Böylece ve dolayısıyla o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsili amaçlanır. Davada alacaklı ve borçlu olan şirketler arasında ticari bir alım satım ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak davaya konu edilen taraflar arasındaki bu alım satım ilişkisi değil, davalı şirket ile diğer davalı 3. kişi arasındaki muvazaalı olduğu ve iptali istenilen işlemdir. Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283....
Asliye Hukuk Mahkemesi 17/11/2021 tarih 2020/204 Esas 2021/418 Karar sayılı gerekçeli kararında özetle; "Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Dava, tasarrufun iptali istemine yöneliktir. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekir....
İhtiyati haciz müssesesi asıl olarak İİK'nun 257- 268 maddeleri arasında düzenlenmekle birlikte tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak ve bu davaların özelliği gereği, İİK 257 maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kurumu yeterli görülmemiş, İİK.281/2 madde ve fıkrasında daha özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemede ihtiyati haciz için aranması gereken bazı koşullar tasarrufun iptali davalarına özgü olarak yumuşatılmış ve İİK 257 ve devamı maddelerinde aranan bazı şartlar 281/2 maddesinde aranmamıştır. Ancak, yaklaşık ispat kuralı burda da geçerli olacak ve mahkeme hakimi bu kurala göre kanaate ulaşıp karar verecektir....
süre ya da zamanaşımı süresi söz konusu olmayacağı hususunun sabit olduğunu, muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davaları dahil, tüm tasarrufun iptali davaları hakkında Yargıtay kararlarında davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması halinde ve İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi durumlarda T.B.K 19 . maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açmasının da mümkün olduğunu belirttiğini" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
Ne var ki, hâkim davacının bildirdiği maddi olaylar ve son istekle bağlı ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca, ileri sürülen maddi olaylarda hangi hukuki sebebe göre karar vereceğini tayin ve takdir etmek durumundadır. Başka bir anlatımla, maddi olgu ve olayları (vakıaları) bildirmek yanlara, bildirilen bu olay ve olgular çerçevesinde hukuki nitelendirmeyi yapmak, uyuşmazlığı çözüme ulaştıracak kanun hükmünü bulup uygulamak hakime aittir. Öyle ki, hukuki sebep yanlış gösterilmiş veya hiç gösterilmemiş olsa dahi hakim tarafından en uygun hukuki sebebin bulunması ve ona göre karar verilmesi gerekir.Somut olayda, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davanın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu′nun 19.(818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.) maddesinden kaynaklanan ″muvazaaya dayalı tasarrufun iptali″ hukuksal nedenine dayandırıldığı anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK 19. Maddesine Dayalı Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilebilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. HMK'nın 389....
İlk derece mahkemesince; davalılar arasında taşınmaz satışına ilişkin bir tasarruf olmadığı, taşınmazın davalı T3 tescilinin cebri icra yolu ile yapılan ihale sonucu gerçekleştiği, tasarrufun iptali davasının ön koşullarından olan taraflar arasında mevcut tasarruf koşulunun oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görülebilmesi için ön koşulların oluştuğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri veya TBK 19. maddesi uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Öncelikle dava harcının eksik yatırıldığı, yerel mahkemece harç tamamlatılmadan davaya devam edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2020 NUMARASI : 2017/10 ESAS 2020/329 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : Yukarıda bilgileri yazılı mahkemece verilen karara ilişkin istinaf talebi üzerine mahkemece dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiğinden yapılan ön inceleme ve incelemeyle heyete tevdi olunan dosyanın gereği görüşülüp aşağıdaki karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı vekilinin, Seyhan ilçesi, Sarıyakup mahallesi, 100 ada, 11 parselde kayıtlı kargir ev niteliğindeki taşınmazın 1/4 hissesinin davalı T6'ye ait iken 25/04/2012 tarihli 13360 yevmiyeli devir senedi ile T5 devredildiğini, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, taşınmaz üzerinde yapılan tasarrufun iptali ile belirtilen dava konusu taşınmaz yönünden ilgili Adana 6. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1724 Esas sayılı dosyası İİK 283/1 vd. maddeleri gereğince cebri satış yetkisi verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı Yücel vekili tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Tasarrufun iptali davaları 6098 sayılı TBK 19'a ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ (İİK 277 VE DEVAMI) -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak TBK.' nın 19.maddesi gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....