Ancak; İcra ve İflas Yasasının 30. maddesinde bir işin yapılmasına (yerine getirilmesine) ilişkin ilamların ne şekilde infaz edileceği açıkça hükme bağlanmış olup; somut olayda dava konusu edilen ortak yere davalıların yaptığı kış bahçesinin kendilerine verilen süre içinde kaldırılıp buranın eski haline getirilmesine hükmedilmesiyle yetinilmesi gerekirken, kararda “verilen süre içerisinde eski hale getirilmemesi halinde eski hale getirme konusunda Beykoz İcra Müdürlüğünün görevli olmasına ve bu halde eski hale getirme bedeli olan 2200 TL’nın da davalıdan alınmasına " denilmek suretiyle infaz aşamasında yapılacak işleri de kapsar biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının hüküm fıkrasının 2. paragrafındaki "verilen süre içerisinde eski hale getirilmemesi halinde eski hale getirme konusunda Beykoz İcra Müdürlüğünün görevli olmasına ve bu halde eski hale getirme bedeli olan 2200 TL’nın da davalıdan...
Yargılama esnasında yürürlüğe giren 21/02/2014 tarih ve 6526 sayılı Yasa'nın 18. maddesi ile İYUK m.28/4'te değişikliğe gidilmiş, mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi halinde tazminat davasının ancak ilgili idare aleyhine açılabileceği öngörülmüştür. Ancak, her dava açıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemelere tabi olduğundan, bu yasa değişikliği, yürürlük tarihinden sonra açılan davalar için uygulanabilecek, daha önce açılmış davalar yönünden idari yargı kararını yerine getirmeyen kamu görevlisine husumet düşmeye devam edecektir. Ayrıca davalılardan ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen ilk karar, davacıların temyizi üzerine yukarıda anılan Dairemizin 2013/2273 esas ve 2013/20024 karar sayılı ilamı ile davalılardan ...’e husumet düşeceği ve anılan davalı yönünden işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemece de Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2018 NUMARASI : 2016/1249 ESAS- 2018/418 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat KARAR : Malatya 4....
Her ne kadar 5237 sayılı TCK.nun 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK.nun 50/6.maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, vakıf yönetimi ile yapılan sözleşme gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Ancak 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6644 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 07.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 31.01.2008 gün ve 320-41 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, denetim görevinin yerine getirilmemesi sebebiyle tazminat istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; kesinleşen kararın bir örneğinin 20.02.2007 tarihinde ihtiyarlık sigorta müdürlüğüne intikal ettirildiği anılan müdürlüğün işverene asgari ücret üzerinden bildirge ve bordro düzenlemesi için 27.03.2007 tarihli yazıyı tebliğe gönderdiği ancak tebligatın işverenin tanınmadığından bahisle iade olunması ve iş yeri dosyasındaki işverenin adres bilgilerinin yeterli bulunmaması nedeniyle tebliğ işleminin yerine getirilemediği, mahkeme kararının yerine getirilememesi konusunda kurumun kusur ve ihmalinin bulunmadığı giderek Borçlar Kanununun 47.maddesinin koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Davanın reddine ilişkin karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir....
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Kararların Sonuçları" başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrasında, "Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir." hükmüne yer verilmiştir. Davalı idarenin birinci savunma dilekçesinde, davacının aynı sebeplerle dönemin ... Bakanı ..., Bakanlık Müsteşarı ..., Bakanlık Personel Genel Müdürü ..., Personel Genel Müdür Yardımcısı ..., Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ... aleyhine ...-TL manevi tazminat ödenmesi talebiyle ......
ilişkin tazminat talebinin yersiz olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olup, mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı sigorta şirketinden ...poliçe numarası ile ferdi kaza sigortası yaptıran davacının 24.10.2008 ve 25.07.2009 tarihlerinde düşme sonucu sağ el parmakta ağrı, şişlik ve kullanamama şikayetiyle ...Hastanesine başvurduğunu ve uygulanan cerrahi tedavi sonucunda 45 er gün istirahat raporları verildiğini, akabinde müvekkilinin tazminat talebinde bulunduğunu, ancak beş günlük bildirim süresinin geçtiği beyan edilerek bu talebin ...tarafından reddedildiğini, oysa sigorta şirketinin ret gerekçesi yaptığı ferdi kaza sigortası genel şartlarının 13.maddesine bakıldığında, rizikonun gerçekleştiğini beş gün içinde bildirme zorunluluğunun kasten yerine getirilmemesi halinde...