İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeden kaynaklanan alacak talebinin ... yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı vekilinin zamanaşımı def'inin yerinde olmadığı, taraflar arasındaki işletme devir hakkı sözleşmesi hükümleri uyarınca sözleşmeden önceki dağıtım faaliyetinden kaynaklanan zararlardan davalının sorumlu olduğu, rücu alacağına konu işçilik hakkına ilişkin davanın işletme hakkı devir sözleşmesinden önce açıldığını, mülkiyete ilişkin bir dava olmadığını, bu nedenle davalının davayı ihbar yükümlülüğü bulunmadığını, davacı tarafından yapılan yargılama giderleri ile birlikte toplam 109.282,49 TL'nın rücuen davalıdan talep edilebileceği, ödeme tarihi daha önce ise de, taleple bağlı kalınacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava TEDAŞ Genel Müdürlüğü aleyhine açılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir. Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır....
a karşı ileri sürmesine engel oluşturmadığı, zira bu sözleşmenin 9.4. maddesinde, alıcının ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç yükümlülüklerinden kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunun düzenlendiği, bu düzenlemede yer alan "işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla" ifadesi nedeniyle İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin yürürlükte olduğu ve 28.06.2013 tarihli Hissse Satış Sözleşmesi'nin dava konusu olaya uygulanamayacağı, davacının rücu hakkını engellemeyeceği, davalının haksız fiil tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, davacının ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep hakkı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 15.240,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir....
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir. Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacaktır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; zaman aşımı, husumet ve hukuki yarar yönünden davalı tarafından usul yönünden itiraz edilmiş olup öncelikle itiraz ve defilerin değerlendirilmesi gerektiği, daha sonra davacının işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca davalıdan, asliye hukuk mahkemesinin kararı sonrası icra aşamasında ödediği tazminat alacağını rücuen isteyip isteyemeyeceği, isteyebilmesi halinde miktarı, faizin oranı ve başlangıcına ilişkin olduğu tespit edildi. Tarafların imzaladıkları 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin; 7.1 maddesi "... sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluk ... a aittir. " 7.2 maddesi ".. Sözleşmenin imza tarihinden sonra çıkacak idari ve hukuki ihtilaflar şirket tarafından derhal ...'...
ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında 24.07.2006 tarihinde "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, 3. kişinin balkonundan halı çırparken elektrik tellerine değmesi sonucunda ağır şekilde yaralanması nedeni ile açılan tazminat davası sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, ödenen bu bedelden davacı ile davalı arasında yapılan işletme hakkı devir sözleşmesi hükümleri gereğince davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 37.180,52 TL ile 100,00 TL temyiz harç masraflarının ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali ilişkin olup, aynı yerle ilgili olarak önceki dönem TDİ payına ilişkin davada Yargıtay Başkanlar Kurulu kararı ile Yüksek 19. HD'nin görevli kılındığından sonraki döneme ilişkin iş bu davada da 19. HD görevlidir. istemine ilişkindir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 07.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....