Sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama kapsamında davacının hastalığının meslek hastalığı olup olmadığı konusunda ATK ‘dan da görüş istendiğini, dosyaya celpedilen AT.K. Başkanlığı 3....
İş Mahkemesi 2016/483 E sayılı dosyasında görülmekte olan davada davalı T10 'nin meslek hastalığıyla ilgili olarak meslek hastalığına yakalandığı tarih ve sürekli iş göremezlik oranını gösterir şekilde tespit davası açılmasının gerektiğini belirterek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Otokar vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet itirazında bulunduklarını, davalı T10'nin davacı nezdinde meslek hastalığına yakalandığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı T10nin davacı şirket nezdinde işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatına aykırı olarak çalıştığını, bu sebeple davalı T10nin iş hastalığının davacı nezdinde yaşandığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmiştir....
Üst Kurulu tarafından düzenlenen 20/01/2022 tarih 203 karar sayılı heyet raporunda davacının disk hernisi ve yapısal spondilolistezis rahatsızlığının bulunduğu ancak bu rahatsızlığının meslek hastalığı olmadığı yönünde rapor düzenlendiği görülmüş, davacının davalı işyerindeki çalışması nedeniyle meslek hastalığına yakalandığı ispat olunamamakla ve kaldırma kararında belirtilen eksiklik giderilmek suretiyle, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -müvekkilinin işe girerken rahatsızlığı bulunmadığını, mevcut hastalığı ile çalışma koşulları arasında nedensellik bağının bulunduğunu, %8 maluliyet gözetilerek maddi ve manevi tazminat talebinin kabulü gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesine konu davacıda bulunan rahatsızlığın mesleki olup olmadığı ihtilaf konusudur. Dairemiz kaldırma kararı sonrası ATK 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı olduğunu, maluliyet tespitinin SGK tarafından tek taraflı yapıldığını, meslek hastalığı tespitlerinin 506 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olmadığı gibi müvekkili kurum açısından da bağlayıcı olmadığını, meslek hastalığı oluşumunda müvekkili kurumun herhangi bir kusuru bulunmadığını, maddi tazminat hesabında PMF cetvelinin esas alınmaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "...Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı kurum tarafından işletilen madende yeraltında çalıştığı, konsey raporu ile açıkça tespit edildiği üzere % 13,2 oranında meslek hastalığı maluliyetinin oluştuğu tartışmasızdır. Maden işi yapılan işin niteliği gereği riskler içermekte olup, işyerinde maruz kalınan kömür ve silis tozları meslek hastalığına yol açmaktadır. Bunların azaltılması sağlanmakla tamamen ortadan kaldırılması mümkün değildir....
Davacı yanca, ölüm ile meslek hastalığı arasındaki illiyet bağını belirleyen adı geçen raporlara itiraz edildiğine göre, öncelikle 5510 sayılı Yasanın 14/3 ve 58/4 maddelerinde öngörülen prosedür uyarınca ölümün meslek hastalığı (Pnömokonyoz) sonucu meydana gelip gelmediği konusunda, Kurum Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora karşı somut verilere dayanan bir itiraz olursa Yargıtay 28.06.1976 gün ve 1976/6-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Adli Tıp Kurulundan rapor alınarak sonuca gidilmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda;davacın murisinin ölümünden önce meslek hastalığına yakalandığı ve pnömokonyoz meslek hastalığı nedeniyle %32,2 işgören durumda olduğu anlaşılması olmasına göre yasal prosedür işletilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/415 ESAS - DAVA KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) KARAR : İlk Derece Mahkemesinin iş kazası nedeniyle tazminat davasında ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin ara kararına karşı davacının istinaf talebi üzerine, Daireye gönderilen dosya incelenerek başvurunun süresinde olduğu, harç ve giderlerinin yatırıldığı, ara karar ile istinaf dilekçesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşıldıktan sonra işin esasına geçildi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının geçirmiş olduğu meslek hastalığı nedeni ile 100.000.00 TL manevi ,50.000 Tl maddi tazminatın yasal faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: İhtiyati haciz müessesesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun ''İhtiyati Haciz şartları'' başlıklı 257....
Bilirkişice düzenlenen 19/04/2021 tarihli kusur bilirkişi raporunda, sigortalının 2015 yılındaki meslek hastalığı sürekli iş göremezlik derecesinin %12,30 olduğu ve sigortalının %12,30 oranındaki meslek hastalığı nedeni ile maluliyetinde davalı işveren TTK Genel Müdürlüğünün % 47,89, dava dışı işverenlerin %11,05 oranında kusurlu olduğu ve kaçınılmazlık oranının % 41,06 olduğu belirtilmiştir. Meslek hastalığı ve işverenin aldığı ve alması gerektiği önlemler dikkate alındığında somut olayın özelliği ile uyumlu olduğu, hakkaniyet ilkesi ile iş güvenliğine ilişkin ilkeleri esas aldığı ve 32 yıl formülüne göre hesaplanması görülmekle işverenin % 47,89 kusurlu olduğu yönündeki rapora itibar edilmiş ve sigortalının meslek hastalığı sürekli iş göremezlik oranının %60'ın altında olması nedeni ile pasif dönem hesabı yapılmak üzere dosya hesap bilirkişisine tevdi edilerek 29/04/2021 tarihli hesap raporu dosya arasına alınmıştır....
İş Mahkemesinin 2019/626 Esas sayılı hak sahibi tarafından açılan maddi ve manevi tazminat dosyasında alınan 10/12/2020 tarihli kusur bilirkişi raporunda meslek hastalığı maluliyet oluşumunda kaçınılmazlık oranının %35,95 olduğu, davalı işveren TTK'nın %64,05 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya kazanın meydana geldiği iş kolu olan maden ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişiye teslim edilerek kusur bilirkişi raporu aldırılmıştır....
ın meslek hastalığının ilk tespit tarihinin 28.02.20105 olduğu, maddi tazminat isteminin 01.10.2015 tarihli ek dava ile(nispi ıslah harcı yanında ayrıca başvuru harcı da ödendiği için birleştirme istemli ek davaya dönüşen ıslah ile) 1.000,00-TL'den 11.582,52-TL'ye artırıldığı, yine aynı dilekçe ile 20.000,00-TL de manevi tazminat isteminde bulunulduğu, davalının ek dava ile artırılan istenen tazminatlar için süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca işbu davada 10 yıllık zamanaşımı süresinin 01.10.2015 tarihli ek dava ile istenen maddi ve manevi tazminat istemleri bakımından geçtiği anlaşılmakla davalının süresinde olan zamanaşımı defi de gözetilerek bu taleplerinin (ek dava ile istenen maddi ve manevi tazminat taleplerinin) reddine karar verilmesi yerine kabulünün hatalı olduğu açıktır. O halde, davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır....
hükmünü içermektedir. 5510 sayılı Kanunun 14. maddesine göre; Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 3. maddesinde ise meslek hastalığı, mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık” olarak tanımlanmıştır. Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir. İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır....