Mad. hükmünce açılan tasarrufun iptali davası olduğunu, bu madde hükümleri gereğince açılan davaların hiçbir şekilde ticari dava ve işlerden sayılmadığını, bu davanın tarafları (tarafların tacir olup olmamalarına, uyuşmazlığa konu alacağın niteliğine (takip dayanağının çek / senet olup olmaması) uyuşmazlıkta devredilen hakkın niteliğine (şirket hissesi, taşınmaz, hak ve alacak vb.) bakılmaksızın genel nitelikli davalar olmakla asliye hukuk mahkemelerinin görev alanında kaldığını, verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olup, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali olmadığı takdirde TBK.19 maddesine dayalı açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Dava, borçlunun yapmış olduğu tasarrufun iptali talebine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası, İİK On birinci bap madde 277 ve devamında düzenlenmiş olup "Hak düşürücü müddet" başlıklı madde 284 aşağıdaki gibidir. "İptal davası hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer." Hak düşürücü süre, mahkemece resen, yargılamanın her aşamasında dikkat edilmesi gereken bir husus olup dava konusu hakkın gerçekleşmesine usuli bir engeldir. Esasen zaman aşımından farklı olarak, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen hak düşürücü sürenin dikkate alınması gerekir. Hak düşürücü sürenin bu niteliği itibariyle, hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılan davanın dinlenmesi mümkün değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24.02.2022 NUMARASI : 2021/97 ESAS - 2022/52 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (TBK m.19 Hükmüne Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı T5 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Maddesine göre muvazaalı işlemin (tasarrufun) iptali istemine ilişkindir. Dava, anılan Yasanın 284. maddesine göre batıl tasarrufun gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Tasarruf tarihi 27/04/2016 olup, eldeki davanın tarihi 14/12/2020 olmakla dava hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. İİK 277 vd maddelerine dayalı davanın dinlenilebilmesi için öncelikle alacaklının alacağının gerçek olması, bunun için icra takibi yapılmış olması, takibin kesinleşmiş ve devam ediyor olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu olan borçtan sonra yapılmış olması, borçlunun ödemeden aciz halinde olması gerekir. Borçlunun ödemeden aciz olduğunu, kati veya geçici aciz vesikası gösterir. Ayrıca borçlunun adresinde yapılan hacizde haczi kabil mal bulunamadığına dair tutulan tutanak da geçici aciz vesikası hükmündedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28.12.2022 (Ara Karar) NUMARASI : 2022/164 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı ile TBK 19.Maddeye KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması esnasında ihtiyati hacze ilişkin itirazların reddine dair ara kararına karşı davalılar T3 ile T4 T5 T6 vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Öyle ki dava, davacı banka tarafından davalıya kullandırılan krediler nedeniyle üzerinde ipotek tesis edilen ve daha sonra davacı bankaca borca mahsuben satın alınan taşınmazlar hakkında açılan tasarrufun iptali davası neticesinde tasarrufun iptaline karar verilmesi üzerine davacının dava dışı kişiye ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsiline yöneliktir. Bu haliyle hukuki temeli itibariyle dava konusu takibe dayanak alacak davacının selefi olan bankanın dava dışı kişiye yaptığı ödeme tarihi ile doğmuştur. Zira alacağın dayanağı daha önce sözleşme hükümlerine göre ipotek yoluyla artık tahsil edildiğinden, bu kez ise davacı bankaca borca mahsuben satın alınan taşınmazlar hakkında açılan tasarrufun iptali davası neticesinde tasarrufun iptaline karar verilmesi üzerine davacının dava dışı kişiye ödemek zorunda kaldığı bedel yönünden davalının sebepsiz zenginleşmesi temelinde olduğu açıktır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/01/2021 tarih ve 2018/392 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin feri müdahil banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar arasında muvazaalı devrolunan Aydın İli, Köşk İlçesi, Çiftlik Köyü, 2090 parselde kayıtlı, 3.999,00 m2 miktarlı, "iki katlı çelik süt ürünleri işleme tesisi ve bahçesi" niteliğindeki taşınmazın TBK. 19. madde uyarınca İİK. 278, 280, 283 vd. Hükümlerinin benzetme yoluyla uygulanarak müvekkili şirket bakımından muvazaalı tasarrufun iptaline ve müvekkil şirkete dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesini, taşınmazın kötü niyetli devrini önlemek adına tapu kaydına teminatsız, takdir olunursa teminatla ihtiyati tedbir mahiyetinde devir ve temlik yasağı uygulanmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.06.2019 Salı günü davalı ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davalı ... aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2014/6474 sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığını, davacının talebi ile davalı borçlunun taşınmazına 15/04/2014 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu, ancak taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde ihtiyati haciz şerhinin işlenmesinden dört gün önce 11/04/2014 tarihinde Ankara 10....
Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa hukuki sebebine dayanarak açılan tasarrufun iptali davaları İİK'nin 284'üncü maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süreye tâbi değildir. Somut uyuşmazlık, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; eldeki davanın TBK'nin 19'uncu maddesi uyarınca muvazaa hukuki olgusuna dayanılarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; davacı T1 ile davalı T3 arasında İstanbul Anadolu 11'inci Aile Mahkemesinin 2020/379 (E) sayılı dosyasında görülmekte olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak davasının bekletici sorun yapılarak, bu davada davacının alacağının bulunduğunun saptanması durumunda tarafların ileri sürdüğü kanıtlar da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, tasarrufun iptali istemine yönelik karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir....
Teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması hâlinde, hâkim teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebilir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 281/2. maddesinde tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer almakta olup, buna göre ihtiyati haciz isteyebilme imkanı getirilmiştir. Tasarrufun iptali davalarının amacı alacaklıların para alacaklarına kavuşmalarını sağlamaktadır. Davanın konusu tasarruflara konu taşınır ya da taşınmazlar değildir. Bunlar üzerinde mülkiyet değişikliği gibi bir amaç güdülmemektedir. Bu taşınır ya da taşınmazların cebri icrayla satılması ve alacaklıların alacaklarına kavuşması hedeflenmektedir. Yani bu davaların konusu da para alacaklarıdır. Bundan dolayıdır ki İİK'nın 281. maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüştür....