Asıl dava, üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına; birleşen dava ise, İİK’nin 97/17. maddesine dayalı tasarrufun iptali talebine ilişkindir. 1. Asıl dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Temyize konu olayda üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu, davalı alacaklı tarafından iddia edilmesine rağmen, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma karar vermeye yeterli değildir. Öte yandan, devredilen işletmede haciz yapılabilmesi, devrin muvaazalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlıdır. Muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabilir. Ayrıca, İİK'nın 44.maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi işletmenin devrini sakatlamaz. Anılan hükmün yalnız cezai yaptırımı vardır....
Temyiz Nedenleri Davacılar vekili özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile red kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir. 3.Gerekçe 3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazlar kadastro sonucu tapu kaydı ve hibe nedeniyle Günebakan Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. 3.2. İlgili Hukuk TMK'nın 9. maddesi, “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.” TMK'nın 10. maddesi, “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.”...
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Borçlar Kanunu' nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, tasarrufun iptali için borçlu ve diğer şahıslar arasında yapılmış bir tasarrufun menkul veya gayrimenkulün devrinin olması gerektiği, somut olayda icra müdürlüğünce konulan 1. sıra haciz işlemlerinin iptalinin talep edildiği, icra müdürlüğünün işlemlerine karşı icra mahkemesi nezdinde başvuru yapılabileceği, mahkemede tasarrufun iptali talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, dava konusu olan 1. sıra haciz işlemlerinin iptali hakkındaki talep yönünden dava şartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Ölüme bağlı tasarrufun esasa ilişkin iptal sebepleri; "ehliyetsizlik", "irade sakatlığı", "hukuka aykırılık" ve "ahlaka aykırılık"tır. Şekle ilişkin iptal sebeplerine gelince; "ölüme bağlı bir tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa" iptal davasına konu olabilir. Vasiyetnamenin iptali sebepleri 4721 s. TMK'nun 557. ve 558. maddelerinde sınırlı bir şekilde gösterilmiştir. Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından (ve de saklı payı zedelemek kastından) söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur....
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve davacı vekilinin 23.06.2011 tarihli celsedeki beyanında davacının muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olarak nitelendiği görülmektedir. Tasarrufun iptali davalarının İİK 284. maddesinde öngürülen 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Davayı tasarrufun iptali davası olarak nitelendiren yerel mahkemenin iptale konu tasarrufun yapıldığı 10.02.2004 tarihinden sonra 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın 20.04.2012 tarihinde açıldığı için davanın süreden reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı vekilince temyizi üzerine Özel Dairece BK 18 maddesine dayalı olarak muvazaa sebebiyle açılan tapu iptal ve tescil davası ve İİK 277 ve izleyen maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarının birbirinden farklı olduğu belirtildikten sonra, davacının İİK 277 ve izleyen maddelerine göre iptal davası açma hakkının olmasının genel hükümlere göre muvazaaya dayalı dava açmasına engel olmadığı görüşü ileri sürülmüştür....
İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 532, 533, 534, 557, 558 ve 559 uncu maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 557 inci maddesinde vasiyetnamenin iptali davasının sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bunlar; tasarrufun mirasbırakanın tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir sırada yapılmış olması; tasarrufun yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması; tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlâka aykırı olması; tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olmasıdır. Somut olayda, vasiyetnamenin iptali sebeplerinin davacılar tarafından ispat edilemediği anlaşılmıştır. 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece vasiyetnamenin iptali davasının reddine tenkis davasının ise bir davalı yönünden kabulüne karar verilmiştir. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan ...'un, 1912 ve 1913 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya bağışladığını, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlardan başka malvarlığının olmadığını, tarafların amacının saklı pay kurallarını bertaraf etmek olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların saklı payı miktarındaki kısmının tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Vasiyetnamenin Açılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *dava, münhasıran vasiyetnamenin açılmasıyla ilgili olup, tenkis ve tasarrufun iptali isteğinin bu davada incelenmesinin mümkün bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna oybirliğiyle karar verildi. 10.04.2008...
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, ortak miras bırakanları ...’in maliki olduğu 98 ve 608 parsel sayılı taşınmazları mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla oğulları olan davalılar ... ve...e ½ paylı olarak görünürde satış yoluyla temlik ettiğini, temlikin muvazaalı olduğunu, diğer davalı ...’nin davada yer alması için davalı olarak gösterildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile muris ... adına tescilini istemişlerdir. Davalılar ... ve ..., iddianın yersiz olduğunu, 1982 yılında davacının çekişme konusu taşınmazların temlikine yönelik tenkis davası açtığını ve çekişmeli taşınmazlardan hakkını para olarak aldığını, öncelikle kesin hüküm nedeniyle davanın reddini, ayrıca çekişmeli taşınmazların muris tarafından bedeli karşılığında müvekkillerine devredildiğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır....