WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı menfi tespit ve alacak davasına ve --------- Esas sayılı takibine konu alacağının 06/06/2022 tarihinde ödenmiş olması aşkın zarar talebine ilişkin tazminat davası olduğu, davacının aşkın zarar nedeniyle tazminat talebini sırf temerrütün gerçekleşmesinden sonra ödeme tarihine kadar olan müddette enflasyon oranının temerrüt faiz oranından fazla olması olgusuna dayandırdığı, talebin spekülatif olduğu, bunun dışında davalının temerrütü nedeniyle somut bir şekilde zarara uğrandığına dair herhangi bir iddia ileri sürülmediği, yukarıda atıf yapılan yargı içtihatları da dikkate alındığında ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle paranın döviz karşısında hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon gibi genel, afaki ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen umumi ekonomik konjonktürel olgular TBK’nın 105....

    Zararı öğrenme olgusu, gelirler yönünden Kurumun yetkili organının onay günü, giderler için sarf ve ödeme tarihleri itibarıyla gerçekleşmekte, zararı gerçekleştirenin öğrenilmesi olgusunun ise her somut olayın özelliğine göre saptanması gerekmektedir. Kurum ceza davasına müdahil olarak katılmadığında rücu davalarında Borçlar Kanunu'nun 60. maddesindeki ceza zamanaşımı ise uygulanmamaktadır. Motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin rücu davalarında; zamanaşımı süresi yönünden 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan maddede; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin istemlerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; tazminat yükümlüsüne karşı kesilen zamanaşımının, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağı hüküm altına alınmıştır....

      MAHKEMECE: Davacının 3.kişinin borcu nedeniyle kefalet verdiği taşınmazların borcun ödenmemesi nedeniyle TEB Bankası tarafından Kuşadası 2....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat Mehmet Kalsen tarafından, davalı ... aleyhine 04/10/2012 gününde verilen dilekçe ile yersiz ödemeden kaynaklı alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiilden doğan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kurum vekili, davalıya, kayınvalidesi ...'...

        Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir....

        TL olarak hesaplandığını, davalıların taahhüdünü yerine getirememesinden ötürü ikinci ihale bedeli ile kaçırılan fırsat bedelinin düşülmesi sonucu 582.184,94 TL Hazine zararı doğduğundan ihaleden doğan 582.184,94 TL Hazine zararının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Müflis .... ... ve San. Ltd. Şti. savunmasında davacının istemlerinin yerinde olmadığını açıklamış, davalı ... İnş. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. cevap vermemiştir....

          Maddesine göre: " (1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. (2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. " Genel hüküm uyarınca İİK 72. Maddesinde belirtildiği gibi %20 oranında asgari zarar tayin miktarı belirtilmediğinden bilirkişiler tarafından davacının toplam zararı hesaplanmıştır....

            İcra Hukuk Mahkemesinin 2009/642 Esas, 2009/913 Karar sayılı 29.09.2009 tarihli ilamıyla ihalenin feshi nedeni bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği, sözü edilen davaların derecattan geçerek kesinleştiği, davacı tarafından 03.03.2010 tarihinde icra takibinin dayanağını oluşturan senede ilişkin açılan menfi tespit davasının yargılamasının devam ettiği anlaşılmaktadır. ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/130 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan menfi tespit davasının sonucunun eldeki davayı etkileyeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, menfi tespit davasının sonucu beklenerek oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

              SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinin silinerek, yerine, “2-Davacının maddi zararı Kurum tarafından karşılandığından maddi tazminat talebinin reddine, maddi tazminat talebi, davacı tarafından önceden bilinmesi mümkün olmayan katsayı artışları sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerinin zararı karşılaması nedeniyle red olunduğundan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan ...'e yükletilmesine, 03.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle derdestlik ve kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, alacağın B.K. ve diğer yasa hükümlerine göre zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin ihaleden satın aldığı aracın motor ve ruhsat numaraları uyuşmadığından ayıplı çıkması nedeniyle 15.673,45 TL tazminat ödediğini, aracın tescilinin de iptal edildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince verilen kararda özetle; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davada, davacı idarenin sebepsiz zenginleşme tarihinin İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/121 Esas sayılı dosyası kararının kesinleşmesi olan 18/02/2015 tarihi olduğunu, kesinleşme tarihinden sonra TBK'nın 82 inci maddesinde belirtilen 2 yıllık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı dava açma süresi geçtiğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. D E L İ L L E R : İzmir 3....

                UYAP Entegrasyonu