Ağır Ceza Mahkemesi Tarihi : 26/06/2014 Numarası : 2013/376 – 2014/288 Davacı vekilinin 26.11.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan İstanbul 16....
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vasisinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 700 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp eksik tayini, 2- Tutuklanmadan önce işçi olarak çalıştığını iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi...
Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı baba ... için 10.000,00 TL, anne ... için 5.000,00 TL, her bir kardeş için 5.000,00'er TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacılar ve müteveffanın tatil amacıyla gittikleri otelde yakınları müteveffa ... ...’in ölümü nedeniyle davalıların hizmet kusuru olduğu iddiasına dayalı olarak açılan maddi-manevi tazminat davası olup, uyuşmazlığın niteliği itibariyle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, aynı yasanın 23.maddesi gözetilerek davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz....
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde istek kalemleri belirtildikten sonra 100.000,00 TL manevi tazminat ve 15 000,00 TL maddi tazminat talep edilmiştir. Bu davaya konu yapılan 15.000,00 TL’nin ayrımı yapılmamıştır. Dava dilekçesinde sayılan istek kalemleri yönünden ne kadar istekte bulunulduğu açıklanmadığı gibi, davacılar vekiline yargılama sırasında da herhangi bir açıklama yaptırılmamıştır. Öncelikle, davaya konu oluşturan manevi tazminat istemi dışındaki 15.000,00 TL’nin istek kalemlerine göre açıklama ve ayrımının davacı vekiline yaptırılması gerekir. Davacı ile davalı doktor arasındaki ilişki BK’nın 355 (6098 sayılı yasa 455) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Davacı, iş sahibi, davalı doktor yüklenici konumundadır. Davalı doktor davacının göğüs ameliyatını yapmayı üstlenmiştir. Bu ameliyat tamamen estetik amaçlıdır....
acıyı hayat boyu çekecek olması sebebiyle manevi zarara uğradığını, ---- uyarınca bedensel zarara uğrayan kişinin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceğini, bu kapsamda diğer müvekkilleri anne babanın da manevi zarara uğradığınını ve zararlarının tazminin gerektiğini, davacı ----- için iş göremezliğe dayalı maddi tazminat ve tüm davacılar için manevi tazminat taleplerinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesinin talep etmiştir....
yönünden ıslah talebi doğrultusunda kabulüne, manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerektiği" gerekçesiyle; Maddi tazminat isteğinin ıslah talebi dikkate alınarak kabulüne, 14.695,06 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat isteğinin kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
TL maddi tazminatın davalı ...Ş ile dahili davalı ...'nden (davalı ... Sigortanın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve poliçe limiti ile sınırlı olarak) kaza tarihi .../.../2009'dan itibaren müştekeren ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar ... ve ... ile ilgili maddi tazminat talebinin reddine, ayrıca takdiren ....000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi .../.../2009 dan itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştekeren ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. ......
Mahkemece uyulan bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiştir. 1-Sigorta şirketi hakkında yalnızca maddi tazminat talep edildiği ve mahkemecede maddi tazminat bakımından davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verildiği halde manevi tazminat yönünden hükmedilen vekalet ücreti yönünden de davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna hükmedilmesi isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma ilamının 2-b bendi gereğince benzer olaylardaki olağan tedavi ve iyileştirme giderlerinin doktor bilirkişi görüşü ile saptandıktan sonra SGK tarafından yapılan ödemeler ile davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin de dikkate alınarak maddi tazminat miktarının belirlenmesi gerektiği belirtilmiş; mahkemece doktor ve muhasebeci bilirkişiden rapor alınmış ve davalı sigorta şirketi vekilinin itirazı üzerine bilirkişiler uzmanlık alanı olmadığından 6111 sayılı Yasa kapsamına göre değerlendirme yapamayacaklarını belirtmişlerdir. 2918 sayılı Yasanın 98.maddesi kapsamında kalanların...
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporda, hastane ve doktorun kusurunun bulunmadığının açıklanmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının eşi ... "in davalı doktora doğum için başvurduğu, doktorun kusuru nedeniyle,doğum sırasında ve sonrasında uygulanan yanlış tedaviler sonucunda küçüğün kolunun sakat kalması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık doğumu gerçekleştiren davalı doktorun, küçüğün kolunun sakat kalmasında hukuka aykırı bir eyleminin, giderek kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davadaki ileri sürülüşe ve kabule göre dava temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır....
Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak "9.855,38" TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece "9.091,51" TL'ye hükmedilmesi suretiyle maddi tazminatın eksik tayini, manevi tazminat miktarı belirlenirken nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda eksik manevi tazminata hükmolunması, temyiz eden sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır....