WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.10.2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklı tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir....

    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında davalının kusuru aranmaz, zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir. Öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın meydana gelmesinde veya artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı Borçlar Kanununun 44. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....

      Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelindiğinde; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre 1328 ada 5 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı kurulmuş olduğu, buna göre bir kısım kat maliklerine husumet yöneltilmediği, bir kısım davalıların da kat maliki olmadıkları anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali - tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı birleşen dosya davacısı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibarıyla bu istemin reddi ile incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine; birleşen dava ise, ayıplı mal nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacı... tarafından davalı ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.05.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptaline karar verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulü ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair verilen 12.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

            Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının zarar gördüğü tarih itibariyle gerçek zararı tespit edilmemiştir. Bu durumda, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceğinden mahkemece tarafların iddiaları çerçevesinde delilleri toplanıp ehil bilirkişiler vasıtası ile yeniden keşif ve inceleme yapılarak ödeme yapılan sigorta dosyasındaki veriler de göz önüne alınarak davacının uğradığı gerçek zarar miktarı tespit ettirilmeli, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme miktarı da mahsup edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....

              Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz....

                Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nun 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Somut olayda davacılar, taşınmazlarında bulunan garajın arkasına, davalının toprak yığmak ve sulamak suretiyle garaj duvarının yıkılmasına sebebiyet verdiğini, garajda bulunan otomobil, çapa makinesi, motosiklet ve yakıt sobasının zarar gördüğünü, bu zararının giderilmesi için davalı aleyhine ... 4....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 20/10/2015 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ilk olarak davanın kabulü ile hükmedilen tazminatın davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiş, davalının temyizi üzerine hükmün, Dairemizin 10.02.2015 tarih, 2014/10302 Esas, 2015/1421 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, davacının karar düzeltme talebi ise Dairemizin 10.09.2015 tarih 2015/7995-8093 E. K. ilamıyla reddedilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu