Somut olayda, davacılar tarafından dava dilekçesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuş, İlk Derece Mahkemesince de ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık bu şekilde tespit edilmiştir. Ne varki, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı ve bu hususun da ispatlandığını belirterek davanın kabulüne karar vermiş, Bölge Adliye Mahkemesince de aynı hukuki nitelendirme benimsenmiş olup, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteği yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa sebebinin ortadan kalkması ya da belli bir zamanın geçmesiyle görünürdeki batıl işlem geçerli hale gelmez. 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, muris muvazaasına dayalı davalar miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır.Bu tür davalarda dava hakkı murisin ölümüyle doğmaktadır.Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur. Bu durumda, miras bırakan çekişme konusu taşınmazların kadastro tesbitlerinin kesinleştiği tarihten sonra öldüğüne göre, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. ./.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat-tenkis davası sonunda yerel mahkemece yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan babası ...’ın maliki olduğu ... ili ......
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava muris muvazaasına dayalı miras payı oranında bedel ve mümkün olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İBK’nda sözü edilen muris muvazaasında, mirasbırakan ile sözleşmenin karşı tarafı malın temliki hususunda anlaşmakta, ancak görünüşteki sözleşmenin niteliğinin değiştirilmektedir. Dolayısıyla muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa niteliğindedir. Muris muvazaasında mirasbırakan ile karşı taraf arasında yapılan muvazaa anlaşması mevcut olup, amaç mirasçıları aldatmaktır. Bu muvazaa türünün bünyesinde iki farklı sözleşmenin yer alması nedeniyle nisbi muvazaa niteliğindedir. Çeşitli şekillerde ortaya çıkar; gerçekte bağış olan işlemi satım sözleşmesi gibi, gerçekte bağışlamasına karşın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi....
Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda, davacılar ve ayrı ayrı temlik yapılan davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda, asıl ve birleştirilen davada davacılar ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanarak payları oranında talepte bulunmakla; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam 210.000,00 TL değeri üzerinden her bir davacının ayrı ayrı 1/4 miras paylarına karşılık gelen değer 52.500,00 TL olup, anılan değerin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; davacılar vekilinin, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali-tescil ve ecrimisil, taşınmazın tapusunun iptalinin mümkün olmaması durumunda tazminat talebinde bulunduğu, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK’nın 33. (1086 sayılı HUMK 76.) maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava ve cevaba cevap dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.4.1990 gün ve 1990/1–152, 1990/236 sayılı kararında vurgulandığı gibi, davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Hukuki sebeplerden bir tanesinin diğer hukuki sebebin incelenmesine olanak verir niteliği bulunduğu sürece önem ve lüzum derecesine göre birden fazla hukuki sebep aynı davada inceleme ve araştırma konusu yapılabilir....
in mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile ve muvazaalı olarak dava konusu 290, 1044, 1183, 2162, 2759, 3558 ve 4031 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını kadastro tespiti sırasında haricen satmış gibi göstererek davalı oğlu ... adına tescilini sağladığını, davalının satış tarihinde yaşının küçük olup, tasarruf ehliyeti bulunmadığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanı ile arasında satış sözleşmesi yapılmadığını, taşınmazları kadastro tespiti ile edindiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın hak düşürücü süreden reddine dair karar Dairece; “... muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davaların herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuralının istisnası miras bırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi halidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2017/557 ESAS 2019/203 KARAR DAVA KONUSU : Muris muvazaası nedeni ile tazminat KARAR : İzmir 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında bedel isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'in ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümünü birlikte yaşadığı davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, davalının da taşınmazı üçüncü kişiye devrettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL bedelin devir tarihinden ya da mirasbırakanın ölüm gününden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi, tazminat istenebileceğinde de kuşku yoktur....