Dava konusu taşınmaza davacının oğlu ... ile davalının eşi arasındaki internetcafe kurulması aşamasında borç alacak ilişkileri nedeniyle ipotek tesis edilmiş ise de icra takibi sonucunda davalı ... taşınmazı cebri ihaleden satın almış, ipoteğin konusu kalmadığından mahkemece davanın esası hakkında karar vermeye yer olmadığına menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davalının sözleşmede belirtilen nitelikteki mal dışında başka bir mal satarak kusurlu davrandığı, sözleşmenin feshi sebebiyle davacının uğradığı zararı giderme yükümlülüğü bulunduğu, davacı ile davalı arasında yapılan satış sözleşmesi ve davacının üçüncü kişilerle yapmak zorunda kaldığı satış sözleşmesindeki fiyat farkının davacının zararı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava satım sözleşmesinin haklı fesih nedeniyle ikame olunan mal ile sözleşme malı arasındaki fiyat farkı arasındaki uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacı sözleşmeyi haklı feshetmesi nedeniyle uğramış olduğu menfi zararın tahsilini isteyebilir. Davacının zararı mahkemeye sunulan fatura bedellerine dayandırılmıştır....
İlk derece mahkemesince; davacı vekilinin 'müvekkilinin sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zararı ve ayrıca sözleşmeden doğan teslim borcunun davalı satıcı tarafından hiç ifa edilmemiş olmasından kaynaklı, sözleşmenin davacı müvekkili tarafından haklı sebeple tek taraflı feshinden doğan menfi zararlarına karşılık olarak Bakırköy 14....
Şti firmasına ihale edilen ikinci işin teklif bedeli (KDV hariç) 1.130.000,00 TL olduğundan ve bu bedelin de ilk ihaledeki en yakın teklifin gerçekleşmeyen iş bedeline uygulanan endeks sonucu tespit edilen 719.874,52 TL'den (KDV hariç) fazla olması sebebiyle davacı aleyhine (1.130.000,00TL-719.874,52 TL= 410.125,48TL) menfi zarar oluşmuş ise de, davacı dilekçesinde belirtilen ikinci ihalede yaptırılmayan ve eksilen imalat olarak düşülen KDV hariç (43.749,23TL /l,18=37.879,62TL) düşülmesi neticesinde (410.125,48TL- 37.879,62TL) = 372.245,86TL'nin davacı idarenin, davalının kusuru nedeniyle ikinci ihaleden doğan olumsuz zarar alacağının olduğu rapor edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacı müteahhit ile yapmış olduğu sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle davacının verdiklerini geri almak ve ayrıca fesih nedeniyle uğradığı olumsuz zararı istemek hakkına sahip olduğu, burada tazmini gereken zararın menfi zarar olduğu, müspet zararın istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL menfi zararına ilişkin tazminat talebinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, müspet zarar talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. .../... S.2 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir....
Davacının, depo ettiği nakit paranın işletilememesi nedeniyle uğradığı zarardan, mahkemece tenzil edilmesine karar verilen 8.350,00 TL'lik ödemenin, davalının 14/01/2016 ve 25/05/2016 tarihli beyan dilekçelerinde belirttiği üzere, menfi tespit kararında davacı yararına hüküm altına alınan vekalet ücretinin, ilamlı takip neticesinde ödenmesine ilişkin olduğu, davacının faiz zararı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu miktarın, depo edilen paranın işletilememesi nedeniyle uğranılan zarardan mahsup edilmesi doğru değildir....
YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı otel şubesinin taraf ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca 1 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açılan davanın bu nedenle reddi gerektiğini, taşımacılık sözleşmesinde feshin her zaman mümkün olduğunu bu nedenle haksız fesih şeklinde bir olgu bulunmadığını, kaldı ki taraflar arasında imzalanan sözleşmede 2 yıllık değil 1+1 yıllık süre kararlaştırıldığını, sözleşmenin opsiyonlu şekilde tanzim edildiğini, davacının fesihten kaynaklı herhangi bir zararı veya alacağı bulunmadığını savunmuştur. KANITLAR VE GEREKÇE : Tarafların ticari defterleri celp edilip bilirkişi marifetiyle incelenmiş, alanında uzman turizm ve mali müşavir bilirkişiden kök ve ek raporlar aldırılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava tacirler arası hizmet alım sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan müspet ve menfi zarar taleplerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 23/09/2013 tarihinde davacının karşıdan karşıya geçmek istediği sırada plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpması sonucunda yaralandığını, davalının plakası tespit edilemeyen motorlu araçtan kaynaklı trafik kazası nedeniyle davacının maruz kaldığı sürekli işgücü kaybı (maluliyeti) nedeniyle uğradığı maddi zarardan kazanın gerçekleştiği tarihte geçerli olan teminat tutarı dahilinde sorumlu olduğunu belirterek davacının trafik kazası sonucu maruz kaldığı kalıcı maluliyetinden kaynaklı zararı için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 17/01/2012 gününde verilen dilekçe ile kurum zararı nedeniyle rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/10/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kurum zararı nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir....
nin ihalelerden yasaklandığı, ancak ihale makamından gelen yazı cevabında davacıya ait ... markasının ihaleden yasaklı hale gelmesine dair bir karar alınmadığı anlaşılmaktadır. Öncelikle; maddi tazminat için bir zarar oluşturan fiilin bulunması ve zararın meydana gelmesi, davacının uğradığı zararı ispat etmesi gerekmektedir. Davacı kendisine ait "..." markasının ihaleden yasaklı hale geldiğini ileri sürmekte ise de mahkemece ihaleyi yapan idareye yazılan müzekkerelerde özellikle sorulmasına rağmen müzekkere cevabında davacının markasının ihalelerden yasaklı hale geldiğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı, sadece ihaleye katılan ...A.Ş.'nin ihalelerden yasaklı olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının zarara neden olduğunu ileri sürdüğü husus ispatlanamadığından tazminat talebi yerinde görülmemiştir. Sözleşmenin 7....