Dava, TMK 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Oysa bozma kararına uyulmakla, taraflar lehine usulü kazanılmış hak ve mahkemeye de karar gereklerini yerine getirme yükümlülüğü doğar. Şöyle ki; Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından davanın TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu kabul edilerek, taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan bölümleri yönünden mülkiyet hakkını kullanma olanağı kalmadığı olgusundan hareketle bu bölümlerin değerinin belirlenmesi gereğine değinilmiş, mahkemece de bozma kararına uyulmakla birlikte Hazine tarafından, davacılar aleyhine tapu iptali davası açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmi dava olarak değerlendirilmesi gerektiğinini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, davanın kabulü ile fonksiyon gaspı yapıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunu, tapu henüz iptal edilmediği...
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, açılan davada davacı vekilleri yararına nispi değil maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasını, 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunun, tapu henüz iptal edilmediği için zararın doğmadığını...
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, açılan davada davacı vekilleri yararına nispi değil maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunu, tapu henüz iptal edilmediği...
sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, davanın kabulü ile fonksiyon gaspı yapıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunu, tapu henüz iptal edilmediği için zararın doğmadığını, davanın reddine karar verilmeyecekse bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmazın imarlı, dava konusu taşınmazın ise imarsız olduğunu, emsal olarak imarsız bir parselin alınması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur....
Dava, TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mülkiyet hakkı; ... ve kanunlarla iç hukuk yönünden, gerekse... Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri ile kabul edilmiş temel haklardandır. (... Md. 35/1, AİHS Ek Prot. 1-1). Türk Medenî Kanununun 683. maddesinde de bir şeye malik olan kimsenin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisi tanınmıştır. Çekişmeli taşınmazın, 1958 yılında yapılan ... kadastrosunda "... ...ı" olarak sınırlandırıldığı, 2001 yılında tapu kaydına "özel ..." şerhi konulduğu, daha sonra 2011 yılında onaylanan imar planında da yine ... alanında bırakıldığı ve ifraz nedeniyle çekişmeli 158 ada 5 sayılı parsel ile dava dışı ifraz parsellerinin oluştuğu ve daha önce 365 sayılı ana parsele konulan özel ... şerhinin, ifraz parselinin tapu kaydına da taşındığı anlaşılmaktadır....
Dava, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir....
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmi dava olarak değerlendirilmesi gerektiğinini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, idari yargının görevli olduğunu, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, davanın kabulü ile fonksiyon gaspı yapıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunu...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/963 Esas sayılı dosyasında tazminat davası açtığı, zamanaşımının 21.11.1995 tarihinden itibaren başlayacağı, dava tarih itibarıyla da zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı Hazinenin de süresinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunduğu, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığı anlaşılmıştır. 3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesine (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125 inci maddesine) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir....
Hukuk Dairesi 2017/1110 E. , 2020/1007 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve ... Bayileri Esnaf Odası aleyhine 17/10/2014 gününde verilen dilekçe ile 5362 sayılı Kanun'un 56. maddesinden kaynaklanan ücret alacağının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....