WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan delillere göre, kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığından menfi tesbit davasının kabulüne, davalı alacaklının yapmış olduğu ihtiyati haciz nedeni ile muhafaza altına alınan ve muhafaza esnasında son kullanma tarihi geçen mallardan dolayı davacının maddi zararı oluştuğu gerekçesiyle maddi tazminat talebinin bilirkişi raporunda belirtilen miktar üzerinden kısmen kabulüne, davalı bankanın ticari bir kuruluş olması ve davacının kredi sözleşmesinde kefil olarak gözükmesi nedeniyle haciz işleminin kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, davacı tarafça da kötüniyetin ispatlanamadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine ve yapılan araştırmada banka kayıtlarında herhangi bir blokenin mevcut olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle bu konudaki talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, banka kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ, TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, ihtiyari ihaleden kaynaklı kişisel hakka dayalı iptal tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,13.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      (Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2013/4- 1299 KARAR NO: 2014/438) TBK madde 49 “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” TBK madde 58 “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Davada asıl olan haksız fiile dayalı manevi tazminat istemidir. Haksız fiili gerçekleştiren kişi de davada taraf olduğuna göre önceliğin haksız fiilden kaynaklı düzenlemeye göre belirlenmesi gerekir. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

      Davacı tarafından, 22/09/2021 tarihinde 34.499,00 TL bedelle bilgisayar alındığı, bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle davacı tarafından 16/02/2022 tarihinde 52.308,00 TL bedelle başka bir bilgisayar satın alındığı anlaşılmıştır.Somut olayda davacının menfi zararı yani edimin ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle uğramış olduğu zarar, ayıplı ifa nedeniyle almak zorunda kaldığı bilgisayar ücreti olan 52.308,00 TL ile ayıplı bilgisayar bedeli olan 34.499,00 TL arasındaki fark olan 17.309,00 TL'dir. Bilirkişi raporunda menfi zarar hesabı yapılırken davalı tarafından ayıplı bilgisayarın bedel iadesini geç ödemesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faiz ve icra giderleri de hesaplamaya dahil edilmiş ise de, ayıplı ürünün salt değerinin dışındaki işlemiş faiz ve icra giderlerinin iadenin zamanında yapılmamasından kaynaklı olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği kanaatine varılmış ve bilirkişi heyetinin görüşüne itibar edilmemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, ... 7.İcra Müdürlüğünün 2009/2173 sayılı takip dosyasında, haczedilen menkullerin müvekkilince ... 4.İcra Müdürlüğünün 2008/2500 sayılı takip dosyasında ihaleden alacağa mahsuben satın alındığını konacak yer temin edilemediği için bir kısım eşyanın yerinde bırakıldığını ileri sürerek haczin kaldırılması ile tazminat talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, ihaleden satın alınan malların yerinde bırakılmasının satışın muvazaalı olduğunu gösterdiğini, mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğunu savunarak davanın reddi ile tazminat istemiştir....

          Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

          Kamu ihale kanunun 58/2 ve 59/2 maddeleri, sermaye şirketinde sermayenin yarısından fazlasına sahip ortak hakkında, bu kanun kapsamında bir ihaleden dolayı kamu davası açılması durumunda sermaye şirketinin, ceza yargılaması sonuna kadar, bu kanun kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılamayacağını, yine aynı yasanın 10/i ve 11/a maddesi ise bu sermaye şirketinin ihale dışı bırakılacağını öngörmüştür. Bu açıklamalar karşısında somut olaya gelince; asıl davada davacı, birleşen davada davalı şirketin eski %50'den fazla paya sahip ortağı ve aynı zamanda şirket müdürü olan ... hakkında, bu yasa kapsamında yapılan bir ihaleden dolayı kamu davası açılması nedeniyle bu ceza davası sonuçlanıncaya kadar, şirketin bu kanun kapsamındaki bir kamu kurum ve kuruluşunun ihalesine katılma olanağı yoktur. Ayrıca ihaleden önce hakkında kamu davası açılan büyük ortağın, şirketteki hissesini diğer ortağı devri ve şirket müdürlüğünden istifası sonucu değiştirmez....

            Davacının sözleşmenin feshi nedeniyle menfi zararının bilirkişi heyetince hesaplanması sonucunda; İki ihale farkından dolayı oluşan menfi tazminat 544.359,45 TL; İhalenin feshi nedeniyle ödenen damga vergisi 1722,81 TL; Gazete ilanı için ... Ofset Matbaya ödenen (Kdv dahil) 2.909,659 TL; KİK İhale ilan bedeli ( KDV dahil) 944,00 TL; Davalı tarafın (olması gereken) cari borç bakiyesi 40.628,94 TL olmak üzere, davacı idarenin alacağı toplam 590.564,89 TL'dir. Yukarıda belirtilen tazminat içerisinde iki ihale farkından oluşan miktar 544.359,45 TL olarak hesaplanmasına karşılık, dava dilekçesinde bu kalem alacak için 521.166,47 TL talep edilmiş olmakla taleple bağlılık ilkesi gereğince, davacı idarenin toplam alacağının 567.371,91 TL olduğu anlaşılmıştır....

              Akdin feshedilmesi halinde 6098 sayılı kanunun 125. maddesi gereği menfi zararın tazmini talep edilebilir. Menfi zarar yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda sözleşme yapılması için yapılan masraflar (harç, noter masrafı vs.) sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/03/2021 tarih ve 27/07/2021 tarihli ara kararlarıyla verilen, teminat mektubunun para çevrilmesinin durdurulması ve ihaleden yasaklılığın dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararları 4734 sayılı kanunun 34 ve 58. maddeleri kapsamında açıkça hukuka aykırıdır. Bu sebeple her iki ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerekir. İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin kararı yerinde değildir. İhtiyati tedbir kararlarının hukuka aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf talebi de yerinde değildir....

              UYAP Entegrasyonu