere tasfiyeye ilişkin dava dosyalarıyla ilgili olarak mahkemenin görevinin tasfiye kararının kesinleşmesiyle sona ermediği, tasfiye memurlarının kararı veren mahkemenin denetiminde tasfiye işlemini yürüterek sonuçlandırması ve tasfiyenin sonuçlanmasına kadar alınması gereken tasfiye ile ilgili bütün kararların kararı veren mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiği, somut istem açısından şirketin tasfiyesine karar verilip tescil ve ilanından sonra tasfiye memurunun mahkemenin denetiminde tasfiye işlemlerini yaptığı, tasfiye süreci içinde şirket ile ilgili davalarda şirketi temsil etme yetkisinin tasfiye memurlarına ait olduğu, tasfiye süresi içinde tasfiyeyi etkiler nitelikteki gerek tasfiye memurlarınca gerek şirketin yetkili organlarınca alınacak karar ve yapılacak işlemlerin tasfiye kararı veren mahkemenin...

            Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Kanuni temsilcilerin sorumluluğunun şirketin tasfiye dönemi dışında görev yaptıkları dönemlerle sınırlı olduğu, tasfiye döneminde sorumluluğun ise tasfiye memurlarına ait olduğu, davacının kanuni temsilci olarak sorumluluğunun devam ettiği iflas idaresi memurlarının seçildiği 30/11/2007 tarihine kadar olan ve şirket malvarlığından tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan alacaklardan vergi ödevlerini yerine getirmede kusurlu olduğu takdirde sorumluluğu bulunmakta ise de, Mahkeme tarafından 23/05/2018 tarihli ara kararı ile müflis şirketin malvarlığı ve alacaklılar tarafından iflas masasına yazdırılan alacakların nitelik ve miktarı sorulmasına rağmen, Ankara 21. İcra Dairesinin ... tarih ve "......

              İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tasfiye memurlarının istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13 Hukuk Dairesi tarafından 6102 sayılı TTK 547/2. maddesi gereğince kanunun emredici hükümlerine aykırı davranıldığının anlaşıldığı, ihyasına karar verilen kooperatifin iş davası ile sınırlı ihya kararı verilmesi ve tasfiye memuru atanması kararı verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edildiği, ayrıca husumetin Ticaret Sicil Müdürlüğü yanında terkin edilen şirketin tasfiye memuruna yöneltilmesi gerekmekte ise de terkin edilen şirkete husumet yöneltilmesi mümkün olmadığının da dikkate alınmadığı gerekçesiyle, davalı tasfiye memurlarının istinaf talepleri yerinde görülmemekle birlikte HMK’nun 355.maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık niteliğindeki tasfiye memuru tayini ve ihyanın dava ile sınırlandırılması, tasfiye konusu şirket yönünden husumet yönünden davanın reddi yönünden düzenleme gerektiğinden HMK 355, 353/1-b/2 maddesi uyarınca...

                DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/06/2017 KARAR TARİHİ : 16/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Taraflar arasında görülen dava dosyasının 30/09/2021 tarihli oturumunda, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı yargılama sırasında vefat ettiğinden mirasçılarına davayı takip edebilmeleri için tebligat çıkarılmış ancak davacı mirasçıları davayı takip etmemişlerdir. Taraflardan biri, dosyası işlemden kaldırılmış olan bir davayı yenileyebilir. Dosyası işlemden kaldırılan bir dava, işlemden kaldırılma tarihinden itibaren üç ay içinde yenilebilir .Üç aylık yenileme istem süresi hak düşürücü niteliktedir....

                  'a da yöneltilmesi gerektiğini, bu itibarla, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kuralları ve davacının iddiaları değerlendirirken anılan hususların göz önünde bulundurulmasının önem arz ettiğini, her ne kadar dava dilekçesinde; re'sen terkin işleminden bahsedilmişse de bahse konu husus doğru olmayıp, dava konusu şirket gerekli prosedürün yerine getirilmesi ve talep üzerine ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirkettasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkili ... nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan...

                    'a da yöneltilmesi gerektiğini, bu itibarla, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kuralları ve davacının iddiaları değerlendirirken anılan hususların göz önünde bulundurulmasının önem arz ettiğini, her ne kadar dava dilekçesinde; re'sen terkin işleminden bahsedilmişse de bahse konu husus doğru olmayıp, dava konusu şirket gerekli prosedürün yerine getirilmesi ve talep üzerine ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirkettasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkili ... nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan...

                      UYAP Entegrasyonu