TBK'nun 472/1. maddesine göre, işin yapımında kullanılacak malzemenin yüklenici tarafından sağlandığı durumda, yüklenici bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı satıcı gibi sorumlu olacaktır. TBK'nun 475. maddesi ile de, eserin ayıplı yapımı nedeniyle yüklenicinin sorumluluğu ve iş sahibinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, ayıbın giderilmesi için eserin ücretsiz onarımını isteme hakkı ile genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı, seçimlik haklar arasında kabul edilmiştir. Diğer taraftan; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/2. maddesinde, ayıplı mal satımı nedeniyle tüketicinin satıcıya karşı olan seçimlik hakları düzenlendikten sonra, "... tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir" denilerek ayıplı mal imalatçısının sorumluluğu kabul edilmiştir....
TKHK'nun 4/3 maddesine göre; İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Hal böyle olunca, imalatçı-üretici durumunda bulunan firma sahibi davalı ...'a husumet yöneltilebilir. Mahkemece, bu davalı yönünden de uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 3.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizin 2017/335- 2019/486 E.-K sayılı dosyasının iş bu dosya arasına alınarak yapılan incelemesinde, davanın ayıplı maldan kaynaklı sorumluluğa ilişkin olduğu, davaya ilişkin aldırılan bilirkişi raporunda araçta 20.500,00 TL tutarında gizli ayıp olduğunun belirtildiği bu nedenle 20.500,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 17/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte T1 tahsiline karar verildiği ve kararın istinaf mahkemesi incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın ayıplı araç satışı nedeniyle davacının mahkememizin kesinleşen 2017/335- 2019/486 E....
Mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yapılmış, dava konusu aracın her ne kadar ön kaput değeri diğer bölgelerdeki kalınlık değerlerinden düşük olsa da araçta komple fabrikasyon bir boyama işleminin olduğunu, araçların boya kalınlık değerlerinin üretici firmalara göre değişim gösterdiği, bunun üretimden kaynaklı bir ayıp olmadığı, bu yönüyle dava konusu aracın ayıplı veya gizli ayıplı olarak nitelendirilemeyeceği ve araçta bir değer kaybı yaratmayacağı, araçlarda trim ayarlarının bozuk olmasının açık ayıp niteliği taşıdığı, fakat aracın kullanılmasına veya ondan faydalanılmasını etkilemediğini, tamir edilebilir özellikte bir sorun olduğunu ve araçta herhangi bir değer kaybı yaratmayacağını, rot ayarlarının üretimden kaynaklı ön takım parça problemi olmadığı takdirde aracın kullanımı ile ilgili olduğunu, dava konusu araçta yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı 358 km kullanım sırasında kullanıcı kaynaklı bir sorun olduğunu, bu yönüyle de dava konusu araçta ayıp veya gizli ayıp olarak...
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacının maliki olduğu davalı şirket tarafından ithal edilen aracın ayıplı olduğu iddiasına ilişkin olup, davacı 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde tanımlanan tüketici konumundadır. Tüketici işleminden kaynaklanan ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin aynı yasanın 4.maddesinin 3.bendinde malı ithal eden ithalatçınında sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Dava konusu malın trafikte aracın hususi araç olarak kayıtlı olduğu ve davalı tarafından ithal edildiği gözetilerek uyuşmazlığın 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabulü gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşmede dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece açılan dava miktar itibariyle hakem heyetlerinin görev sınırında olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Somut dosyada, davacı tarafça 17.05.2021 tarihli noter sözleşmesiyle 34 XX 639 plakalı aracın davalı T3’dan 119.000 TL satış bedeliyle satın aldığı, araç satın alınmadan evvel diğer davalı firmadan Ekspertiz Raporu alındığı, oysa satış öncesi aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Davacı ithalatçı olup eldeki dava davalı tüketici tarafından satın alınan ve ayıplı olduğu mahkeme kararı ile kesinleşen dava konusu aracın iade anındaki hasarının tazminine dayalı alacak davası olarak açılmıştır. 4822 sayılı Kanun'la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."; hüküm altına alınmıştır. Hal böyle olunca 4077 Sayılı Kanunun 3.maddesi anlamında davalı tüketici, davacı ithalatçı konumundadır....
Az yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere, ayıplı olduğu ileri sürülen malların üzerinde ayıp olup olmadığı ayıplı ise derecesinin, mallar üzerinde keşfen yapılacak inceleme ile tespiti zorunludur. Somut olayda, doğrudan Almanya’ya ihraç edilen mallarla ilgili ayıp ihbarının süresinde yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, malların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ne derecede ayıplı olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, ihraç edilen 3867 adet maldan sadece 36’sı üzerinde inceleme yapılmış ve ayıplı olduğu saptanmış ise de, Almanya’daki mallar üzerinde yasaya ve usule uygun bir inceleme yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ... Otomotiv A.Ş.’nin ithal etmiş olduğu volkswagen marka golf 1.6 FSI 115 Hp midline tipindeki aracı, 5.3.2004 tarihinde diğer davalı şirketten satın aldığını, araçta defalarca aynı veya farklı arızaların oluştuğunu, davalı ... Otomotiv A.Ş. tarafından çok sayıda parça değişimi ve onarım yapıldığı halde sonuç elde edilemediğini, ayıplı olup, ... ve mal güvenliğini tehdit eden aracın değiştirilmesi taleplerinin karşılıksız kaldığını ileri sürerek, aracın yenisiyle değiştirilmesine ya da araç bedelinin iade edilmesine karar verilmesini istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı ve eksik ifa iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın zamanaşımı sebebiyle reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....