"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet Resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyan suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir....
Kamu görevlisinin, görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gereklidir....
Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği, prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konudur ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 01.04.2014 tarihli 2013/9-542 Esas ve 2014/153 Karar sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere; 5237 sayılı TCK'nin 206. maddesindeki "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunun oluşabilmesi için, yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır....
İcra Hukuk Mahkemesinin2020/230 Esas, 2021/132 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin alacağın tahsili amacıyla dava dışı borçlu Canepe Restoran Turizm İnş.San.Tic.Ltd.Şti. aleyhine İzmir 28.İcra Müdürlüğünün 2017/1373 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibinin kesinleşmesi ile davalı T3 İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/139 E 2019/1072 K sayılı ilamından kaynaklı alacakları da dahil doğmuş doğacak tüm hak ve alacaklarının haczi için birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 89/1 ihbarının 20.11.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin 22/11/2019 tarihinde birinci haciz ihbarnamesine dosya borçlusunun doğmuş hak ve alacağına rastlanılmadığı, ayrıca dosya borçlusunun doğacak hak ve alacaklarına da haciz işlemi uygulanamayacağı ileri sürülerek 89/1 ihbarına...
Buna göre HMK 341. maddesine göre, yüze karşı verilen bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığından HMK 394. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararına karşı itiraz yolu açık olup, mahkemenin.28/03/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekili tarafından itiraz edilmesi ve duruşma açılmasına rağmen ihtiyate hacze itirazın karara bağlanmaması ve dilekçenin istinaf başvurusu olarak değerlendirilmesi doğru bulunmamıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince öncelikle itiraz eden vekilinin ihtiyati hacze itirazının karara bağlanması ve gerekçeli kararın taraflara tebliği ile bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde dosyanın istinaf mahkemesine gönderilmesi gerekmekte olup, açıklanan nedenlerle itiraz eden vekilinin herhnagi bir istinaf başvurusu bulunmadığından dilekçenin usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 01.04.2014 tarihli 2013/9-542 Esas ve 2014/153 Karar sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı ve Dairemizin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere; 5237 sayılı TCK'nin 206. maddesindeki “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan“ suçunun oluşabilmesi için, yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna ilişkin olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Sanık ...’ın haciz ihbarnamesine karşı beyanda bulunmadığı, sanık ...’nın vekilinin haciz ihbarnamesine vekilinin beyanda bulunduğu anlaşılmakla, Eylemlere ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2- Tazminata ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede; İcra İflas Kanunu'nun 89/4. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Yalan tanıklık HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucunda yalan beyanda bulunan sanık hakkında TCK.nın 272/3. maddesi uygulanarak bir hüküm kurulması gerekirken TCK.nın 272/2. maddesinin tatbiki suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, lehe hükümlerin uygulanması ve kastının olmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 07.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Kişi hüviyet veya sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunma Hüküm : 765 sayılı TCK'nın 343/2, 59/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa atılı resmi bir varaka tanzimi esnasında kendisinin veya başkasının hüviyet ve sıfatı yahut mezkur varaka ile sıhhati ispat olunacak sair ahval hakkında memurine karşı yalan beyanatta bulunma suçu için suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 343/2. maddesinde belirlenen cezanın süresi itibariyle, anılan Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı, suç ve inceleme tarihleri arasında gerçekleştiğinden, hükmün BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 16.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....