Somut olayda, ilk derece mahkemesince, tasfiyeye konu taşınmazların edinilmiş mal olduğu kabul edilerek güncel (rayiç) değerinin yarısının katılma alacağı olarak tahsiline karar verilmiş, davalı erkeğin istinaf etmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince davalı erkeğin banka hesabındaki kişisel malı olan 12.100 Euro tasfiyeye konu taşınmazların edinilmesinde kullanıldığı ve taşınmazların evlendikten kısa süre sonra alındığından bankadan çekilen miktar dışındaki bakiye kısmın da evlilik birliği içinde biriktirilmiş olmasının mümkün olmadığı, hayatın olağan akışına uygun olarak taşınmazların davalının kişisel malından karşılanmış olduğu, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı kabul edilerek tasfiyeye konu taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır....
Her ne kadar tasfiye memuru tarafından, yargılama sırasında kendisine gönderilen tebligat, tasfiyeye ilişkin kararın ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmediği gerekçesiyle iade edilmişse de, tasfiyeye ilişkin ortaklar kurulu kararının ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesi kurucu mahiyette bir işlem olmadığından, gerekçeli kararın tasfiye memuruna tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu durumda dosyanın temyizen incelenebilmesi için öncelikle gerekçeli kararın Tebligat Yasası hükümlerine uygun olarak tasfiye memuruna tebliği ile buna ilişkin tebligat parçasının dosyaya konulması ve yasal temyiz süresinin dolmasının beklenmesi, bundan sonra dosyanın temyiz incelemesi için gönderilmesi gerektiğinden anılan eksikliğin giderilmesini teminen dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi uyarınca tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır. TTK'nun 542-1-d maddesi gereğince tasfiye memurları tasfiyenin uzun sürmesi halinde her yıl için tasfiyeye ilişkin finansal tabloları ve tasfiye sonunda da kesin bilançoyu düzenleyerek genel kurula sunarlar. Kanunda kesin bilançoyu onaylamak üzere genel kurul toplanamıyor ise ne yapılacağı konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları ile "Eğer genel kurul toplanamayacak durumda ise bu işlemler için Mahkemeye başvurulur ve bilirkişi incelemesinden sonra, bu son ve katı bilanço hakkındaki tasdik kararıyla ortaklık sicilden silinir." (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır. Somut olaya gelince; eşler, 15.08.1994 tarihinde evlenmiş, 15.02.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 15 ada 12 parsel 10 nolu bağımsız bölüm 15.02.2002 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Taşınmaz 1995 yılında s.S. ... Konut Yapı Kooperatifine üyelik yoluyla edinilmiştir. Davalı taşınmazı 22.07.2007 tarihinde 3. kişiye satmıştır....
Tasfiyeye konu ... plakalı araca yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Somut olayda, mahkemece, tasfiyeye konu aracın edinilmiş mal kabul edilerek aracın devir tarihindeki değerinin yarısı olarak katılma alacağına hükmedilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmamıştır. Şöyle ki, davalının cevap dilekçesinde aracın evlilik öncesi sahip olduğu dava dışı aracın satışından elde edilen para ve şirket hissesinin devrinden elde edilen para ile alındığını savunduğu ancak mahkemece kişisel mal savunmasına yönelik davalının bildirdiği delillerinin tamamı toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, davalının kişisel mal savunmasına ilişkin delil listesinde dayandığı delilleri toplanıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. 3....
şirketin faaliyette bulunmadığı sonucuna varıldığından yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek cezalı tarhiyatı kaldıran … Vergi Mahkemesinin … sayılı kararının; şirketin tasfiyesiyle ilgili bir bildiriminin olmadığı, ... tarihinde tasfiyeye girdiği kabul edilse dahi, tasfiyeye girdiği tarihten önceki döneme ait beyannamenin verilmesi gerektiği, bu bakımdan beyanname verilmemesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir....
Şöyle ki, tasfiyeye konu taşınmazların ferdileşme yoluyla davalı adına tescil edildiği anlaşılmasına rağmen mahkemece ...... üyeliğine ilişkin üyelik kayıtları ile ödemelere ilişkin kayıt ve belgeler getirtilmeden değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında, taşınmazların edinimi sırasında banka kredileri kullanmak zorunda kaldığını bildirmiştir....
Bilindiği üzere; 6102 Sayılı TTK'nın 547/2.maddesinde şirketin ihyasına (ek tasfiyeye) karar veren mahkemece tasfiye memuru atanacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 26/12/2019 tarih ve ... sayılı dosyasından Tasfiye Halinde ... Ür. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına (ek tasfiyeye) karar verildiğine göre, anılan yasal düzenleme gereğince tasfiye memuru atanmasına yönelik istemin tasfiyeye karar verilen mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, dosyanın Tasfiye Halinde ... Ür. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına (ek tasfiyeye) karar veren .... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine ilişkin aşağıdaki kararı vermek gerekmiştir. KARAR: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; Dosyanın dava dışı Tasfiye Halinde ... Şirketi'nin ihyasına karar veren ....Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafın yokluğunda kesin olarak oy birliğiyle verilen karar açıkca okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2022 Başkan ......
Tasfiyeye konu 101 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 16.08.1995 tarihinde cebri icra yolu ile, 329 ada 270 parselde bulunan 17 nolu bağımsız bölüm ise 03.04.1987 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Davacı erkek ile davalı kadın yurtdışında çalışarak gelir elde etmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK 179 m)....
Tasfiyeye konu 169 ada 1 parseldeki 2 nolu bağımsız bölüm, 25.06.1996 tarihinde yapılan sözleşme ile TOKİ'den vadeli olarak satın alınıp ödemelerin tamamlanması üzerine 03.02.2006 tarihinde davalı eş adına tapuya tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Mal rejiminin sona erdiği 22.07.2008 tarihinde, tasfiyeye konu bağımsız bölüm davalı eşin mülkiyetinde olup tasfiyesi gereken malvarlığıdır. Yine, dosya içerisinde bulunan Bağkur ve SGK idarelerinin yazılarından tasfiyeye konu taşınmazın satın alınması için TOKİ ile yapılan sözleşme ve ödemelerin yapıldığı tarihlerde ve bu tarihlerden önceki tarihlerde davacı eşin çalıştığı anlaşılmaktadır....