30.10.2020 tarihinde başlatılan takip sonrasında icraya konu alacak hem de 30 günlük yasal süre geçtikten sonra ödendiğinden dosyaya haricen ödeme bildiriminde bulunduklarını, İlam alacağı ve icra takibinden kaynaklı alacaklarının ödendiğini, eğer dava menfi tespit davası ise kurumun neden kesinleşmeyi beklemeyerek ödeme yaptığının sorulması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipten kaynaklı çek tazminatından borçlu olmadığını, çek tazminatını keşidecinin ödemekle yükümlü olduğunu, ancak, aleyhine çek tazminatının talep edildiğini belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Söz konusu takipten kaynaklı takibe dayanak çeke bakıldığında; yetkili hamilinin davalı ... olduğu, takibin ... ve ...'e karşı başlatıldığı, çekin keşidecisinin ..., lehtarının ise ... olduğu ve ...'in ciro ile çeki ...'ya devrettiği görülmektedir. Çek tazminatından kimin sorumlu olduğuna dair yasa hükmüne bakıldığında; TTK m.783/3'te aynen, "Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder." hükmü öngörülmüştür. Görüldüğü üzere maddenin 3. Fıkrasında çek bedelinin % 10'u oranında ödenecek tazminat çek düzenleyene yani keşideciye yüklenmiştir....
-TL.lik senet verdiğini, ancak ödemediğini, davalı ...’un müvekkiline davacı ...’in vermiş olduğu zarar nedeniyle ödediği tutar sebebiyle senedi ciro edip verdiğini, bu senetle takibe başlandığını, senedin teminat senedi olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, icra dosyası, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulüne, icra takibine konu bono nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, borçlusu davacı, lehtarı ve cirantası davalı ..., hamili davalılardan ... olan bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı ile davalılardan ... arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmaktadır....
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu kaza nedeniyle kusur durumu, davalı tarafın zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı ve mahkememizin yetkisi hususu noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma, geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı nedeniyle tazminat davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)'nun 49. Maddesindeki "Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür." şeklindeki düzenlemedir....
Davalı vekili dilekçesinde ; davanın 2008 yılında meydana geldiği belirtilen zararı ve zararı vereni öğrenilmesinden sonra bir yıl içinde açılması gerektiğini bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının elektrik faturasına itirazının kurumca reddi üzerine menfi tespit davası açtığını, kesilen elektriklerinin tedbiren açılmasını talep ettiğini, mahkemece tedbire gerek olmadığına karar verildiğini, yasal olmayan şekilde aboneye elektrik verilmesinin mümkün olmadığını, davacının ağaçlarının kurumaması için yapabileceği başka çözüm yolları olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir Mahkemece; davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile, 2.000 TL manevi tazminatın 31.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile, 21.998,81 TL 'nin 31.12.2008, 24.605,00 TL'nin 31.12.2009, 26.013,31 TL'nin 31.12.2010, 26.863,16 TL'nin 31.12.2011 tarihinden itibaren...
Kararın gerekçe kısmında kira mahrumiyeti nedeniyle tazminat isteminin reddedildiği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında bu konuda kabul yönünden karar oluşturulmuştur. Taraflar arasındaki 9.10.1996 tarihli bağımsız bölüm karşılığı inşaat sözleşmesinin 9.maddesinde kararlaştırılan daire başına aylık 100 DM teslimde gecikme halinde kira tazminatına ilişkindir. Kira mahrumiyeti tazminatı müsbet zarar kapsamındadır. Taraflar arasındaki bağımsız bölüm karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından feshi istenmiş, mahkememce de feshine karar verilmiş olmasına göre, kira mahrumiyeti nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kararın hüküm kısmında 16.5.2005 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan kira mahrumiyeti tazminatının davacı zararı olarak karar altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Amirliğine şikayette bulunduğunu, davalı kargo firmasının müvekkile ait pasaport vize ve davetiye belgelerini içeren kargosunun kaybı nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu menfi müspet zararı toplamı 51.309,00-TL maddi tazminat ile 25.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı kargo şirketin tahsili ile yargılama giderleri ücreti vekaletin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. GEREKÇE : Dava, Taşıma Sözleşmesinden kaynaklı Alacak davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kargo taşıması sırasında davacının gönderisinin zayi olup olmadığı, zayi oldu ise davacının ne kadar tazminat isteyebileceğidir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler "tüketici" olarak tanımlanmış ve 3/1-(l) maddesinde ise "tüketici işlem"leri sayılmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/681 E. sayılı dosyası ile davalıya karşı açılan davada "17.08.2015 tarihli sözleşmenin feshine, 690.155- USD’nin faiziyle birlikte müvekkilime verilmesine, sözleşme nedeniyle tanzim edilerek davalıya verilen 31.12.2018 vadeli ve 234.000,00 TL bedelli senet nedeniyle müvekkilimin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, maddi tazminat yönünden talep geri alındığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin kaçırılan yatırım fırsatı nedeniyle menfi zararının tazmin edilmediğini ileri sürerek, şimdilik 15.000- USD’nin 27.09.2019 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile hesap edilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Kanun koyucu her iki madde hükmü ile alacağın geç tahsilinin önüne geçilmesini ve geç tahsil nedeniyle alacaklının uğradığı zararın karşılanmasını amaçlamıştır. Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın alacağın %40'ı oranında olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı nazara alındığında, menfi tespit davasının reddi ile ayrıca davacı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmaz....
Maddelerinde davalıya tek taraflı fesih hakkı tanınmış, Denizli ...Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yukarıda yer verilen kararı ile davalı tarafça yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmiş, bu kez davacı tarafın sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davalının edimlerini yerine getirmediği, gerekli eğitimlerin verilmediği, cafenin projeye uygun hale getirilmediği, bozuk gönderilen ürünler nedeni ile ciro oranlarının düştüğü, sözleşmenin kurulumu sırasında ödenen sözleşme bedeli nedeniyle menfi zararının bulunduğu gerekçeleri ile maddi -manevi tazminat talep etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 112. maddesine göre alacaklının, borçludan borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tazminat isteyebilmesi için, bu yüzden bir zarara uğramış olması gerekir....