Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir. 5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2017/1150 Esas KARAR NO :2022/343 DAVA:Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ:19/12/2017 KARAR TARİHİ:04/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkememizde görülmekte olan yukarıda esas ve karar numarası yazılıTazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının 16/12/2021 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup; bu tarihten itibaren de üç (3) aylık yasal süre içerisinde taraflarca yenilenmemiş olduğundan, HMK 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve ön inceleme duruşmasından önce takipsiz bırakıldığı için yarı oranında vekalet ücretine takdir edilmesine ilişkin aşağıdaki karar oluşturulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/33 KARAR NO : 2024/59 DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 30/09/2019 KARAR TARİHİ : 23/01/2024 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 1-Dosyanın 17.06.2021 ve 23.01.2024 tarihinde takipsizlik nedeniyle işlemden kaldırıldığı, 6100 sayılı HMK 320/4 maddesine göre basit usulde açılan davalarda dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı ön görüldüğünden, HMK'nun 320/4 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2-Esas defterindeki kaydın bu şekilde kapatılmasına, 3-Alınması lazım gelen 427,60-TL harçtan, peşin alınan 344,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 82,63-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-Maddi tazminat yönünden davalılar ... Sigorta AŞ ve ... ve Turizm San. Tic....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat tapu sicilinin tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini kaynaklı davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca ONANMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan 26/02/2020 gün ve 2020/189 Esas - 2020/1011 Karar sayılı ilama karşı davalı idare vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay kararında yazılı gerekçelere göre; karar düzeltme isteği HUMK'nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından REDDİNE, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, H.U.M.K’nun 442. maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 490,00-TL. para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydedilmesine, 03/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş; 129. maddenin 5. fıkrasında ise; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır.Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....
Hemen belirtmek gerekir ki, Anayasa’nın 40. maddesinin 3.fıkrasında “Kişinin resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da kanuna göre Devletçe tazmin edilir.” hükmü öngörülmüş; 129. maddenin 5. fıkrasında ise; “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının ancak idare aleyhine açılabileceği” açıklanmıştır. TMK’nun 1007. maddesi bu bağlamda yorumlandığında, tapu sicillerinin tutulmasından ve bundan doğan zararlardan devletin sorumlu olacağı ilkesinin benimsendiği anlaşılmaktadır. Yasanın bu açık hükmünün kaynak olduğu devletin sorumluluğu tapu sicilinin tutulması sırasında, sicil memurunun hukuka aykırı işlemi ile sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerekli ise de eylem yada işlemin kusura dayanması gerekmez. Zira devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 16/12/2014 tarihli dilekçesi ile; müvekkiline ait olan ... ili, ...164 ada 33sayılı parselin müvekkilinin tapulu yeri olduğu halde, orman olduğu gerekçesiyle açılan dava sonucunda tapu kaydının tamamının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tescil edildiğini, TMK'nın 1007. maddesi gereğince tapu sicillerinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 50000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmişlerdir....
DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ile davalı idare vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Üsküdar 21.Noterliğinin 10.12.2013 tarih ve 41973 yevmiye numaralı Alacak Temlik Sözleşmesi ile Asya Katılım Bankası A.Ş.'nin dava koııusu alacağının devir ve temlik alındığını, Asya Katılım Bankası A.Ş. lehine, malikinin Enver Turan (1/2 hisse) ve Niyazi Turan (1/2 hisse) olduğu İzmir İli, Bornova İlçesi, Ergene Mah., 32 pafta, 342 ada, 198 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine 30.03.2007 tarihinde 4719 yevmiye numarası ile 600.000,00 TL ipotek tesis edildiğini, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2009/2487 ve 2010/797 Esas sayılı dosyaları ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığını, İstanbul 10....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/11/2021 NUMARASI : 2018/536 2021/585 DAVA KONUSU : Tazminat (Tapu Sicillerinin Tutulması Kaynaklı Rücuen) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili asıl ve birleşen dosyadaki dava dilekçesinde özetle: müvekkillerinin murisine ait Kırklareli İli, Lüleburgaz İlçesi, Gündoğu Mahallesi, Kartal tepe Mevkii Cilt:114, Sayfa 142, Sıra 76 sayılı zabıt kaydı ile Gündoğu Mahallesi, Kırklareli Şaraphane Yolu Mevkii Cilt:114, Sayfa 142, Sıra 77 sayılı zabıt kaydındaki taşınmazların 1976 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları sırasında herhangi bir taşınmaza uygulanmadığını, arazi kadastrosunun itiraz edilmeksizin 1976 yılında kesinleştiğini, herhangi bir tazminat ödenmeden tapuların hukuki değerini yitirdiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2009 tarihli kararı ile tazminat yolu açıldığını belirterek taşınmazların değerinin tespit ederek tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur. Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bu da iptal edilmiştir. O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK'nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği aşikârdır. Öyleyse, davalı adına tesis edilmiş olan sicil kaydının ihalenin feshiyle yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; 5335 sayılı Yasa'nın 32/1. maddesinin iptal edilmesi ve iptal kararının geriye yürümemesi gerekçe gösterilerek, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi isabetsizdir....