İcra Müdürlüğü 2019/277 talimat sayılı dosyasında 34 XX 263 plakalı aracın satışının yapıldığını, ihaleye konu aracın tüm özellikleri ve yapısının satış ilanında yer almadığını, bu nedenle yeterli katılım sağlanmadığını, aracın piyasaya göre düşük bedelle ihale edildiğini, aracın piyasa değerinin 130- 140 bin TL civarında iken 93 bin TL bedelle ihale edildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, ihalenin feshi davasının kamu düzenine ilişkin olması ve re'sen diğer hususların gözetilmesi zorunluluğu nedeniyle ihalenin feshi gerektiğini belirterek, davanın kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
Kararın gerekçe kısmında kira mahrumiyeti nedeniyle tazminat isteminin reddedildiği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında bu konuda kabul yönünden karar oluşturulmuştur. Taraflar arasındaki 9.10.1996 tarihli bağımsız bölüm karşılığı inşaat sözleşmesinin 9.maddesinde kararlaştırılan daire başına aylık 100 DM teslimde gecikme halinde kira tazminatına ilişkindir. Kira mahrumiyeti tazminatı müsbet zarar kapsamındadır. Taraflar arasındaki bağımsız bölüm karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahipleri tarafından feshi istenmiş, mahkememce de feshine karar verilmiş olmasına göre, kira mahrumiyeti nedeniyle tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, kararın hüküm kısmında 16.5.2005 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan kira mahrumiyeti tazminatının davacı zararı olarak karar altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kira sözleşmesinin feshi ve kira alacağı davası açılmıştır. Kira sözleşmesinin feshi ve bu dava ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davalarına sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağından, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kira sözleşmesinin feshi ve kira alacağı davası açılmıştır. Kira sözleşmesinin feshi ve bu dava ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davalarına sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağından, uyuşmazlığın ... Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut uyuşmazlıkta davacının isteminin dayanağı olan yoksun kalınan kar, 23.381,00 TL ihale komisyonu karar pulu bedelinin de eser sözleşmesi kapsamında davalı işverenden istenildiğine göre; davacının “35 Adet Düz Tabanlı Çelik Silo Tesisi Yapım İşi” sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshi nedeniyle talep ettiği yoksun kalınan kar, ihale komisyonu karar pulu bedelinin tazminat talebi yönünden de TBK 147.m. gereğince 5 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekmektedir. Dava konusu yoksun kalınan kar ile ihale komisyonu karar pulu bedelinin tahsili talebi olup işbu dava ise; sözleşmenin fesih iradesinin karşı tarafa ulaşmasından sonra 5 yıllık zamanaşımı süresi geçirilerek 30/03/2021 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle de, davalı vekilinin yasal süresinde sunduğu zamanaşımı def’i yerinde olup Mahkememiz’ce açıklanan gerekçelerle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm kurmak gerekmiştir....
Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir. İcra mahkemesi; 1. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle, 2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle, 3. İşin esasına girerek, talebin reddine karar verirse ihalenin feshini talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkûm eder. " hükmü getirilmiştir. Düzenlemenin gerekçesi, ihalenin feshi talebi yukarıdaki sebeplerle reddedilen davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre para cezasının taktir edilebilmesini sağlamaktır....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8/ll maddesi hükmüne göre kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi, yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. HUMK'nun 8/ll-1 maddesinde İcra ve İflas Kanunu'nun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8/ll maddesi hükmüne göre kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. HUMK'nun 8/ll-1 maddesinde İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, HUMK'nun 8/ll maddesi hükmüne göre kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ile bunlara karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir....
Hukuk Dairesinin 27/02/2012 tarih 2012/6938 Esas 2012/5905 Karar sayılı ilamında ".....Buna karşın süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshi konusunda irade beyanı açıklaması, fesih işlemi yerine geçecek işlemler yapılması halinde yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğindedir. Bu ihtimalde feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekir." denilmek suretiyle dairemizin görüşü teyit edilmiştir. Sonuç olarak, davacının sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiği ancak işverenin sözleşmeyi tazminat gerektirmeyecek şekilde feshettiğini, ispat edemediği davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, bu konudaki davalı istinafının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....