Somut olayda, davacı vekili tarafından İİK'nun 120/2 maddesi çerçevesinde, borçlunun alacaklı olduğu dosyayı takip için İcra Dairesi'nden aldığı yetki belgesini ve aynı dosya kapsamında tasarrufun iptali davası açmak üzere aldığı yetki belgesine ilişkin belgeler celp edilmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre de ; Mahkemece tasarrufun iptali istenen taşınmazın 4. kişi olan davalı T5-birlik İnşaat T9 Tic. Ltd.Şti adına kayıtlı olduğu ve iptaline karar verilmesine rağmen , aynı taşınmaz için diğer davalı İlknur hakkında tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır. Eldeki davada borçlu tarafından devredilen ve iptali istenen taşınmazın birden fazla kez devir görmüş ve devir alanların tamamı davalı olarak gösterilmiştir. 3.kişi olan davalı İlknur'un 4.kişi olan davalı T5-birlik İnşaat T9 Tic. Ltd.Şti'ye yaptığı tasarrufun iptali için 4.kişinin iyiniyetli olmadığının ispatı gerekli ise de yeterli değildir....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri ile TBK 19 md uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir. Bu ön şartların bulunması halinde İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılır. Somut olayda geçici aciz belgesi mahiyetinde haciz tutanağının bulunmadığı anlaşılmakta ise de davanın terditli açıldığı, TBK 19 maddesi uyarınca açılan davalarda aciz belgesi aranmadığı anlaşıldığından bu konudaki itiraz dikkate alınmamıştır....
Madde gereği aciz vesikası hükmünde olduğu tasarrufun iptali için gerekli olan dava şartlarının bulunduğu davanın süresinde açıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece harç eksikliği tamamlatılmadan esasa girilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davalılar vekili verdiği istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın tasarrufun iptali davası olup, tasarrufun iptali şartlarının iş bu davada oluşmamış olduğunu ve hatalı olarak kabul kararı verildiğini, davalı borçlu hakkında sunulması zorunlu olan aciz belgesinin sunulmadığı halde davanın kabulüne karar verildiğini, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının ayrıntılı alınmamış olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili istinaf etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/62 esas, 2022/181 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (TBK.19- İİK 277 ve devamı) talebinin kabulüne karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (TBK.19- İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "......
İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, eldeki davanın İİK 227 vd gereği tasarrufun iptali davası değil TBK md 19'a dayalı muvazaa nedenli tasarrufun iptali davası olduğunu, dava dilekçesinde açıkça YArgıtay kararları doğrultusunda İİK md 277 vd maddelerinden aykırı düşmeyenlerin kıyasen uygulanması talep edildiğini, eldeki davanın TBK md. 19 uyarınca muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası olduğunu, yüksek mahkeme kararları gereğince muvazaalı işlemlerde esasen ortada satış işlemi ve iradesi olmadığından satış bedeli ödenmediğinden yapılan işlemin alacaklılardan mal kaçırma ve kredi temini için göstermelik olarak gerçekleştirildiğinden gerek hak düşürücü süre gerekse de zamanaşamı süresine tabi olmaksızın iptal kararı verilebileceğini, Yargıtay kararlarından da anlaşıldığı üzere davanın TBK md 19'a göre dayandığından yerel mahkemenin i2 ve 5 yıllık sürenin geçtiğine dair kabulünün yerinde olmadığını...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/303 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Manisa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/12/2020 tarih ve 2020/303 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil bankanın alacağının tahsilini engellemek ve mal kaçırmak amacıyla, davalıların kendi aralarında muvazaalı olarak tanzim etmiş oldukları senetlere dayalı olarak açılmış olan İstanbul 11. İcra Müdürlüğü 2018/23560 Esas sayılı dosyasından yürütülen takibin muvazaa nedeniyle iptalini, işbu takip dosyasından hacizli hisselerin geçerli olduğu anlamına gelmemek kaydıyla bankamıza hacizli hisselerin geçerli olduğu açık olduğundan; davalı/borçlu T6 adına kayıtlı tüm malvarlığı üzerine danışıklı olarak uygulanan haciz işlemlerinin ve tasarrufların, TBK.’nun 19....
İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK'nın 277 maddesi) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK'nın 278., 279. ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır....
Şti.’nden aldığını ve ciro ederek davalıya verdiğini, aynı çekleri ciro yoluyla tekrar aldığını ve bankaya ibraz ettiğinde karşılığı olmadığı için arkalarını yazdırdığını, bu takip sonuçsuz kalınca tasarrufun iptali davası açtığını, işte davacının davasını dayandırdığı beyanın, davalının tasarrufun iptali davasına sunduğu ve davalının kendisini borçlu zannederek hakkında şeklen kesinleşen takibe yönelik bir beyan olduğunu, oysa bu takibe konu borçtan dolayı sorumlu olmadığının mahkeme kararı ile sabit olduğunu, tasarrufun iptali davasındaki beyanın bu davada delil olarak kullanılamayacağını, zira taraflar arasında başkaca bir borç alacak ilişkisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
davalılara devredildiğini, davalı Muharrem'in yine 16/04/2014 tarihinde dava konusu yapılmayan 10 adet iş yeri vasıflı taşınmazı elden çıkarttığını, dava konusu taşınmazların devirlerinin mal kaçırma kastı ile yapıldığının açık olduğunu, ayrıca devir işlemlerinin bedelde muvazaa olması nedeniyle TBK m. 19 gereğince iptali gerektiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufların İİK'nın 277 ve devamı maddeleri ile TBK m. 19 gereğince iptaline karar verilerek Bakırköy 7....