, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzerine işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduklarını, yasal hasım konumunda olan müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2022/39 KARAR NO :2022/432 DAVA : Alacak (Ticari Şirket Kar Payından Kaynaklanan) Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 21/06/2022 KARAR TARİHİ : 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Şirket Kar Payından Kaynaklanan), Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 20/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile 17/05/2019 tarihinde davalı ... farklı hisse payları üzerinde ortak olarak ......
şirketinin değişen teknoloji nedeniyle şirket ürünlerine yönelik piyasalarda yaşanan talep daralması üzerine İstanbul şubesinin faaliyetlerinin sona erdirilmesine karar verilmiş ve şirket tasfiye edildiğini, tasfiye sürecinde tasfiye memuru olarak müvekkilinin yetkilendirildiğini, tasfiye 30/09/2016 tarihinde tamamlanarak şirket ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye sürecinin hızlandırılması talebiyle ikame edilen .... Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/... E.sayılı dosya kapsamında tesis edilen karar ile "tasfiye bakımından erken dağıtıma izin verilmesine" karar verildiğini, müvekkilim tasfiye memuru olarak tasfiye sürecindeki tüm yükümlülüklerini eksiksiz şekilde yerine getirmiş olup bu husus yargılama sırasında da sabit olduğunu, , .... Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/......
Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin TTK 32.maddesi ve Ticaret Sicil Yönetmeliği 34.madde hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, talebe ilişkin olarak yasal koşulları oluşmuş ise yapılan işlemle ilgili tescil kararı vereceğini, aksi halde tescil talebini gerekçe göstererek reddedeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memuruna ait olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerekmekte olduğunu, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtıdığını ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçileceğini, tasfiye memurlarının...
SAVUNMA : Davalı ------- çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bunun yapılmadan şirketlerin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkil ---- tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili ----- ------- üzere işlem yaptığını, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan...
Sicil Memurluğu vekili, ihyası istenen kooperatifin 18.06.2008 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyesine karar verilip 17.04.2009 tarihinde ilan edildiğini, 07.04.2012 tarihli tasfiye genel kurulu tasfiye işlerinin bittiğine ve kooperatifin dağılmasına, sicilden terkinine ve tasfiye memurlarının ibrasına karar verilerek kooperatifin 10.04.2012 tarihinde sicilden terkin edildiğini, müvekkilinin usul ve yasaya göre üzerine düşen görevi yerine getirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Tasfiye memurları, davacının açtığı davanın kötüniyetli olarak açıldığını, davacının isnatlarını kabul etmediklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre; ... Ticaret Sicilinden terkin edilen Tasfiye Halinde S.S.... Konut Yapı Kooperatifi aleyhine ......
Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verileceğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddedeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; şirket ortaklığından kaynaklanan hakka dayalı olarak tapu iptal ve şirket adına tescil, şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklanan tazminat, birleşen dava ise hakediş alacağının tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 11.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,15.7.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durum karşısında, somut olayda, şirketin tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de davacının, ihyası istenen şirket hakkında rücuen tazminat davası açtığı, tasfiye memurlarının bu iş kazasından haberdar olmamasının kabul edilemeyeceği, davacının şirketin ihyasını istemekte hukuki yararının bulunduğu, tasfiye memurlarının işbu davanın neticesini bekleyip, davacının alacağı için gerekli payı ayırmadan tasfiye işlemlerini sonuçlandırarak şirketi sicilden terkin ettirdikleri için davanın açılmasına sebebiyet verdikleri ve bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarında ve ayrıca, her ne kadar davalı vekili tarafından mahkemece tasfiye memuru olarak atanması da istinaf edilmiş ise de, cevap dilekçesinde talebin kabulü halinde yeni kişilerin tasfiye memuru olarak atanmasının zorunlu olmadığı zira, kendisinin tasfiye memurluğu görevini layıkıyla yaptığının beyan edildiğinin de anlaşılmış olması karşısında bu yöne ilişkin istinaf isteminin...
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu m.34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin “tasfiye memuru”nda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi durumunda TTK m. 547/2 gereğince tasfiye memuru atanmasının zorunlu olduğunu, ek tasfiye kapsamındaki işlemlerin gerçekleştirilmesi maksadıyla atanacak tasfiye memurunun/memurlarının TTK m. 536'da düzenlenen şartları haiz olması gerektiğini, buna göre mahkemece atanacak temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması ve...