"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5....
Şöyle ki; Dava, Medeni Kanun'un 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davası olup, dava konusu taşınmaz, üzerinde kat mülkiyeti kurulu yapının 7 nolu bağımsız bölümüdür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacı tapuda bağımsız bölüm olarak kayıtlı bulunduğu halde anataşınmaza ait mimari projede yer almayan bağımsız bölümü satın almış ancak açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu taşınmazın tapusu iptal edilmiş olduğundan uğradığı zarar karşılığı 75.000 TL maddi tazminat istemektedir. Burada davacının zararı taşınmazı satın almak için ödediği bedel (resmi senet akit tablosunda belirtilen bedel) ve bu bedele dava tarihine kadar toptan eşya fiyat endeksi uygulanarak tapu iptali dosyasındaki yargılama giderinden ibaret olması gerektiğinden taşınmaza ait resmi senet akit tablosu da getirtilerek bu olgulara göre davacının zararının belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde taşınmazın rayiç değerinin ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Mahkemece davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmesi üzerine 20.Hukuk Dairesinin 2011/10404-2012/5522 sayılı kararı ile "Dava Medeni Yasanın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminata ilişkin olup, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devlet sorumlu olup, Hazine aleyhine dava açılabileceği, işin esasına girilip, inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur. Bu kez davalı Hazine kararın düzeltilmesini istemiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava; 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın Medeni Yasanın 1007. maddesine göre tazmini istemine ilişkindir. Medeni Yasanın 1007. maddesi hükmüne göre, tazminata hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanı sıra, “Tapu sicilinin tutulması nedeniyle bir zarar doğmuş olmalıdır.”....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle TMK'nun 1007. maddesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (20 ) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi. 3....
nci maddesinden kaynaklı tazminat koşullarının oluştuğunun kabulü ile hüküm kurulması, ilgili idare tarafından onaylanmış ya da hükmen kesinleşmiş kıyı kenar çizgisinin bulunmadığının tespiti hâlinde ise 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi koşulları oluşmadığının nazara alınması gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, TMK' nun 1007. Maddesine dayalı , tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacıların hissedar olduğu taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle kullanılamayan bu kısım için tazminat talebinde bulunmuştur. Dosyadaki tüm belgeler ile mahallinde yapılan keşif akabinde dava konusu 272 ada 34 parsel nolu taşınmazın 811,33 m² lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı buna göre davacının mülkiyet hakkının sınırlanması nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin yerinde olduğu (bakz. Y. 20....
TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren TBK 125. md. (eski 146.md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin 2014/6672 başvuru nolu 25/07/2017 tarihli, 29/09/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarihli 2009/4-383 E. - 2009/517 K. sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile TMK 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiş olup, ne var ki HGK karar tarihi olan 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolanlar açısından dava açılmasının mümkün kılacak makul süre içinde TMKnın 1007. maddesi dayanarak dava açılmalıdır....
İstinaf Sebepleri Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat talep edilemeyeceğini, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi belirlendikten sonra buna göre dava açma ve kıyı kenarda kalan taşınmazların Hazine adına tescilini talep etme yetkisinin idarede olduğunu; ancak tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinden kaynaklanan davalarda tazminat hesabı yapılırken 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda belirtilen ilkelerin uygulanamayacağını, davanın kabulü ile fonksiyon gaspı yapıldığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği açılacak davaların değerlendirme tarihinin tapunun iptal edildiği tarih olduğunu, tapu henüz iptal edilmediği için zararın doğmadığını, maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi...
Dava TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 1-Davacının temyiz itirazları bakımından; ikinci bentde açıklanan nedenlerle davacının doğmuş bir zararından bahsedilemeyeceğinden temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı Hazinenin temyiz itirazları bakımından; 4721 sayılı TMK'nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ''Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur'' hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır....