HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/546 KARAR NO : 2019/604 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAMSUN ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2019 NUMARASI : 2017/466 ESAS, 2019/52 KARAR DAVA KONUSU : Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin buğday ticareti ile uğraştığını, davalı şirkete farklı tarihlerde USD karşılığı buğday sattığını, buğdayların ücretlerinin bir kısmının USD üzerinden büyük bir kısmını da TL olarak ödendiğini ve TL ödemeleri nedeniyle ödenen bedellerin kur farkı oluştuğunu, bu nedenle fatura bedellerini karşılamadığını, açıklanan nedenlerle kur farkından doğan alacak nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....
Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasındaki sözleşmede vade farkının düzenlediği, davacının vade farkından kaynaklı alacağının 5.008,78-TL. olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının takibe yönelik itirazının 5.008,79-TL. üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasındaki yetkili satıcılık sözleşmesinin 4.3 maddesi hükmü gözetilerek hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 30.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Davacı şirket vekili, müvekkili ile davalı şirket arasındaki alışverişte davalının 1.770,24 TL tutarlı bakiye borcunu ödemediğini, girişilen icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.11.2009 tarihli dilekçesinde ve 20.11.2009 tarihli duruşmadaki beyanında ise alacağın vade farkından kaynaklandığını açıklamıştır. Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, uyuşmazlığın davacının düzenlediği vade farkına ilişkin 1.720,78 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, vade farkı alacağının oluşması için taraflar arasında buna dair bir sözleşme olması veya bir uygulamanın bulunması gerektiği halde davacı yanca bunun kanıtlanamadığı, vade farkı faturasının davalı şirket ticari defterine de kaydının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesaptan ve vade farkından kaynaklanan fer'ileriyle birlikte 27.482,13 TL müvekkiline ait alacağın ödenmediğini belirterek, bu meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya tebligat yapılmış ise de cevap vermemiştir. Mahkemece; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanca kanıtlanan davanın kısmen kabulüyle 17.824,29 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı taraf 17.824,29 TL asıl alacak tutarının tahsili için davalı aleyhine Kadıköy 7. İcra Müdürlüğü'nün 2007/14893 takip sayılı dosyasında icra takibine girişmiştir....
Dava, trafik sigortasından kaynaklanan tazminatın kendi sigortalısından tahsili istemine ilişkindir....
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında direkt satış LPG ve Tüplü Tesisat Teslim Sözleşmesi düzenlendiği, söz konusu sözleşmenin her iki yanın da kabulünde olduğu ve taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının faturaya dayalı alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacının ve davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı defterinde kayıtlı olan 24/04/2018 tarihli 4.720,00 bedelli, 22/06/2018 460,20 TL bedelli, 26/12/2018 tarihli 845,32 TL bedelli, 31/12/2018 tarihli 703,94 TL bedelli ve 31/03/2018 tarihli 3.212,82 TL bedelli olmak üzere toplam 9.942,28 TL bedelli faturaların vade farkından kaynaklı olduğu, somut olayda, taraflar arasında yapılan sözleşmede vade farkından dolayı alacak istenebileceğine dair hüküm bulunmadığı gibi bu yönde bir uygulamada yapılmadığı, sözleşmedeki...
Davalı vekili, taraflar arasında süregelen ticari ilişkiden kaynaklı olarak alacak ve borçların sürekli değiştiğini, davacının müvekkilden olan alacağının nasıl ödeneceği konusunda 02.02.1999 tarihli protokol imzalandığını, anılan protokolde vade farkı borcundan bahsedilmediğini, davacının vade farkına ilişkin talebinden vazgeçtiğini, protokolün 7. maddesinin vade farkına ilişkin olmadığını belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
, yine vade farkı faturasının, davalıya süresinde teslim edildiğinin ispat edilemediğinin tespit edildiği bildirilmiştir....
USD bedelli çeki müvekkiline teslim ettiğini, alacağı temellük alan müvekkilinin ise, ilgili çeki vade tarihinde, dava dışı üçüncü kişiden tahsil etiğini, davacı tarafın, işbu haksız ve mesnetsiz davasında, alacağın temliki hükümleri kapsamında müvekkiline devredilen alacağın tahsili sebebiyle iktisap edilen kur farkı tutarının sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında iadesini talep ettiğini, alacağını müvekkiline devreden davacı şirketin, bu işlem sebebiyle müvekkilinden 274.525,52 Tl ödeme tahsil ettiğini, alacağın vadesi geldiğinde tahsil edilememesi riskini de üstlenerek davacı şirkete 274.525,52 TL ödeme yapan müvekkilinin, vade tarihinde yapmış olduğu tahsilat sebebiyle, davacı şirketin fakirleştiğinin söylenemeyeceğini, taraflar arasında imzalanan faktoring sözleşmesinin 23.maddesiyle davacı şirketin kur farkı talebinde bulunamayacağınında açıkça hükme bağlandığını, bu sebeplerle davanın reddini, icra inkar tazminat talebinin reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı...
Yerel mahkemenin tek bir celsede verdiği davanın reddine dair kararın gerekçesini özetle ‘Yargıtay kararında da vurgulandığı üzere kur farkından kaynaklı riskin davacı müşterinin üstlendiği ve taraflar arasındaki sözleşmede de kur farkının talep edilemeyeceği yönünde de açık hüküm bulunduğu bu sebeple davacının davasının reddi gerekeceği Dayandırmıştır. 1- Davalının bir faktoring şirketi olduğunu, müvekkili şirketten alacağı devraldığı anda yürütülen vade farkını da peşin aldığını, Sözleşmede hüküm olup olmamasına bakılmaksızın kur farkını ödemekle yükümlü olduğunu, aksi bir sözleşmenin, faktoring mevzuatıyla BK’nın genel hükümlerine aykırı olduğunu, üstelik kendilerinin, faktoring yönetmeliği mevzuatı uyarınca ihbar, ihtar yaptıklarını, 2-Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin ticari teamüllere göre faktoring şirketine yapılan cironun temlik amacından çok garanti amacı ile yapıldığını, (28.03.2008 tarih 2008/2422 E. 2008/3182 K....