Öyle olunca mahkemece satıştan önceki malik tespit edilerek tapunun bu malik adına tesciline karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile infazda tereddüt doğuracak şekilde tapunun davalılar adına tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozma nedenidir. 3-Davacı, mobilyaların ... suyu nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek, 30.000TL tazminatın da davalılardan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında bu talebini atiye terk ettiğini belirtmiştir. Mahkemece davacının tazminat talebi hususunda olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir....
- K A R A R - Dava, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiası ile ayıba karşı sorumluluğun gereği olarak yenisi ile değiştirilmesi veya ayıp oranında fazlaya ait haklar saklı kalarak tazmin ve tenziline ilişkindir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının TTK.nun 25/3. maddesindeki sürelere uymadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece BK.nun 198/3.maddesi gereği davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, ticari satıştan kaynaklanmaktadır. Ticari satışlarda ayıplı mal satışı nedeniyle TTK.nun 25/4.maddesinde teslimden itibaren 6 aylık zamanaşımı süresi öngörülmüşse de bu süreden daha uzun bir garanti süresi verilmiş olan durumlarda zamanaşımı süresinin garanti süresi sonuna kadar uzatıldığının ve garanti süresi içinde dava açılabileceğinin kabulü gerekir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili ile yapmış olduğu 12.10.2014 tarihli satış sözleşmesi ile 4 adet ipek halı almış ve bu halılar sözleşmeye uygun nitelik ve kalitede olarak kendisine teslim edilmiş olduğunu, davacının müvekkiline ait firmadan, ayıplı olduğunu iddia ettiği bu satıştan önce 07.10.2014 tarihinde 27.000 USD değerinde 1 adet Anadolu Kele , 1 Adet Anadolu Taban olmak üzere yün ve pamuk karışımı halı ve yine 07.10.2014 tarihinde 7.000 Euro değerinde 1 adet İpek Halı almış olduğunu, davacının yine müvekkiline ait firmadan, ayıplı olduğunu iddia ettiği bu satıştan yaklaşık 4 ay sonra 20.01.2015 tarihinde yün pamuk karışımı olan 30.000 USD değerinde Anadolu Halısı ve yine 21.01.2015 tarihinde 20.000 USD karşılığında yün pamuk karışımı olan Anadolu Halısı almış olduğunu, söz konusu tüm halıların sözleşmelerindeki niteliklere uygun olarak davacı tarafa teslim edildiğini, davacının müvekkili ile yapmış olduğu 12.10.2014 tarihli satış sözleşmesi ile...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih : 28.09.2010 No : 2009/1008-2010/1271 Taraflar arasındaki ayıplı malın değiştirilmesi-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... İç ve Dış Tic. AŞ. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı yandan satın alınan bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle yenisiyle değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde cihaz bedelinin 24.10.2008 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili ve ayıplı maldan kaynaklanan zarar nedeniyle 125.00. TL maddi ve manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline ilişkindir....
Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece sözleşme ilişkisinin ifa ile sonuçlanmamış olması gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava ticari satıştan kaynaklanan ticari ilişkide bakiye alacağın ödenmesi için yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Davacının iddiası ayıplı bir kısım malı iade ettiği halde davalının ödenen parayı iade etmemesi ve cari ilişki içinde bakiye borcunu da ödememesine ilişkindir. Davalı savunmasında ayıp iddiasını kabul etmemiş, bu malların iade ve teslim edilmesi hususunda ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu savunmuştur. Tarafların defterleri incelenmekle davalının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ancak aleyhine delil olacağı kabul edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, apartmandaki ayıplı imalattan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 12.01.2007 tarihinde 31.400.00.-YTL değer gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, davacıların apartmanda kat maliki oldukları, uyuşmazlığın kat mülkiyeti ile ilgisi bulunmadığı, ayıplı imalattan kaynaklandığı ve görevin tesbitinde değerin esas alınması gerektiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesi gözetilerek dava tarihi ve değeri esas alındığında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2....
Malın ayıplı olmasından kaynaklanan tazminat hukukuna yönelik davada karşılıklı Görevsizlik kararı bulunmadığından yargı yeri belirleme olanağı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle dava dosyasının bu aşamada yargı yeri belirlenmesi koşulları bulunmadığından mahalline GÖNDERİLMESİNE,21.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı, davalıdan ayıplı araç satışı nedeniyle tazminat talep etmektedir. Davacının anılan talebi, kanunda düzenlenen alacak talebi kapsamından kalmakta olup, davanın 7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve dava açılmadan arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşıldığından HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, aracın 30.000,00 TL'ye satıldığını, km'si yüksek olduğu için satış tarihindeki piyasa değerinin altında satıldığını, davacının babasına ait Polo marka aracın dava konusu araç satışı ile bir bağı ve ilgisi olmadığını, aracın km'si ile oynanmış olmasının kendisi tarafından yapıldığının kanıtlanmadığı gibi basit bir muayene ile davacı tarafça öğrenilebilecek bir husus olduğunu, satıştan 10 ay sonra muayeneye gidildiğini, eldeki davanın satıştan 20 ay sonra açıldığını, davacının haksız kazanç elde etme amacında olduğunu belirterek istinaf itirazında bulunmuştur. GEREKÇE; Taraflar arası uyuşmazlık, malın ayıplı olmasından kaynaklı ayıp bedel indirimine ilişkin alacak istemine yöneliktir....