ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/7 KARAR NO : 2020/771 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 07/02/2020 KARAR TARİHİ : 23/12/2020 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin --------tarihli ----- bildirilmediğini, müvekkilinin--- Kuruluşlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 18-i maddesine ve benzer hükümler içeren III-39.1 sayılı --- Esasları Hakkında Tebliğ’in 38/8 maddesine aykırı hareket ettiği kabul edilerek hakkında 6362 sayılı --- 103’üncü maddesi uyarınca aykırılığın gerçekleştiği --- idari para cezası tesis edilmesine karar verildiğini, başkaca işlemler sebebiyle de müvekkili hakkında idari para cezasına hükmedildiğini, toplam 345.736 TL tutarındaki idari para cezasının müvekkili...
< 2.7.1986 günü iflasına karar verilen kollektif şirket için iflas idaresi memuru olarak atanan davacıların, 1989 yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesini süresi geçtikten sonra vermeleri üzerine, adlarına kaçakçılık ve 1.derece usulsüzlük cezaları kesilmiştir. ...Vergi Mahkemesi … günlü ve … sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 162.maddesinde tasfiye ve iflas hallerinde mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerin sona ermesine kadar devam edeceği,2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 165.maddesinde de iflas sebebiyle infisah eden şirketlerde, tasfiye haline girilen tarihin ticaret mahkemesinin iflas kararında iflasın açılma anı olarak gösterdiği tarih olarak kabul edileceğinin belirtildiği, bu durumda iflasına karar verilen şirket hakkında tasfiye hükümlerinin uygulanacağı, 1989 yılı için 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30.maddesiyle, beyanname verilmesi gerekeceğinden, bu dönem için tasfiye memurlarınca verilen yıllık gelir vergisi beyannamesinin geçerli olduğu...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/611( yeni 2017/2) esas sayılı dosyasında şirket aleyhine olan kararı yönetim kurulu üyesi olan davalıların temyiz etmedikleri, anılan dosyada yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu ancak davalıların vekilleri aracılığı ile sundukları dilekçelerle davanın davanın reddini istedikleri, davalılar vekili tarafından 28/08/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan vekaletnamelerin gerekli şekil koşullarını taşımadığı, noter onayı tarih veya kaşesinin bulunmadığı, bu vekaletnameleri itirazların mahkemece dikkate alınmadığı, müvekkili ile tasfiye memurları arasında husumet bulunduğu zira davalılar tarafından Datça C.Başsavcılığının 2012/49 sayılı dosyasında müvekkili hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulduğu, şirket ortakları ile tasfiye memuru arasındaki husumetin tasfiye memurlarının azli için haklı neden olduğu, TTK 442/2 maddesine göre, sadece görevdeki seçilmiş olan değil, henüz fiilen göreve başlamamış olan tasfiye memurları...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/611( yeni 2017/2) esas sayılı dosyasında şirket aleyhine olan kararı yönetim kurulu üyesi olan davalıların temyiz etmedikleri, anılan dosyada yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu ancak davalıların vekilleri aracılığı ile sundukları dilekçelerle davanın davanın reddini istedikleri, davalılar vekili tarafından 28/08/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan vekaletnamelerin gerekli şekil koşullarını taşımadığı, noter onayı tarih veya kaşesinin bulunmadığı, bu vekaletnameleri itirazların mahkemece dikkate alınmadığı, müvekkili ile tasfiye memurları arasında husumet bulunduğu zira davalılar tarafından Datça C.Başsavcılığının 2012/49 sayılı dosyasında müvekkili hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulduğu, şirket ortakları ile tasfiye memuru arasındaki husumetin tasfiye memurlarının azli için haklı neden olduğu, TTK 442/2 maddesine göre, sadece görevdeki seçilmiş olan değil, henüz fiilen göreve başlamamış olan tasfiye memurları...
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle,Ticaret Sicili Müdürlüğü' nün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini,olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, yukarıda arz ve izah edilen...
İhyası istenen şirketin tasfiye işlemleri 30.11.2012 tarihinde tamamlanmış 6.12.2012 tarihinde de TTSG nde ilan edilmiştir. Davacı taraf ihya sebebi olarak Kartal ....... Asliye Hukuk Mahkemesinin .......... esas, Kartal ......... İş Mahkemesinin ....... esas sayılı dosyaların mevcut olduğunu, tasfiye işlemlerinden sonra tasfiye edilen şirket yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, Bakırköy ......... ATM ........ esas sayılı dosyasında tasfiye memurunun ve şirket ortaklarının şahsi sorumluluğundan kaynaklı dava ikame edildiğini, bu dosyaların halen derdest olduğunu tasfiyenin usulüne uygun yapılmadığının bildirildiğini, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun yapılmadığından tasfiye memuru atanması ile ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Kartal ........ Asliye Hukuk Mahkemesinin .......... esas sayılı dosyasının İstanbul Anadolu ......... Asliye Hukuk Mahkemesini ........ Esas numarasına kaydedildiği, iş bu dosyada davacıların, ............
memuru aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı tasfiye memurlarının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Yapı Kooperatifinin ihyası istemine ilişkin olup, mahkemece davalı tasfiye memurlarının tasfiye işlemlerini eksik bıraktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ve sadece ticaret sicil memurluğu yasal hasım olduğu, bu durumda davalı tasfiye memurları davanın açılmasına neden oldukları gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken, davalı tasfiye memurlarının da yasal hasım oldukları gerekçesiyle aksi yönde yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Öte yandan, davanın kabulü ile kooperatifin ihyasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, idareyi tescile zorlayıcı nitelikte ticaret siciline tescile karar verilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'...
Dava, şirket ortağı tarafından şirketin zarara uğratıldığı iddiası ile açılmış olan tapu iptali ile şirket adına tescil ve uğranılan zararın tazmini ile tahsil edilecek bedelin şirkete ödenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih 1047 sayılı kararı ile belirlenen ve 01/09/2022 itibaren geçerli olan Hukuk Daireleri iş bölümü kararı gereğince;6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1521. maddesinden kaynaklanan (Ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalar) davalar" ile ilgili uyuşmazlıklara 11.Hukuk Dairesi bakmakla görevli olduğundan, Hukuk Daireleri İş Bölümü ortak hükümleri 3....
Asliye Ticaret Mahkeme'sinin 2009/950 Esas sayılı dosyasında kooperatifin ihyası için dava açtığı ve davanın derdest olduğu gerekçesiyle davalı tasfiye memurlarına yönelik tazminat isteminin reddine, ihya istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava,tasfiye memuru sıfatıyla davalılara karşı açılmış tazminat davasıdır. Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla olaya uygulanması gereken TTK’nun 224. ve 245/3. maddesi uyarınca üçüncü şahısları veya ortakları zararlandıran tasfiye memurları kusursuz olduklarının ispat etmedikçe zarardan müteselsilen sorumludurlar. Yani tasfiye memurlarının sorumluluğu ispat külfeti ters çevrilmiş bir sorumluluk şeklidir....