Asliye Ticaret Mahkemesince ,talebin muvazaa temeline dayalı İİK 227 ve devamı maddelerine göre açılmış, İİK hükümlerine ve Türk Borçlar Kanunun 19.maddesi hükümlerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,davanın ticari niteliği bulunmaması nedeniyle TTK'nun 5/3,HMK'nun 1,114 ve 20.maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İstanbul 19.Asliye Hukuk Mahkemesi ise ,davacı ve davalıların şirket olduğu,davacı ile davalı borçlu arasındaki alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı bu nedenle davaya Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğini belirtilerek karşı görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, İİK 227 ve devamı maddelerinden kaynaklanan tasarrufun iptali talebine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 02/07/2021 tarihli ve 2021/211 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Dava, İİK 277 madde ve devamına göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava, İİK'nun 277. maddesi ve devamına göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 281/2. maddesi gereğince "Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece takdir ve tayin olunur. Şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemez." amir hükmünü içermekte olup, taraflar arasındaki dava, davalılar arasındaki tasarrufun, İİK'nın 277 ve devam maddeleri uyarınca iptali talebine ilişkin olup, tasarrufun iptal şartlarının oluşup oluşmadığı yargılama ile belli olacaktır. İhtiyati haciz kararları esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından dava konusu taşınmazların davalılar arasındaki satımına ilişkin tasarrufların İİK 277 vd maddeleri uyarınca iptali ile tarafına satış yetkisi verilmesinin talep edildiği ve aynı doğrultuda 04.02.2021 tarihli 2. celsede davanın İİK 280-282 maddesi gereğince açılan tasarrufun iptali davası olduğunun bildirildiği, bu nedenle eldeki davanın TBK madde 19 kapsamında değil, İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu, buna göre 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/580 Esas KARAR NO : 2021/383 DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) DAVA TARİHİ : 25/07/2013 KARAR TARİHİ : 01/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının senetten alacağına dayanarak dava ----- hakkında İstanbul -----....
Mahkemece, iddia, savunma toplanan delilleri göre, borçlu şirket yönünden alınmış aciz belgesi bulunmadığı, icra dosyasında haczedilen malların bulunduğu, haczedilen malların paraya çevrilmediği, davacı alacaklı tarafından öncelikle mahcuz malların paraya çevrilmesi sonucu alacağını tahsil etme yoluna gitmesi gerektiği, mahcuzların satışı sonucu alacak miktarı karşılanmadığı takdirde aciz belgesi alındıktan sonra tasarrufun iptali davasının açılmasının mümkün olduğu bu bağlamda İİK 105 ve 277 maddeleri gereğince sübut bulmayan davanın davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri mahkemece de kabul edildiği gibi borçlu hakkında düzenlenmiş geçici (İİK 105)veya kati aciz belgesinin(İİK 143) bulunmasıdır....
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksikliğin yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür....
Bu durumda, mevcut davada, İİK'nun 277 ve devam maddelerinde yer alan tasarrufun iptali davasının görülebilme şartlarıdan olan, "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" şartının gerçekleşmediği açıktır. Dolayısıyla, İİK'nun 277 ve devam maddelerine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Dava dilekçesinde dayanılan ikincil talep, tasarrufun BK'nun 19 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir. Ne varki, ilk derece mahkemesince bu talebe ilişkin hiç bir delilin toplanmadığı görülmektedir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19.maddesinde düzenlenen muvaza nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir....
Davacı vekili tarafından verilen 24/02/2012 tarihli dilekçede ise “dava her ne kadar BK 18. maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak ikame edilmiş ise de gerek İİK. 277. ve devamı maddeleri gerekse BK 18. maddesi uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davalarının birbirleri ile bağlantılı olması gerekçesi ile ileride hak kaybına uğramamamız adına aciz vesikası hükmündeki hacız tutanakları ile bilgi ve belgelerin celbini” ibarelerine yer verilerek aynı dilekçe içinde davalı borçlunun borcu karşılar malvarlığının bulunmadığı açıklanıp İİK. 277 maddesinde aranan aciz vesikası koşulunun gerçekleşmiş olduğunun kabulüne karar verilmesi istenmiştir. Yapılan yargılama sonunda Mahkemece gerekçe kısmında açıkça bir dava nitelemesi yapılmamış ancak son bölümde “BK 20 (Eski 18) ve İİK 277 ve müteakip maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar vermek gerekmiş” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş bunun devamı olarak da hüküm kısmında her bir dava için “muvazaa sebebi ile İstanbul 18....
Davacı vekili tarafından verilen 24/02/2012 tarihli dilekçede ise “dava her ne kadar BK 18. maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak ikame edilmiş ise de gerek İİK. 277. ve devamı maddeleri gerekse BK 18. maddesi uyarınca açılmış olan tasarrufun iptali davalarının birbirleri ile bağlantılı olması gerekçesi ile ileride hak kaybına uğramamamız adına aciz vesikası hükmündeki hacız tutanakları ile bilgi ve belgelerin celbini” ibarelerine yer verilerek aynı dilekçe içinde davalı borçlunun borcu karşılar malvarlığının bulunmadığı açıklanıp İİK. 277 maddesinde aranan aciz vesikası koşulunun gerçekleşmiş olduğunun kabulüne karar verilmesi istenmiştir. Yapılan yargılama sonunda Mahkemece gerekçe kısmında açıkça bir dava nitelemesi yapılmamış ancak son bölümde “BK 20 (Eski 18) ve İİK 277 ve müteakip maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar vermek gerekmiş” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş bunun devamı olarak da hüküm kısmında her bir dava için “muvazaa sebebi ile İstanbul 18....