WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir. Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir....

    Bu prensiplerden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği) bir başkası ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması yani illetten mücerret olmaması nihayet TMK 1007. maddesi uyarınca sicillerin tutulmasından dolayı hazinenin kusursuz sorumluluğu ilkesidir. Tapu Sicil Müdürlüğü, tapu sicillerinin tutulması ve kuruluş mevzuatında öngörülen sair işlevleri bulunan bir kurum olup, TMK 1007. maddesinde öngörülen sicillerin tutulmasından kaynaklanan sebeple sorumlu tutulması gereken bir kurum değildir. Sorumluluğun münhasıran Maliye Hazinesi'ne ait olacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 1. HD 2011/14303 Esas 2012/2614, Yargıtay 1. HD. 2021/5362 Esas 2021/8317 Karar) Yapılan açıklamalara göre eldeki dosya incelendiğinde TMK 1007. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunduğu görülmektedir....

    Ancak; tapu kaydının iptaline dair verilen hükmün kesinleştiği 13/01/2005 tarihi ile ıslah tarihi arasında TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ve Hazine; ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece, ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olması da doğru değildir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, tapu iptali kararının kesinleştiği 2005 yılına ait ürün maliyet ve verim cetvelleri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilerek net gelir yöntemine göre ve tapu iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmazda meydana gelen gerçek zarar miktarı belirlenmeli ve ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmelidir....

      Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2....

        Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi. 3....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/337 KARAR NO : 2022/627 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2021 NUMARASI : 2021/45 ESAS -2021/232 KARAR DAVA KONUSU : TMK'nın 1007. Maddesinden Kaynaklanan Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Gölebakan köyü, 101 ada 19 parsel numaralı tarla vasfındaki taşınmazın yaklaşık 1700 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisinde kalması nedeni ile kamulaştırmasız olarak el atıldığını, yapılan kamulaştırmasız el atma işleminden dolayı idare tarafından davacıya herhangi bir ödemede bulunmadığını ileri sürerek, davacıya ait Gölebakan köyü 101 ada 19 parselin el konulan yaklaşık 1700 m² yerinin bedeli olan 1.000,00 TL 'nin el koyma tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, idari yargının görevli olduğunu, davacı tarafından dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı bilinerek alındığını, taşınmazdaki hukuki ayıbı bilen davacının kötü niyetli olduğunun kabulü ile devletin kusursuz sorumluluğu ilkesinin uygulamayacağını, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda (2942 sayılı Kanun) belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, açılan davada davacı vekilleri yararına...

            Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; tapu kaydının iptaline dair verilen hükmün kesinleştiği 28.10.2005 tarihi ile ıslah tarihi arasında 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davaları için uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ve Hazine ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuş olduğundan, Mahkemece, ilk dava değeri ile bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra yapılan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı Mahkemenin 19.03.2019 tarihli ve 2018/340 Esas, 2019/146 Karar sayılı kararı ile önceki kararda direnilmesine ve davanın kabulüne karar verilmiştir. C. İkinci Bozma Kararı 1. Mahkemenin 19.03.2019 tarihli ve 2018/340 Esas, 2019/146 Karar sayılı kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

              Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, idari yargının görevli olduğunu, davacı tarafından dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı bilinerek alındığını, taşınmazdaki hukukî ayıbı bilen davacının kötü niyetli olduğunun kabulü ile devletin kusursuz sorumluluğu ilkesinin uygulamayacağını, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda (2942 sayılı Kanun) belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, açılan davada davacı vekilleri yararına...

                TMK'nın 1007. maddesi uyarınca açılan davalarda husumetin Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerekmektedir. TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Her ne kadar, davacılar vekilince Anayasa Mahkemesi’nin 2014/6673 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli, 29/09/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Yaşar Çoban kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4- 383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı ile yapılan içtihat değişikliği sonucunda davacılar bakımından iç hukuk yolu etkin hale geldiği gerekçesi ile zaman aşımı oluşmadığını ileri sürmüş ise de; Hukuk Genel Kurulu karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından dava açılmasının mümkün kılacak makul süre içinde TMK'nın 1007. maddesi dayanarak dava açılmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu