WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2021 NUMARASI : 2019/798 ESAS 2021/42 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Haciz İhbarına Karşı Yalan Beyanda Bulunma Nedeniyle) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan T5'a karşı Bakırköy 15. İcra Müdürlüğü'nün 2019/3083 sayılı dosyasında başlatılan takip kesinleştikten sonra borçlunun adresine hacze gidildiğini, hacizde ciddi bir malvarlığına rastlanmadığını, bu haciz sırasında icra müdürü tarafından yapılan evrak aramasında borçlunun diğer davalı T3 Şti.'...

Karar nolu kararında belirtildiği gibi, çocuğun soy bağının doğumu gösteren herhangi bir resmi belgeye dayanılmadan nüfus müdürlüğüne gerçek dışı beyanda bulunulması suretiyle değiştirilmesi durumunda, sanığın sahte bir resmi belge düzenlemesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğunun soybağının değiştirilmesi nedeni ile hem TCK'nın 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de, TCK'nın 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 67/1. maddesinde bundan daha...

    resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunun oluşacağı; somut olayda, hırsızlık suçundan yakalanan sanık hakkında müştekinin kimlik bilgileri ile soruşturma yapıldığı ve dava açıldığı anlaşılmakla sanığın eyleminin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK'nın 268/1. maddesi yollamasıyla 267/1. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturacağı ve sanığın TCK.nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince anılan suçtan cezalandırılması ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçundan da hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de, TCK'nun 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nun 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soybağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nun 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca sanığın eyleminin sadece TCK'nun 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu aynı Yasa'nın 204/1. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı; 2-)Kabul ve uygulamaya göre de; T.C....

        ın fiili olarak işyerinde çalışmadığını eski kanun kapsamında kalması için sigortalı girişi yaptığını beyan etmesi şeklindeki eyleminde; basit bir araştırma ve inceleme ile beyanın doğruluğunun tespiti mümkün olduğundan sanığa yüklenen yalan beyanda bulunma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı ve beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, 5271 sayılı CMK'nun 225. maddesine aykırı olarak, 12.05.2009 tarihli iddianamede bahsedilmeyen sanığın kendisine ait işyerinde fiili olarak çalışmayan ...’ın çalıştığına dair 21 Nisan 2008 tarihinde kuruma vermiş olduğu işe giriş bildirgesi ile resmi belgenin düzenlenmesinde yazılı olarak yalan beyanda bulunduğundan bahisle iddianame dışına çıkılarak yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-) Kabule göre de; T.C....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Tazminat istemine ilişkin olarak kurulan hükme yönelik incelemede, Sanık vekilinin vekaletnamesinde beyanda bulunma yetkisi olduğu anlaşılmakla ve haciz ihbarnamelerine yapılacak beyanın özel yetki gerektirmemesi karşısında haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle sanığın takip borçlusuna kesinleşmiş ve muaccel borcu bulunup bulunmadığı yönünde borçlu şirketin belge ve defterleri ile banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken yetersiz gerekçe ile tazminat isteğinin reddine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin tazminat talebinin...

            nın nüfusa kaydı sırasında anne adını ....., baba adını da ..... olarak bildirmek suretiyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin iddia olunan olayda; sanığın eyleminin, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 tarihli 2015/412 Esas ve 2015/286 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soybağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soybağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soybağı konusundaki...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen ve doktirinde “fikri sahtecilik” olarak adlandırılan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma” suçunun oluşması için kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir....

                Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği, prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ceza verilememesi hali tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olup, tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gözetilmeksizin borçlu şirket yetkililerinin cezai yönden sorumlu olmamaları nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, 3.şahıs sanıklar açısından Birinci Haciz İhbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla kesinleşmiş ve muaccel alacağın bulunmadığı anlaşılmakla, gerekçesi yanlış fakat sonucu itibariyle doğru olan hükmün istem gibi ONANMASINA, 09.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  ‘yü gösterdiği anlaşıldığı halde, şirket yetkilisinin gösterilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi kanuna aykırı bulunduğundan hükmün bozulması, ancak üçüncü şahıs şirketin aynı zamanda icra takip dosyasında takip borçlusu olması ve üçüncü şahıs sayılamaması hususu ile bilirkişi raporu gözetildiğinde sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği ve bu hususun 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; hüküm fıkrasının “davanın reddine” ibaresinin çıkarılarak yerine “İİK'nın 338/1. maddesinde düzenlenen yalan beyanda bulunma suçundan sanığın beraatine” ifadesi eklenmek suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu