- K A R A R - Şikayetçi vekili, borçlu aleyhine tasarrufun iptali davası açtıklarını, davanın henüz sonuçlanmadığını, borçluya ait taşınmazlara 26.04.2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, şikayet olunanın açmış olduğu tasarrufun iptali davasında ihtiyati haczin 02.10.2013 tarihli olduğu, taşınmazların satıldığı ihale bedelinin tamamının şikayet olunan dosyasına ödendiğini, müvekkilin açtığı tasarrufun iptali davasının lehlerine sonuçlanabileceğini, bu nedenle davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline ve devam eden tasarrufun iptali davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin açtığı tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığını ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğünü, şikayetçinin açtığı tasarrufun iptali davasının sonuçlanmadığını, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediğini, sıra cetvelinin doğru olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir....
ve ... vekili, müvekkillerinin tasarrufun iptali davasında pasif dava ehliyetlerinin olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... ve ... Mühendislik ve Mimarlık İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, takip konusu alacağın vekalet ücreti alacağı olarak 17.07.2013 tarihinde doğduğu ve 18.07.2013 tarihinde takibe geçildiği, davalı ..., ... ve ... hisselerinin 26.04.2011 tarihli gayrimenkul satış vadi sözleşmesi gereğince 20.12.2012 tarihinde devredildiği, alacağın ise daha sonra doğduğu, davalı ..., ... ve ...'e husumet düşmeyeceğini, tasarrufun iptali konusu olamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Şikayet olunan vekili, dava dışı 3. kişinin taşınmazı satın alırken kullandığı kredilerin teminatı olmak üzere şikayete konu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin tasarrufun iptali davasından önce olduğunu, ipotek tesis edilirken taşınmazınn tapu kaydında ne ihtiyati haciz ne de başka bir takyidat bulunmadığını savunarak şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yeni malik borçlunun tesis ettiği ipoteğin alacaklısının rüçhan hakkını tasarrufun iptali davasını kazanan eski malikin alacaklısına karşı ileri süremeyeceği tasarrufun iptali davasından önce borçlunun taşınmazı üzerine konulmuş olsa da ipoteğin tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....
İptal davası ayni bir dava olmadığından iptal isteminin kabul edilmesi halinde, takip konusu alacak miktarı ile sınırlı olarak, takip konusu alacak ve faiz, masraf gibi eklentilerine yetecek oranda tasarrufun iptaline karar verilir ve alacaklıya dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteme yetkisi tanınır. İİK'nun 283/2. maddesinde; “İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nisbetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir" hükmü yer almaktadır. Tasarrufun iptali davasının, İİK'nun 283/2. maddesi gereğince bedele dönüşmesi halinde, aynı takip dosyası üzerinden infazının istenmesi gerekmekte olup, aynı takip dosyası üzerinden 3. kişiye icra emri tebliğ edilmelidir. Somut olayda, tasarrufun iptali isteminin bedele dönüştüğü ve 236.954,65 TL'nin şikayetçilerden tahsiline karar verildiği görülmektedir....
Mahkemece borçlu davalı tarafından diğer davalı 3.kişi ...’a yapılan tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde sadece tasarruf tarihindeki alacak miktarı ile sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru değil, bozma nedeni ise de bu yöndeki yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1.bendindeki “42.130.95 TL yönünden tasarrufun iptaline” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "davalılar arasında yapılan tasarrufun 42.130.95 TL alacak ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline” ibaresinin yazılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve 900.00 TL vekalet ücretinin davalı ...'...
Mahkemece, davalılar arasındaki akrabalıktan dolayı tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 3.kişi ...’nin borçlu ...’ün annesi olmasına İİY'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, diğer taraftan ...’nin borçlu olan kızı ...’ün alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİY. 280/II) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde davacı takibindeki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmek gerekirken yazılı şekilde alım satımın geçersiz...
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu tasarrufun alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne alacak miktarıyla sınırlı olarak Antalya Merkez Dutlubahçe 2621 Ada 4 nolu parsele ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Aynı madde de iptal davalarının amacının İİK 278, 279 ve 280.maddelerde yazılı borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarının butlanına hükmettirmek olduğu açıklanmaktadır. Mahkemece yargılama aşamasında toplanan delillere göre, yapılan tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Bilirkişi raporu içeriğinden taşınmazın gerçek değeriyle tapudaki satış değeri arasında misli fark bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını borcu karşılayacak mal bulunmadığını ileri sürerek davalı borçlunun sahibi olduğu aracın 1/2 hissesini diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı 3. kişi vekili davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı borçlu duruşmada işleri bozulduğu için davalı ...’e satış yaptığını beyan etmiştir. Mahkemece, tasarrufun iptali koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece, dava konusu tasarrufun 18.03.2005 tarihinde yapıldığı tasarrufun iptali davasının ise 17.12.2014 tarihinde açıldığı, 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtiği gibi tasarruf borcun doğmundan önce yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili davalılardan ... ile evli iken boşandıklarını ve ...’in tazminat ve nafaka borcunu ödememek için kendisine ait taşınmaz paylarını kardeşi olan diğer davalı ...’e devrettiğini öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece tasarrufun borcun doğumundan önce yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir....