Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6 ncı maddesi hükmü, 4.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanır” denilmiştir....
Cumhuriyet Başsavcılığınca verildiğinin anlaşılması karşısında davacının zararının el koyma tarihi olan 27.03.2009 ile iade yazısının tarihi olan 16.10.2009 tarihi arasındaki 203 günlük süreyi kapsayabileceği değerlendirilerek, davacının el koyma nedeniyle oluşan gerçek zararının belirlenmesi bakımından Muş şoförler ve otomobilciler odasından alınan 14.04.2010 tarihli yazıya göre bir günlük kazanç kaybının 50 TL olabileceği düşünülüp buna göre hesaplanacak 10.150 TL’nin ve el konulan aracın 203 gün süreyle yediemin parkında bekletildiği gözetilerek ......
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddedeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Ancak; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik, müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde, el konulan yerin bedelini talep edebilir....
Maddedeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici .... maddesi uyarınca 04...1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici .... maddesinin .... fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Ancak; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....05.1956 gün ve 1956/...-... sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir. Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesindeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Ancak; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik, müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde, el konulan yerin bedelini talep edebilir....
Maddedeki hükümlerin 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerinde de uygulanacağı kabul edilmiştir. 5999 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında “taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır.” hükmü getirilmiştir. Ancak; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı uyarınca idarece taşınmazına kamulaştırmasız el atılması halinde malik müdahalenin önlenmesi talebinde bulunabileceği gibi bu fiili duruma razı olması halinde el konulan yerin bedelini talep edebilir. Bu hüküm uyarınca taşınmazına el konulan malik her zaman mahkemeye müracaat ederek tazminat davası açabilir. 5999 sayılı Kanunla getirilen uzlaşmaya gidilmesi hali kişinin dava açma hakkını ortadan kaldırmaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2021 NUMARASI : 2017/339 ESAS 2021/431 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : Akşehir 2....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin Kadıburhanettin Mah. 371 ada 57 nolu parsele belediye tarafından yol yapılmak suretiyle el konulduğunu ileri sürdüğünü, 57 nolu parsele belediyeleri tarafından herhangi bir fiili el atmanın bulunmadığını, belirtilen parselde belediyenin de hissesinin olduğunu özel bir şirketin sınırları içerisinde kalmakta olduğunu bu şirket tarafından kullanılmakta olduğunu, davacı vekilinin 371 ada 122 nolu parsele de belediye tarafından yol yapılmak suretiyle el konulduğunu ileri sürdüğünü, 122 nolu parselin boş tarla olarak durmakta olduğunu, belediye tarafından herhangi bir fiili el atmanın bulunmadığını, 317 ada 122 nolu parselle ilgili olarak belediyelerine karşı kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat ile ecrimisil davası açılmasının hiçbir hukuki mesnedi olmadığından dolayı bu pasel yönünden davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat yönünden Kadıburhanettin mah. 371 ada 28 nolu parselin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava davaya konu taşınmaza kamulaştırmasız olarak kanal yapılması ve bu kanal nedeniyle yine taşınmazın bir kısmının kullanılamaz hale gelmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir. Dosya kapsamından davaya konu taşınmaza kanal olarak acele el konulduğu ancak yasal süre içerisinde tescil davası açılmadığı, davacının kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat isteminde haklı olduğu anlaşılmıştır....
Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK.nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....