Davada, taşınmazın kayden mevcut olmasına rağmen, fiilen mevcut olmadığı iddia edilmek suretiyle, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan tazminat talep edilmiştir. O halde, imar işlemleri sırasında tapu elemanlarının ihmalinden kaynaklanan devlet sorumluluğunun da TMK'nın 1007. maddesi kapsamında olacağı dikkate alındığında, eldeki davaya adli yargıda bakılması gerektiği açık olduğu gibi böyle bir davada husumetin davalı Hazineye yöneltilmesi gerektiği de tartışmasızdır. TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan bu davada adli yargının görevli olduğu ve husumetin de doğru yöneltildiği gözetilerek, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, TMK 1007. maddesinden Kaynaklanan Tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince istinaf edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, usulüne uygun düzenlenen bilirkişi ek raporuna nazaran; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmesinde, taşınmaz üzerindeki irtifak hakkından kaynaklanan değer düşüklüğünün hesaplamada dikkate alınmasında ve davacı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin esastan reddi yönünde aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Samsun 4....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Tazminat isteğine dayanak 977 ada 5 parsel sayılı taşınmaz tarla niteliğiyle ve 4318,68 m² yüzölçümüyle davacıların murisleri olduğunu iddia ettikleri .... isimli kişi adına 1/2 oranında hisseli olarak tapuda kayıtlı iken, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2003 gün ve 2001/513 – 2003/849 sayılı kararı ile 977 ada 5 sayılı parselin kısmen kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen bölümünün (2786,38 m²’dir) tapu kaydının iptaline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 16/03/2005 tarihinde kesinleşmiştir. Ancak anılan karar henüz infaz edilmemiş olup, taşınmaz halen 1/2 hissesi davacıların murisleri olduğunu iddia ettikleri ... ve 1/4’er hissesi ise ...i adına kayıtlı olup, beyanlar hanesinde “... 1....
nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde, "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder." hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan da TMK'nun 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Hal böyle olunca, devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK'nun 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği muhakkattır. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2010 gün ve 2010/4-349/318 sayılı kararı) Bu durumda; mahkemece ......
Kusursuz sorumluluk hallerinden birisi olan ve 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında 6098 sayılı Kanun'un 125 inci maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esastır. 3. Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki son işlemin 18.06.1980 tarihinde dava dışı ... oğlu ... adına satış suretiyle tescil işlemine ilişkin olduğu, eldeki davanın ise 03.02.2022 tarihinde açıldığı, böylece dava tarihi itibarıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı Hazine vekilinin de süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunduğu gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi yerindedir. 4....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası. 3....
HUKUK DAİRESİ Dava; noterin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteminin yanı sıra, Hazine aleyhine açılan ve TMK' nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
HUKUK DAİRESİ Dava; noterin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteminin yanı sıra, Hazine aleyhine açılan ve TMK' nun 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
HUKUK DAİRESİ Dava; noterin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan tazminat isteminin yanında maliye hazinesine karşı açılan ve Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1973/324 Esas, 1975/744 Karar sayılı dosyasında dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın deniz kumluğu vasfında olup özel mülkiyete konu olamayacağından tescil harici bırakılmasına karar verildiği, söz konusu kararın 08.07.1977 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 18.11.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 3. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesine (eski 125 inci md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....