HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Asıl dava ile birleşen dava; İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile TBK'nın 19. maddesi kapsamında tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekili asıl ve birleşen dava dilekçesinde, yargılama aşamasındaki beyanlarında ve istinaf başvuru dilekçesinde ısrarla davalarını, hem İİK. 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali hem de TBK'nın 19. maddesine göre muvazaa hukuksal olgusuna dayanarak açtıklarını belirtmiştir. Davacılar vekilinin bu beyanları karşısında Dairemizce her iki dava dosyası yönünden istinaf incelemesi İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile TBK'nın 19. maddesi çerçevesinde yapılmıştır. Yargıtay 17....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK'nın 19.maddesi kapsamında muvazaa nedeni ile tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen karar ile davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Muvazaa, kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazen aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa)....
Mahkemece, İİK anlamında tasarrufun iptali anlamında tasarrufun iptali davası açabilmek için borçlu hakkında aciz vesikası alınması dava şartı olduğunu ve davacı tarafından dosyaya böyle bir belge sunmadığı ve icra dosyasında da rastlanmadığından davanın bu sebepten reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın muvazaa iddiasını ispatlayamadığını aksine davalı tarafın bankadan yaptığı ödemelere ilişkin dekontlar ile satış bedelini yatırdığını ispatladığını,davalı tanıkları da davalının kardeşi ...'ın zor durumda olduğundan, borçları bulunduğundan satış yaptığını ve kardeşi olan davalının da bunu kabul ederek taşınmazı satın aldığını doğruladığından açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/14854 Esas sayılı takip dosyasında haksız ve kötüniyetli olarak başlatılan takibin ve işbu dosya üzerinden yapılan tüm icra ve haciz işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, TBK. 19 maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 25/06/2020 tarih ve 564 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 01/04/2021 tarih ve 2020/31 Esas, 2021/117 Karar sayılı kararına yönelik istinaf incelemesinin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/113 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/03/2022 tarih ve 2022/113 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla davalıların kendi aralarında muvazaalı olarak yapmış oldukları düzenlenmesi mümkün olan senetler ve bu senetlere istinaden açılmış olan Diyarbakır İcra Müdürlüğü 2021/63135 Esas sayılı takibin ve bu takipten davalı/borçlu T3 maaşı üzerine konulan 1. sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufların TBK 19. madde ile İİK 227 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile müvekkil banka alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesi ve takibe konu alacakları yönünden tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini...
Davacı vekilince mahkemece verilen karara karşı sunulan istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin red gerekçesinin İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu, dolayısıyla bu tür davaların 5 yıllık hak düşümü süresine tabi olduğu, davaya konu taşınmazların devir tarihlerinin de beş yıldan fazla olduğu ise de, bu gerekçenin yanlış olduğunu, ilk derece mahkemesinin davayı muvazaalı işlemin iptali olarak nitelendirmesi gerekirken, yazılı şekilde nitelendirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, muvazaa iddiasının zaman aşımı ve hak düşümü süresine tabi olmadığını, TBK 19. maddesine dayandıklarını ve tasarrufun muvazaalı olması sebebiyle iptalini talep etmelerine rağmen mahkemenin muvazaa iddialarını dikkate almayarak hatalı bir değerlendirme yapmış olup kararın bu yönden de kaldırılmasını ve bozulmasını talep ettiklerini, bildirdikleri delillerin toplanmış olması halinde davaya konu tasarrufun muvazaalı olduğu ve hak düşümü süresine tabi olmadan esasa ilişkin bir...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu senet ve bu senede dayalı olarak yapılan takip ve maaş haciz işlemlerinin İİK'nun 277 ve devamı maddeleri ile TBK’nun 19. maddesi gereğince iptaline karar verilmesini istemiştir. Davacının dayandığı her iki dava sebebi, yargılama usulü, iptal koşulları, dava sonuçları, istinaf ve temyiz daireleri yönünden farklı olduğundan davacı vekiline İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali mi yoksa BK.19....
(Yargıtay 17 hukuk 2016/10467E,2019/1972K, 4 hukuk 2020/1254E-2021/1330K) Mahkemece her ne kadar dava İİK 277 ve devamı maddelerine ilişkin olarak gerekçelendirilse de bu anlatılanlara göre davacı TBK 19 maddesine göre dava açmakla aciz vesikası almasına gerek yoktur. Zamanaşımı da sözkonusu olmayacaktır. Davanın TBK 19....
Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nın 283. maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır." şeklinde karar verilerek görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirlenmiştir. Yine emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2016/8983 E. ve 2018/3951 K. sayılı kararında da " ... Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevine girmektedir." şeklinde karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay(Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 01/02/2021 tarih, 2019/2552 Esas ve 2021/413 Karar sayılı bozma ilamında; "davacı alacaklı tarafından 22/02/2019 tarihinde borçlunun adreslerinde yapılmış ve İİK'nun 105. madde niteliğinde olan bir haciz tutanağının sunulduğu, bu halde, ön koşul eksikliğinin giderildiğinin kabulü ile davanın esasına girilerek İİK'nun 277-279 ve 280 koşullarının tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....