Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava değerinin tam olarak belirtilmemesi nedeni ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, periyodik kontrol sırasında davacının mühürler ile oynanarak sayaç ölçü devresine müdahale ettiği, sayacın nötr bağlantısına harici hat çekerek özel bir cihaz ile sayacın çalışmasını engelleyerek elektrik enerjisi kullandığının tespit edildiği, kesilen elektriğin vekil edenin izni olmadan açılmasının kaçak kullanım olduğu, kaçak kullanımın haksız fiil olduğu, davacının da kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği ve borç tahakkuk ettirildiği, talep halinde mühürler ve CD görüntülerinin sunulacağı, kaçak tutanaklarının aksi sabit oluncaya değin geçerli belgeler olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar, dava konusunun tüketicinin açtığı menfi tespit istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle 2....
Hal böyle iken, davacının eldeki dava öncesinde açtığı menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verilmesi, davacının arazisindeki 980 adet gibi çok sayıda meyve ağacının aradan geçen 4 yıl gibi uzun bir sürede alternatif sulama yöntemleri ile sulanmayarak kurumasına yol açılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu da dikkate alınarak, davacının meydana gelen olayda müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilmeli ve hükmedilen maddi tazminat miktarından Türk Borçlar Kanununun 52. maddesi gereğince uygun bir indirim yapılması gerekirken, aksi yönde alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek, yazılı şekilde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kambiyo senedine (bono) dayalı borca ilişkin olarak menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
menfi tespit davası uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırıldığını, eğer kambiyo senedinin düzenlenmesine sebep olan alacak geçersizse o kambiyo senedinin bedelsiz olduğu kabul edildiğini, bu durumda dikkat edilen temel borç ilişkisinin kendisi olmadığını, temel borç ilişkisinden doğan asıl alacak olduğunu, bu nedenle bedelsizliğe dayanan menfi tespit davası açılarak borçlu borç ilişkisinin maddi anlamda borçlusu olmadığını tespit ettirmeye çalıştığını, menfi tespit davalarının niteliği itibariyle teknik anlamda bir alacak veya tazminat davası olmadığı, karşı tarafın parasal bir edime mahkum edilmesi(eda niteliği) şeklinde bir hüküm içermediğinden arabuluculuk dava şartına tabi olması düşünülemeyeceğini, Menfi tespit davası arabuluculuğa tabi olmadığı için de tarafımızca arabulucuya başvurulmadığını belirterek, istinaf Başvurumuzun kabulüne, İlk derece mahkemesi tarafından verilen usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasına, Davalı aleyhine açtığımız Menfi...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/298 Esas, 2009/379 Karar sayılı dosyasında menfi tespit kararının verildiği, 16.12.2009 tarihinden itibaren davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının İİK’nun 72/5.maddesinde belirtilen kötü niyet tazminatını ayrı bir dava konusu yapamayacağını, davacının açtığı davada ... Noterliği’nden gönderilen 27.06.2007 tarihli ihtarnamede talep edilen alacaktan dolayı menfi tespit talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bunun dışında da alacaklarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı bankanın ......
İlk derece mahkemesince; "...davacı vekilinin davasını menfi tespit davası olarak açtığı dava açılmazdan önce menfi tespit davası için arabuluculuğa başvurulmamış olduğu anlaşıldığından alacak davalarının 28 Temmuz 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“Kanun “) ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a (“Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun“), “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile “73/A” maddesi eklendi. Bu maddeyle, parasal sınır olan 11.330 TL ve üzerindeki tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan kapıdan satış suretiyle 06.06.2012 tarihinde satın aldığı kitap setini almaktan vazgeçtiğini, caydığını bildirmek için davalıyı 2-7 gün içinde defalarda aradığını ancak ulaşamadığını ileri sürerek, cayma hakkını 7 gün içinde kullanmış sayılmasına, sözleşmenin feshine ve senetlerin hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Davalı, cayma hakkının süresinde beyan edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın kredi kartından kaynaklandığı, davayı kart hamili tüketicinin açtığı dikkate alınarak, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın açmış olduğu menfi tespit davasında 12.500 TL borçlu olduğunu kabul ettiği, 42.500 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istediği; bu talebin yerinde olduğu dikkate alınarak, karşı davacı S.. B..'ın açtığı menfi tespit davasının kabulüne, 12.500 TL haricinde davacı M.. T..'ın 7500 TL daha ödediği anlaşıldığından, davacı M.. T..'ın açtığı tapu iptali tescil davasının reddine, S.. B.. hakkında açtığı tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir, gerekçesiyle" Davacı M.. T.. tarafından davalılar N.. B.. ve E.. B.. hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddine; davacı M.. T.. tarafından davalı S.. B.. hakkında açılan tapu iptali tescil davasının reddine; tazminat davasının ise kısmen kabulü ile, 7500 TL maddi tazminatın 10.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı S.. B..'...
Davacı taraf ise tacir değildir ve dava dilekçesi ekinde sunduğu devre mülk sözleşmesi nedeni ile teminat olarak verildiğini ileri sürürek iş bu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmakla , bu hali ile dava konusu bononun 6502 Sayılı TKHK’nun md 4/5.bendindeki tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle alınan kıymetli evrak niteliğinde olacağı ve bu durumda da davalı hamile karşı da ileri sürülebileceğinden davaya bakma görevi aynı Yasanın 73.maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine ait olduğundan mahkememiz görevsizdir. Mahkememiz görevsiz olduğundan bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....