Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda araçta otomatik vitesin P (park konumu) ile D (sürüş konumu) arasındaki geçişleri sırasında meydana gelen hareketin normal olduğu, aracın ayıplı bulunmadığı, araçta gizli bir ayıbında olmadığı, davacı tüketicinin gerek aracın ayıpsız misliyle değişimi, gerekse bedel iadesi talebini gerektirecek bir durum olmadığını aracın ayıplı olmadığı bildirilmiş, mahkemece bu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun tespitinde belirtildiği üzere 19.02.2013 tarihinde şanzıman değişiminden öncesinde ve sonrasında araçta vites geçişlerindeki vuruntu nedeniyle bir çok kez servise gidildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda vites geçişlerindeki vuruntu ve sarsıntının neden kaynaklandığı ve aracı ayıplı araç haline getirip getirmediği konusunda ayrıntılı açıklama içermemektedir....
Ayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya etkisi, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile bedel indirimi veya tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanıp kullanmayacağının tesbit edilmesi zorunludur....
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, davacının yakıt satın alması sırasında aracına hatalı yakıt konulmasından kaynaklı tazminat istemlidir. Davacı vekili; davacının aracına hatalı yakıt konulması sebebiyle aracın zarar gördüğünü ileri sürerek ayıplı hizmet nedeniyle aracın onarımı için 81.386,52 TL , araçta oluşan değer kaybına karşılık 5.000,00 TL , araçtan mahrum kalınan süre boyunca araç kiralama ve benzeri ulaşım giderleri için 2.250,00 TL ve davacının yolda kalma sebebiyle uğradığı manevi zararına karşılık 10.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Davalı BP Petrolleri A.Ş vekili; yakıtın diğer davalı firmadan satın alındığını, diğer davalı firma ile aralarındaki ilişkinin bayilik ilişkisi olması sebebiyle davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, araca yanlış yakıt konulmasının davacı yanın kusurundan kaynaklandığını, istenen tazminat tutarının da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Gülel Akaryakıt ......
in de 200,00 TL aldığını, motor kapak contasının değiştirilmesi karşılığında alınan bu ücret dışında onun da bir ücret almadığını, davalının icra takibine konu ettiği masrafın kendi kusurundan (araç satılacağı için esaslı tamirat yapılmaması düşüncesinden) kaynaklandığını, bu sebeplerle icra takibinde müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tesbitine, takibin iptâline ve % 20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı; davacının hizmeti ayıplı yapması nedeniyle müvekkilinin aracının motorunun hasarlandığını, bu yüzden 6.000,00 TL zarara uğradığını, bunun tahsili için davacı ve dava dışı kişi hakkında icra takibi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş ve % 20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile, davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından davacının % 20 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir...
Mahkememizce olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin bütünüyle reddine karar verilmiş, reddedilen miktar yönünden davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan lehine reddedilen kısım üzerinden 1.000,00 TL vekalet ücretine karar verilmiştir. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No : 2014/9468 Karar No : 2015/17463) Sonuç olarak; davacı tarafın ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim, araç onarım bedeli ve araç mahrumiyet bedeli taleplerinin ile manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklindeki gerekçe ile, davanın reddine, Ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim bedelinin Reddine, Araç mahrumiyet bedeli talebinin Reddine, Araç zorunlu onarım bedeli talebinin Reddine, Davacı tarafın manevi tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine, dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava konusu, ayıplı araç imal edilmesinden ve tamirinden kaynaklanan malın değer kaybının telafisi ve tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 04.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Merkez Satış yönünden davasının feragat nedeniyle reddine, davacının diğer davalılar yönünden davasının kabulü ile ayıplı lastikten kaynaklı 3.000 TL bedelin satış tarihi olan 29.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar ....., ...... ve birleşen dosya davalısı.....'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının yoksun kalınan tazminat yönünden talebinin kabulü ile 7.000 TL maddi tazminatın davalılar....,..... ve birleşen dosya davalısı ....'den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve...... ve... ve .... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, asıl davada... ve..........ve ... aleyhine, birleşen davada ise...... aleyhine; ayıplı olduğunu ileri sürdüğü lastiklerin yenisi ve ayıpsızı ile değiştirilmesi, mümkün olmadığı takdirden lastik bedelinin faiziyle tahsili ve 7.000 TL madi tazminatın tahsili için eldeki davayı açmıştır....
Bilirkişi ek raporunda özetle; Dava konusu ---- model aracın dosya kapsamındaki tüm alım-satım belgelerinde -------- bulunduğu; Ancak dava dilekçesinde belirtilen ---- özelliği “yapılan araştırmalarda ---- olduğu anlaşılan” özellik bulunmadığı----üzerinden satılan araçlarda----- özellikte araca rastlanmadığı,Yukarıdaki teknik açıklamalardan da anlaşılacağı üzere------ ekipmanların farklı olduğu, bu nedenle araca ait tüm alım-satım belgelerinde olmayan bir özellikten dolayı ayıplı olduğunun söylenemeyeceği, Kaldı ki kabul biçimi itibariyle de, TTK.m.23’de öngörülen sürelerde bir ayıp ihbarı da bulunmadığı belirtildiği, Davacı vekilince ----tarihli rapora itiraz dilekçesinde belirtilen ----- tamamının ----- ait olduğu, dava konusu araç ----- marka araç ile ilgili olmadığı, yine itiraz dilekçesinde belirtilen ------ satılan araçlarda -------------- olduğunu belirtilen bir ifadeye rastlanmadığı, (dilekçe ekinde dava dışı ------ ilgili ek konulmuş olduğu, ancak itirazda belirtilen hususlar...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıba dayalı misli ile değişim veya tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı, dava konusu aracın ayıplı olduğu iddiası ile aracın misli ile değişimini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise tazminat ödenmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili öncelikle gizli ayıp sebebiyle misli ile değişim, olmadığı takdirde hatalı onarım sebebiyle tazminat talebinde bulunmuştur. Görüleceği üzere dava terditli açılmış olup, mahkemece asıl talebin reddi halinde terditli talebin değerlendirilmesi gerekmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir. Taraflar arasındaki ihtilaf; 28/01/2020 tarihli araç satış sözleşmesi ile davacıya devredilen aracın ayıplı olup olmadığı, satış tarihinden bir süre sonra arızalanan aracın onarımı için yapılan masrafların davalıdan tahsilinin gerekip gerekmediği, araçta oluşan hasarın malzeme yorgunluğundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ile bu arıza nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarından ibarettir. 6098 sayılı TBK'nın 219. Maddesine göre; Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur....